Tire Süt Kooperatifi...
İzmir'de yaşamak ayrıcalıktır. Bu ayrıcalığa pek çok örnek verilebilir. En önemlisi tarıma ve tarımcıya verilen değerdir.
Sabahları İzmir Kültürpark'ta spor yapanlar, işe gidenler, oradan geçenler bilir. Bir anda karşınıza İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin sıra sıra “Süt Kuzusu” arabaları çıkar. Hepsinin üzerinde “Tire Süt Kooperatifi güvencesiyle” ibaresi var.
İzmir'in dört bir yanına ulaşan arabaların içinde belediyenin Tire Süt Kooperatifi'nden aldığı süt paketleri var. Gelir durumu iyi olmayan ailelerin 0-5 yaş arası çocuklarına gidiyor bu sütler. Bundan 10 yıl önce “Okul Sütü” olarak başlayan, daha sonra “Süt Kuzusu Projesi”ne dönüşen belediye kooperatif işbirliği sayesinde 125 bin çocuk haftada 2 litre süt tüketiyor. Bu bir ayrıcalık değil mi?
Çocukların tükettiği sütü üreten Tire Süt Kooperatifi, 1967 yılında kuruldu. Hayvancılığın gelişmesi, süt üretiminin artması için Tire ve yöresinde güçlerini kooperatif çatısı altında birleştiren çiftçiler büyük başarılara imza attı.
Bu başarıyı sadece Türkiye değil, dünya gördü. Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO), Dünya Gıda Günü etkinlikleri kapsamında “Gıda Güvenliğine ve Kırsal Refahın Artırılmasına Katkı” ödülünü Tire Süt Kooperatifi'ne verdi. Aynı etkinlikte, Gıda,Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı, “Güvenilir Gıda Üretimi Başarı Ödülü”nü Tire Süt Kooperatifi'ne verdi.
Bu ödüllerin arkasında çiftçilerin alınteri, kooperatifçiliğin gücüne inanan çiftçilerle çalışanların bütünleşmesi var. Aziz Kocaoğlu başkanlığındaki İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin kooperatifçiliğe dayalı “Yerelde Kalkınma” modeli kapsamında Tire Süt Kooperatifi üzerinden üreticiye verdiği destekler var. İzmir Gıda,Tarım ve Hayvancılık İl Müdürü Ahmet Güldal'ın bu göreve geldiği günden beri İzmir'de süt üretimi konusundaki çalışmaları ve duyarlılığı var. Hepsinden daha önemlisi, bir çok engellemeye, yanlış tarım politikalarına rağmen, kooperatifçiliği ısrarla savunan, bütün bu çalışmaları organize eden Tire Süt Kooperatifi Başkanı Mahmut Eskiyörük'ün büyük çabası var.
Mahmut Eskiyörük'ün kooperatifçilik, hayvancılık, süt ve genel olarak tarım konusundaki mücadelesini yıllardır yakından izliyoruz.
Kooperatifçiliğin önemini anlatmak için adeta çırpınıyor. Katıldığı her toplantıda, televizyon programında; “Bu ülkenin kurtuluşu tarımda, tarımın kurtuluşu için kooperatifleşmek gerekir” sözlerini bıkmadan, usanmadan tekrarlıyor. Buna yürekten inanıyor ve Tire'de uyguluyor.
Tire Süt Kooperatifi’nin iki ana hedefi var: Birisi, Avrupa Birliği standartlarında süt üretimini sağlamak, diğeri de, küçük ölçekli üreticilerin korunması.
Bu hedeflere ulaşmak için, Türkiye'nin en büyük süt toplama kooperatifinden birisi olan Tire Süt Kooperatifi, çiftçi ortaklarının üretim yapmalarını sağlamak için ihtiyaç duydukları tüm girdileri en ekonomik koşullarda temin ediyor. Hayvancılığın verimli ve kaliteli yapılması için uygun koşullar sağlıyor. Ortaklarının ürettiği ürünleri en iyi şekilde işleyerek pazara sunuyor ve üretici ortaklarının daha fazla kazanç elde etmelerini sağlıyor.
Yapılan bu çalışmalar sonucunda üreticinin maliyetleri aşağı çekilirken,verimlilik ve kalite artıyor. Buna bağlı olarak ta, kooperatif ortakları sütünü Türkiye ortalamasının en az yüzde 10 daha yüksek fiyata satıyor.
Kooperatiflerin öcü olmadığını, devlet politikası olarak desteklenmesi gerektiğini ısrarla vurgulayan Mahmut Eskiyörük'ün görüşleri özetle şöyle: “Kooperatifler yıllarca öcü olarak görüldü. Uygulanan politikalarla küçük aile tarımı yerine şirket tarımı konulmak istendi. Dünyada bu yol denendi. Fakat başarılı olamadı. Bugün Birleşmiş Milletler, Avrupa Birliği aile çiftçiliğini destekliyor, teşvik ediyor. Birleşmiş Milletler, insanları açlıktan kurtaracak modelin kooperatifleşme olduğunu hem ekonomik hem de sosyal açıdan yararlı olduğunu gördü. Bu nedenle en iyi kırsal kalkınma modeli olarak bizi örnek gösterdi. Ödül verdi. Artık herkesin bunu görmesi gerekir. Türkiye, tarım toplumu olmalı. Bu ülkenin tarımdan başka kalkınma şansı yok. Tarım ürünlerinin ithal edilmesi benim zoruma gidiyor. Bu ithalatı içime sindiremiyorum. Biz eğer tüketim toplumu yerine üretim toplumu olacaksak, kooperatifçiliği desteklemeliyiz. Tarımsal destekler doğrudan üreticiye değil kooperatifler, örgütler üzerinden üreticiye verilmeli. İzmir'de Yerel Kalkınma Modeli ile yapılan bu. Umarım bu model Türkiye'ye örnek olur.”
Tire Süt Kooperatifi Başkanı Mahmut Eskiyörük'ün en büyük hayali ise, küçük çiftçileri bir çatı altında üretim yapmalarını sağlayacak “Bizim Çiftlik Projesi.” Bu projeyi yaşama geçirmek için yıllardır bir arazi tahsis edilmesini istiyor. Kendisine bir fırsat verilse, yine dünyaya örnek olacak bir modeli ortaya koyacağına biz de yürekten inanıyor, aldıkları ödül nedeniyle kutluyoruz.