TL'deki değerlenmenin nedeni döviz giriş mi?

Alaattin AKTAŞ
Alaattin AKTAŞ EKO ANALİZ [email protected]

Türk parasında özellikle dolara karşı bir değerlenme var. Bu değerlenme, bir ölçüde doların dış piyasalarda da değer yitiriyor olmasından kaynaklanıyor. Ancak, yurtdışı piyasalarda dolar/euro paritesinde gözlenen değişim, yurtiçindeki hareketi açıklamaya yetmiyor. Peki ne oluyor da Türk parası dolara karşı değer kazanıyor? Türkiye'ye yine oluk oluk döviz mi giriyor ki böyle bir eğilim ortaya çıkıyor?

Türkiye'ye ne miktarda döviz girdiğinin resmi belgesi ödemeler dengesindeki rakamlar. Portföy hesabı-yükümlülükler başlığı altında yer alan borç senetleri kalemindeki hareket, Türkiye'ye sıcak para diye adlandırdığımız Hazine kağıdı almak için gelen parayı gösteriyor. Merkez Bankası son olarak ödemeler dengesinin sekiz aylık verilerini açıkladı. Buna göre, yılın ilk sekiz ayında portföy yatırımı olarak 1 milyar 491 milyon dolarlık bir giriş olmuş. Geçen yılın aynı döneminde ise giriş değil, 603 milyon dolarlık bir çıkış söz konusu.

Portföy yatırımı olarak gelen paraya ilişkin geçmiş yıl rakamlarını da aktaralım. Bu kalemden 2000 yılında 1.1 milyar dolar girdikten sonra, kriz yılı olan 2001'de 3.6 milyar dolarlık çıkış yaşanmış. Daha sonra hızlanan bir giriş var. Portföy yatırımları kaleminden 2002'de 1.5 milyar, 2003'te 2.9 milyar, 2004'te 8 milyar, 2005'te 9 milyar, 2006'da 9.5 milyar dolar girmiş. 2007 ve 2008 yıllarında ise 2.4 milyar ve 4.5 milyar dolarlık çıkış gerçekleşmiş.

Türk parası üstünde baskı yaratacak ve değerlenmesine ya da değer yitirmesine yol açacak döviz hareketi yalnızca portföy yatırımıyla gelen döviz değil elbette. Hisse senedi yatırımları için gelen ya da çıkan döviz ile doğrudan yatırımlarla ilgili döviz hareketi de ulusal paranın değerinde belirleyici oluyor.

Bu yılın ilk sekiz ayındaki rakamlar, portföy yatırımı olarak yaklaşık 1.5 milyar dolar gelirken, doğrudan yatırımlar yoluyla gelen döviz tutarının 5.8 milyar doları bulduğunu gösteriyor. Ekonomiye katkısı kuşkusuz çok farklı olmakla birlikte, doğrudan yatırımlar için getirilen döviz de sonuçta Türk parasının değerlenmesi anlamında portföy yatırımı için gelen dövizle aynı etkiyi yapıyor. Ancak bir kez daha vurgulayalım; doğrudan yatırım için gelen dövizin ekonomiye katkısı kuşkusuz farklı, ayrıca bu şekilde gelen döviz birden çıkan ve ekonomide tahribat yaratan bir para değil.

Şimdi, ilk sekiz ayda gelen 1.5 milyar doların Türk parasının değer kazanmasına yol açtığı söylenebilir mi? Bu soruya evet yanıtı vermek zor, ama ortada da bir gerçek var, Türk parası değer kazanıyor. TL'deki bu değerlenmenin hızlanacağı kaygısı da yaşanıyor; hele hele IMF ile bir anlaşma imzalanırsa. Ayrıca, ithalatın böylesine gerilediği, dolayısıyla döviz talebinin böylesine düşük kaldığı bir dönemde TL'nin değer kazanması da normal değil mi…

Son günlerin tartışma konusu, Brezilya'nın yabancı fonlar için uygulamaya koyduğu vergi. Türkiye'de bu konuda taban tabana zıt iki görüş var. Bir görüşe göre benzer bir uygulamaya Türkiye'nin de gitmesi gerekir. Üstelik bu adım, döviz girip sorun yaratır hale gelmeden atılmalıdır. Diğer görüşe göre ise, Türkiye'nin henüz yabancı fonlara ihtiyaç duymadan ekonomisini döndürme lüksü bulunmamaktadır, kaldı ki gelecek yıl Hazine'nin yüklü ödemelerini yurtiçi kaynaklarla karşılaması mümkün değildir. Bu yüzden de portföy yatırımlarına vergi koymak akıllıca olmaz.

Anayasa Mahkemesi'nin yabancıların Türkiye'deki menkul kıymet faiz gelirlerindeki stopaj avantajını ortadan kaldıran kararı, dokuz aylık geçiş süresi de tanınmış olmasına rağmen, geçen hafta piyasalarda küçük bir sarsıntıya yol açmıştı. Yani Türkiye bu konuyu çok iyi irdeleyerek adım atmak durumunda. Kaldı ki Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, yabancılara dönük uygulamanın halen mevcut haliyle sürdüğünün altını bir kez daha çizdi. Biz, bırakınız yeni vergiler getirme noktasında olmayı, mevcudu korumayı öngörüyoruz. Dolayısıyla Türkiye'nin Brezilya gibi bir adım atması söz konusu değil.

Peki kur; döviz girişi ya da imzalandığı takdirde IMF anlaşmasının yaratacağı olumlu havayla daha da düşerse Merkez Bankası ne yapacak, Merkez'in elinde ne gibi araçlar kaldı? Birincisi, faizler; faizleri biraz daha düşürmek. Ama orada marjımız epeyce azaldı. Bir diğeri de yüklü döviz alımına gitmek; ihaleler değil müdahalelerle alım yapmak. Peki milyar dolarlık alımlar dövizdeki düşüşü durdurabiliyor mu, yanıt için geçmişteki örneklere bakmak yeter.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar