TL için olmazsa olmaz şart
Cumhurbaşkanı’ndan, Hükümet’ten, Türk Lirasını destekleyici açıklamalar geliyor. Komşu ülkelerle yapılacak ticaretin yerel para birimleriyle gerçekleştirileceği ifade ediliyor. Yerli yatırımcıların tasarruflarını TL’ye yönlendirmesi öğütleniyor. Türk Lirası cinsinden tasarrufların artmasını önemsiyorum. Yatırımcıların yerli para cinsinden tasarrufları ne kadar artarsa, dış finansmana bağımlılık o kadar azalır. Tabii yatırımcıların yerli paraya yönelmesi için bazı şartların oluşması lazım.
Türk Lirası spekülatif bir para birimi oldu. Aslında spekülasyon bir piyasadaki derinliğin artmasını ve gerçek fiyat oluşumunu destekler. Temel sağlamlaşır. Ancak yatırımcıların bir finansal varlığı yoğun şekilde açığa satarak spekülasyon yapması dengeleri bozar. Açığa satış işlemleri oynaklığı artıracağı için fiyat hareketlerinin dalga boyu yükselir. Açığa satış, hem borsada hem de döviz (foreks) piyasalarında yapılabilir. İllegal bir işlem değildir. Kitaba uygundur. Borsada bir hisse senedinin açığa satılması o hisse senedinin bir aracı kurumdan ödünç alınarak satılmasıdır. Hisse senedinin fiyatının düşeceği öngörüsüyle bu işlem yapılır. Döviz piyasalarında bu işlemler borsaya göre daha basit bir şekilde gerçekleşiyor. Örneğin TL’yi açığa satmak için elinizde olmasına gerek yoktur. Foreks piyasasındaki işlemler, hisse senedi piyasalarındaki açığa satış işlemlerine göre daha karlı bir yöntem olarak görülüyor. Esasen hisse senedi veya döviz piyasası işlemi fark etmiyor. Bir ülkede siyasi tansiyon mütemadiyen yüksek kalıyorsa yabancı yatırımcı affetmiyor. USD/ TL kurunu 3.40’lı seviyelerden 3.60’a yerli yatırımcıların alımları taşımadı. Bu sert yükseliş hareketinin düşük işlem hacimlerinde yaşanması, yabancıların TL’yi açığa sattığının bir göstergesidir. Kur 3.60 civarına geldiğinde, spekülatörler TL satış pozisyonlarını kapatarak karlarını realize ettiler. Türk Lirası deyim yerindeyse spekülatörlerin oyuncağı oldu. Ortam sakinleşse, demeçlerin sertlik dozajı düşse, TCMB belki döviz satarak bile kontrolü sağlayabilir.
Ticaretimizin belli bir seviyenin üzerinde olduğu ülkelerle yerel paralar cinsinden ticaret işlemlerinin yapılması hassas bir konudur. Çünkü bu mevzuyu konuşacağımız ülkelerle yaptığımız ticarette açık veriyoruz. Yani bu ülkelerden yaptığımız ithalat, yaptığımız ihracattan daha yüksek. Bu açıdan komşularımızı ikna etmek zorlaşabilir. İthal ettiğimiz petrol ve doğal gaz gibi ürünleri dolarla ödüyoruz. Dünyada son dönemde en iyi performansı gösteren majör para birimi Amerikan Dolarıdır. Bu para birimine yönelik orta vadeli beklentiler de yüksektir. Hal böyleyken, Türkiye’nin başta enerji ürünlerini aldığı ülkeler ödemelerin TL cinsinden yapılmasına razı olurlar mı? Yerel paralarla ticaret, iki ülke arasındaki dış ticaretin dengede olacağı ve para birimimizdeki oynaklığın düşük olacağı dönemlerin konusudur.
Hane halkının bankalardaki döviz tevdiat hesaplarında 150 milyar dolar civarında bir para var. Cumhurbaşkanı’nın, ‘‘Dolardan TL’ye ve altına dönün’’ çağrısından sonra bu hesaplarda bir çözülmenin olup olmayacağını bilmiyoruz. Açıkçası olası bir etkinin kısa süreli ve sınırlı olacağını düşünüyorum. Faiz artırımı konusunda, Merkez Bankası enflasyonun durumuna göre gerekli adımları atar. Hiçbir şüphem yok. Tabii yatırımcıların TL’ye yönelmesi için kritik bir şart olan ‘‘pozitif reel faiz’’ bile yeterli olmayabilir. Olmazsa olmaz şart; global piyasalarda TL için oluşan, ‘‘Her yükselişte satış yapılacak para birimi’’ algısının değişmesidir.