TL küresel Dolar talebinin neresinde duruyor?

Burak DEMİRPEHLİVAN - SAXO CAPİTAL MARKETS

Son dönem FED faiz artırması yönündeki beklenti eski etkisini yitirdi. Gerçi ilk etkisine baktığımızda doların diğer para birimlerine karşı bu fiyatlamayı faiz piyasasına kıyasla fazla agresif yaptığını izlemiştik. Dolar endeksinde 88,50 seviyesine kadar yaklaşan yükseliş yaklaşık %0,70’lik bir geri çekilme ile yumuşama gösteriyor. FED’in burada duruşunun değişmediğini ancak dolar dışındaki para birimlerine ait gelişmelerin fiyatlamanın ana nedeni olduğunu bu resme eklemeliyiz. Bir diğer önemli konu ise Çin’den gelen son faiz indirimi adımı ve devamının gelebileceği beklentisi. Bu da piyasada merkez bankalarının destek olmak için hazır olduğunun düşünülmesine neden olarak büyüme ile beklentilerini de iyileştirmekte. Hepsini bir arada incelediğimizde risk iştahındaki artış dolardan çıkışın sürebileceği bir yakın geleceği akıllara getiriyor. Ancak burada dikkat edilmesi gereken konu madem risk iştahında bir artış var o zaman hangi piyasaların buna yatkın olacağıdır. Riskten kaçışın olduğu dönemde Türk Lirası’nın seyrine baktığımızda gelişmekte olan ülkeler arasında en fazla değer kazanan para birimi olduğunu görüyoruz. Bu durum risk almak istendiğinde TL’nin şampiyonluğunu ilan ettiği dönemde en fazla değer kaybeden para birimleri olan Rus Rublesi’ni ve Brezilya Reali’ni öne çıkartıyor. Kısa vadede USD/TRY için yukarı yönlü momentum çok kuvvetli bir görüntü vermeden varlığını hissettiriyor. Ancak TL ‘deki hareketler için bu iki para birimin tepkisi iyi analiz edilmeli. Zira Ruble veya Real’de son günlerde yukarı yönde TL’ye oranla daha hızlı yol kat etme ihtimallerinden dolayı bir hareketlenme de izlenmekte. Kısa vadeli gelecek için opsiyon piyasasının nasıl bir tercihi fiyatladığına bakarsak, yukarı yönde ancak çok sert olmayan bir fiyatlama olduğunu görüyoruz. Burada sene sonuna doğru seviye olarak 2,2750 gibi bir bölgenin tercihlerin ortalaması gibi göze çarptığı söylenebilir. Yani özet olarak küresel dolar talebindeki zayıflamanın Türk Lirası için direkt bir değer kazancı anlamına gelmesini beklemek makul görünmüyor. Odaklanılması gereken ana nokta gelişmekte olanlar sepeti içerisindeki ayrışmalar olacak.