Ticarileşmeyen elektriğin borsası olsa ne yazar?
Türkiye, enerji sektörünün liberalizasyonu için epey yol aldı. Buradaki en dikkat çekici gelişme, elektrik alanında gözleniyor. Dikkat çekici, çünkü elektrik hiç kimsenin “şimdilik almayayım, sonra bakarız” diyebileceği bir ürün değil.
Elektriğin dört önemli ayağı; üretim, iletim, dağıtım ve satış. Özel sektör, işin üretim kısmında zaten yıllardır hep vardı. Son yıllarda devlet prensip olarak santral yatırımı yapmaz oldu.
İletim kısmı ise halen devlette ve öyle de kalacak görünüyor. İletimin devlette kalması, elektrikte serbestleşmenin tam sağlanmayacağı anlamına gelmiyor. Bu sadece teknik bir mesele...
Elektriğin dağıtım kısmı ise 2013'ün son çeyreğinden bu yana tümüyle özel sektöre bırakılmış durumda. 21 dağıtım bölgesine ayrılan Türkiye'de devlet artık elektrik dağıtmıyor.
Geriye satış kısmı kalıyor. Özel sektör ürettiği elektriği eskiden sadece devlete satıyordu. Sonraları yavaş yavaş ikili anlaşmalarla yüklü tüketim yapan abonelere satar hale gelmişlerdi.
Son yıllarda atılan adımlarla ise elektrik artık ticari bir ürün haline geldi. Aslına bakarsanız, elektriğin ticarileşmesi, sektörün liberalizasyonundaki en kritik adım.
Şu anda yılda belirli bir miktarın üzerinde tüketim gerçekleştiren aboneler elektriğini istediği satıcıdan tedarik edebiliyor.
Yani başlangıçta sadece devlete, kısmen de sınırlı sayıdaki büyük ölçekli tüketiciye elektrik satabilen ya da kendi ihtiyacı olan elektriği üretebilen girişimciler şimdilerde sayıları milyonları bulan bir tüketici grubuna elektrik satabilir hale geldiler.
Enerji sektöründeki liberalizasyon çalışmalarını taçlandıracak bir adım ise henüz atılmayı bekliyor. Bu adım, yasası, yönetmeliği çoktan çıkan, ancak kuruluşu henüz tamamlanmayan Enerji Borsası'ndan başka bir şey değil...
İşte bu adımın da bir an önce atılması şart. Çünkü ülkenin artan/artacak elektrik ihtiyacını karşılamak üzere yeni yatırımlara ihtiyaç var. Ve bu yatırımlar için elini taşın altına koyacak girişimciler, önlerini görebilmek için referans alabilecekleri bir göstergeye ihtiyaç duyuyor. O da ileride elektrik fiyatlarının ne olacağı meselesidir...
İşte kurulacak enerji borsasında oluşacak endeks/endeksler, öncelikle yatırımcılara ışık tutacak. Tabii, kullanıcılara da...
Özellikle herhangi bir alanda yatırım yapacak girişimciler, maliyetleri içinde enerjinin ne kadarlık bir paya sahip olacağını bilmek isterler.
İşte ekonomi aktörleri için en kritik göstergelerden biri olan elektrik fiyatlarında, ileriye yönelik öngörüde bulunabilmek için ihtiyaç duyulan göstergeyi ortaya çıkaracak borsanın önemi ortada. Tabii böylesi bir borsanın işlemesi için, burada işleme konu olacak ürünün, yani elektriğin serbestçe alınıp satılabilmesinin önemini belirtmeye bilmem gerek var mı?
Öyleyse, elektrikte serbest tüketici limitinin bir an önce sıfırlanmasında yarar var. Yoksa, gerçekten tamamen serbestçe alınıp satılamayan bir ürün için borsa kurmanın ne alemi var?
Bir şey daha... Serbest ticarete konu bir ürünün maliyetini belirleyen faktörlerin de serbest piyasada belirlenmesi gerekiyor. Türkiye'de elektriğin en azından şimdilik yarıya yakını doğalgazdan üretildiğine göre, orada da piyasayı serbestleştirecek adımların bir an önce atılması şart.
Gördüğünüz gibi enerji sektöründe serbestleşmenin öyle tek bir ayağı yok. Bisikletin bir tekerini bağlayıp da sürücüye hadi bas pedala diyemezsiniz. Ayaklarımızla pedala mı asılacağız yoksa eksik tekerin boşluğunu nu dolduracağız?
Özetle, bu yolda atılacak daha çok adım var.
Herkese kolay gele...