TL faizi peşinde koşan yabancı rotayı borsaya ne zaman çevirecek?

Volkan DÜKKANCIK
Volkan DÜKKANCIK Yatırım Dünyası [email protected]

Yabancı yatırımcı borsada 6 haftada 2 milyar dolara yakın satış yaptı. Şirket bilançolarında yaşanan zayıf seyir ve yüksek faiz getirisi yabancı yatırımcının hisse senedi piyasasından uzaklaştırıyor. Peki yabancı borsaya ne zaman dönecek?

 1 yıldır devam eden ekono­mide normale ve normlara dönüş süreci kredi derece­lendirme kuruluşları ve yabancı yatırımcı nezdinde karşılık bul­maya devam ederken, Merkez Bankası’nın sıkı duruşu özellikle sabit getirili tarafta yabancı il­gisini yüksek tutmaya devam ediyor.

Bununla birlikte, Atılan adımlar makro göstergeler tara­fında özellikle enflasyon cephe­sinde henüz arzu edilen karşılı­ğı bulamamışken büyüme tara­fında ise öncü göstergeler, üretim cephesinde önemli yavaşlama sinyalleri vermeye başlamış du­rumda. Mayıs ayıyla birlikte zirve yapan enflasyonun yılın ikinci ya­rısında hem baz etkisi hem de ge­nel eğilim olarak düşüşe geçece­ği noktasında, yerli-yabancı tüm yatırımcılar neredeyse hemfikir.

Son toplantısında, Haziran’dan itibaren yaşanacak dezenflasyon sürecinde, enflasyonu, bankanın belirlediği ara hedeflerle uyum­lu olacak şekilde düşürmek için ne gerekiyorsa yapmaya devam edeceklerinin altını çizen TCMB yönetimi, enflasyonda belirgin ve kalıcı bir bozulma öngörül­mesi durumunda ise, para politi­kası duruşunun daha da sıkılaş­tırmaktan çekinmeyeceklerini özellikle vurguladı.

Şirket bilançolarında zayıflık sinyalleri

TCMB’nin bu kararlı para po­litikası ve buna eşlik edecek ma­li sıkılaşma süreci, ekonomide normlara dönüş senaryosunun en önemli araçlarından biri ola­rak fiyat istikrarının sağlanma­sı ve piyasalarda öngörülebilir­liğin artmasına destek olabilece­ği için orta-uzun vadede oldukça pozitif bir tablo ortaya koyuyor.

Ancak yüksek faizle birlikte ar­tan finansman maliyetleri ve so­ğuyan büyüme, şirketler ve dola­yısıyla borsa açısından durumu biraz daha sıkıntılı bir hale geti­riyor. Açıklanan 1Ç24 finansal­ları da şirketlerin artan finans­man yüküyle birlikte kârlılık an­lamında ciddi olarak zorlanmaya başladıklarını açık bir şekilde or­taya koydu. Uygulanmaya baş­lanan enflasyon muhasebesi de zaten şirketleri ve yatırımcıları, ciro ve faaliyet kârı anlamında da bilançoların reel olarak çok iç açıcı durumda olmadıkları ger­çeğiyle yüzleştirmiş durumda.

Yabancı 6 haftada 2 milyar dolarlık satış yaptı

Aslında bu tablo, yabancı yatı­rımcının hisse piyasasında ne­den son 6 haftada 2 milyar dola­ra yakın net satıcı pozisyonunda oldukları gerçeğini de açıklıyor. Enflasyon muhasebesi nedeniy­le bilanço karşılaştırmada ya­şanan güçlük, şirket bilançola­rındaki zayıflık ve uzun vadeli bakmaktan ziyade daha çok Tür­kiye’deki kısa vadeli fırsatlara odaklanan fonların varlığı, yaşa­nan bu süreçte etkili oluyor de­mek mümkün.

Bu aşamada ülke olarak henüz, ekonomide ya­şanan dönüşümün uzun vadeli hikayesini satın almak isteyen Long-only fonlardan ziyade, da­ha fırsatçı ve kısa vadeli yüksek carry getirisi peşinde koşan he­dge fonların tercihi durumunda­yız. Bu da çok cazip getiri sunan sabit getirili enstrümanlara ilgi­yi çok daha fazla ön planda tutu­yor. 13 haftadır aralıksız olarak TL cinsi tahvillere giriş yapan yabancı yatırımcının tahvil po­zisyonu, hisse senedindeki satı­şın aksine, bu süreçte 9 milyar dolar artış gösterdi.

 Enerji, sigorta ve havacılık öne çıkacak

Peki yabancının yüksek faiz avantajından yaralanmak için sabit getirili TL varlıklara gösterdiği ilgi hisse senedi cephesinde ne zaman karşılık bulabilir? Hisse senedine giriş yabancı için biraz da uzun vadeli bakmayı gerektiriyor. Ekonomide sıkı ve kararlı duruşun sürdürüleceği noktasında ikna edilmiş bir piyasa, gri listeden çıkış ve not artırım beklentilerinin sürmesi, dezenflasyonist sürecin de başlamasıyla birlikte kendine yeni bir hikaye yaratma eğilimine girmek isteyecektir.

Ancak yüksek faiz, yüksek enflasyon ve yavaşlayan büyüme bu hikayeyi fiyatlamanın zamanlaması ve sektör/ hisse seçimi konusunda çok dikkatli olmayı gerektiriyor. Bu dönemde hisse portföyü oluşturmaya çalışan yatırımcılar, büyüme ve faiz duyarlılığı yüksek olan otomotiv, beyaz eşya, cam, demir-çelik gibi sektörlerden; yabancı ilgisin olduğu sektörlerle birlikte talep esnekliği düşük, büyüme duyarlılığı zayıf, defansif ve kendi hikayesi olan, iletişim, gıda ve gıda perakendeciliği, enerji dağıtım, sigorta ve havacılık gibi sektörlere yönelebilir.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar