Ticari kredide büyüme ivmesi ‘gerilim’e takıldı
Üretici sektörlere kullandırılan ve ekonomik aktivite için gösterge niteliğindeki ticari kredilerin hacminde, Merkez Bankası’nın faiz indirimi başlattığı ve paralelinde özellikle sanayinin üretim azminde canlanmanın başladığı bu yılın ilk çeyreğindeki reel büyüme ivmesi, güçlü bir kontra faktör olarak küresel ve ulusal planda ortaya çıkan gerilimler sürecine yakalandı.
İçeride patlak veren siyasi gerilimin ardından, kredi faizlerinde kasımdan bu yana ihtiyatlı ve sınırlı devam eden düşüşler yerini yükselişe bıraktı. Başta sanayi sektörü olmak üzere ekonominin üretim ayağının fonlanması olan ve yatırım, üretim, istihdam, ihracat ve gayri safi milli hasıla büyümesi açısından önem taşıyan ticari kredilerin faizi bu kısa süredeki artışlarla, Merkez Bankası’nın faiz indirim süreci öncesi olan kasım ayı düzeyinin de üzerine çıktı.
ABD’nin korumacı yaklaşım içeren yeni gümrük tarifesi ile küresel ticaret savaşının kızışması da belirsizliği artırdı. Kredi faizlerinde ibre yeniden yukarı dönerken, gözler Merkez Bankası’nın bu ayki faiz toplantısına çevrildi.
Ticari krediler reel büyümeye geçmişti
Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu’nun (BDDK) haftalık verilerine göre, bankacılık sektörü toplam kredi hacminin en büyük bölümünü oluşturan ticari ve diğer kredilerin hacmi 27 Aralık 2024-28 Mart 2025 arasındaki üç aylık dönemde 1 trilyon 358,1 milyar liralık net artışla 13 trilyon 451,9 milyar liraya ulaştı.
Söz konusu kredilerde üç aydaki yüzde 11,2’lik cari genişleme, aynı dönemde yüzde 10,06 olan tüketici fiyatları (TÜFE) bazında enflasyonla indirgendiğinde, reel bazda yüzde 1,1’lik reel büyümeye karşılık geldi. Söz konusu kredilerin hacminde mart sonu itibarıyla yıllık cari artış ise yüzde 36,2 ile yıllık yüzde 38,1 olan enflasyonun altında kalmaya devam etti. Buna göre son üç aydaki reel büyümesine rağmen ticari kredilerin ulaştığı düzey, bir yıl öncekinin hala reel olarak yüzde 1,4 altında kaldı.
Ticari kredilerde bu yıl ilk çeyrekte yaşanan artışta aralıkta başlayan faiz indirim süreci paralelinde üretimdeki canlanma etkili oldu. Bu ivmenin devam edebilmesi için ABD’nin dünya ekonomisinde taşları yerinden oynatan radikal gümrük tarife değişiklikleri ile alevlenen küresel ticaret savaşları sürecinde artan belirsizlikler ve beklenen finansal dalgalanmalar kadar, tutuklamalar ve kitlesel protesto eylemleri ile içeride yaşanan ve kırılgan ekonomik dengelere yansıyan gerilimin aşılması önem taşıyor.
Kredi faizleri yeniden yukarı döndü
Merkez Bankası’nın aralıkta başlayan faiz indirim sürecinde, bankaların kredi faizlerindeki düşüş politika faizine göre sınırlı kalırken, 19 Mart’ta İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı’nın tutuklanması üzerine başlayan, kitlesel eylemlerle artan siyasal ve toplumsal gerilim sürecinde özellikle ihtiyaç kredisi ve ticari kredi faizlerinde yeniden yükseliş başladı. Politika faizinin yüzde 50 olduğu kasımda ihtiyaç kredilerinin sektör ortalamasında yüzde 70,31 olan yıllık basit faizi 14 Mart’ta yüzde 62,73’e kadar inmişti. Bu oran 21 Mart’ta yüzde 63,74’e, en son verinin alındığı 28 Mart’ta da yüzde 72,45’e yükselerek, kasım sonu düzeyinin de 2,14 puan üzerine çıktı.
Ortalama ticari kredi faizi de kasım sonundaki yüzde 59,78’lik düzeyinden 14 Mart’ta yüzde 55,2’ye indikten sonra izleyen iki haftada 5 puandan fazla artarak yüzde 60,4’le faiz indirimi süreci öncesindeki düzeyinin 0,6 puan üzerinde oluştu. 28 Mart itibarıyla taşıt kredisi yıllık faizi yüzde 39,12 ile kasım sonundaki düzeyinin 1,18 puan üzerinde, konut kredisi faizi ise yüzde 38,79’la o tarihteki düzeyinin 2,54 puan altında kaldı.
Kart bakiyesi reelde eksiye geçti
Parasal sıkılaştırma kapsamında getirilen kısıtlamalar dolayısıyla tüketici kredisi kullanımı zorlaşırken, tüketicilerin alternatif finansman aracı olarak yüklenmesi nedeniyle hızla büyüyen bireysel kredi borçlarındaki değişim de bu yıl ilk üç aylık dönemde reel bazda eksiye geçti.
Anılan dönemde net 153,5 milyar lira ile cari olarak yüzde 8,6 artarak 1 trilyon 948,5 milyar liraya ulaşan bireysel kart borç bakiyesi, reel bazda yüzde 1,4 daraldı.
Üç aylık dönemde taksitli kart borçları cari olarak yüzde 7,7 oranında 48,6 milyar liralık artışla 678,6 milyar; taksitsiz (tek çekimlik) borçlar da net 101,9 milyar lira ile yüzde 8,7’lik cari artışla 1 trilyon 269,9 milyara ulaştı. Yılın ilk üç ayında reel bazda taksitli bireysel kredi kartı borçları yüzde 2,1, taksitsiz borçlar da yüzde 1,2 azaldı.
Tüketicilerin asgari tutarını ödeyerek kalan borcu devretme yöntemine giderek daha sık başvurduğu bireysel kart borçlarında yıllık büyüme ise hala enflasyonun üstünde. Bu da tek çekimlik peşin alışverişlerle oluşan kart borçlanmasından kaynaklanıyor. Son bir yılda cari olarak sadece yüzde 14,3 artan taksitli kart borçları, reel bazda yüzde 17,2 azalırken, taksitsiz borçlarda yüzde 62,2 oranında cari ve yüzde 17,4 oranında reel büyüme yaşandı. Son bir yılda taksitli borçların bakiyesi net olarak 85 milyar, taksitsiz borçlar ise 486,9 milyar lira büyüdü.
Tüketici kredilerinde reel daralma
Yılın ilk çeyreğinde ihtiyaç kredilerinin hacmi ise reel bazda daraldı. 2024 sonu ile 28 Mart 2025 arasındaki üç aylık dönemde toplam tüketici kredilerinin hacmindeki cari büyüme yüzde 7,6 ile enflasyonun çok altında kaldı. Bu dönemde net 152,6 milyar lira artan tüketici kredileri 2 trilyon 164,3 milyar lira düzeyine geldi. Ancak enflasyonla indirgendiğinde tüketici kredilerinde reel olarak yüzde 2,2 daralma olduğu görüldü. 28 Mart itibarıyla tüketici kredilerinin 1 trilyon 549,8 milyarını ihtiyaç, 548,2 milyarını konut ve 66,3 milyarını taşıt kredileri oluşturdu.
İlk çeyrekte ihtiyaç kredileri net 124,9 milyar, konut kredileri de sadece 36,9 milyar lira artarken, taşıt kredisi bakiyesi net 9,3 milyar lira azaldı. Bu dönemde cari olarak yüzde 8,8 artan ihtiyaç kredisi hacmi reel bazda yüzde 1,2; cari olarak yüzde 7,2 artan konut kredileri de reel olarak 2,6 daraldı. Aynı dönemde cari olarak da yüzde 12,3 daralan taşıt kredisi hacminde reel daralma ise yüzde 20,3’ü buldu. Toplam tüketici kredileri, son bir yıldaki cari artışı da yüzde 33,3’le enflasyonun altında kalarak yüzde 3,5 oranında bir reel daralma kaydetti.
Toplam stokta reel genişleme
Bu gelişmelerde bankacılık sektörünün toplam kredi stoku, ocak-mart döneminde cari olarak yüzde 10,5 oranında 1 trilyon 664 milyar liralık net artışla 17 trilyon 564,6 milyar liraya ulaştı. Cari büyümesi enflasyondan arındırıldığında toplam kredi stokunda reel bazda yüzde 0,4 oranında bir genişleme olduğu belirlendi. İlk çeyrekte bankacılık sektörü toplam kredi stokundaki reel büyüme, pastada yüzde 76,6 ile en büyük payı alan ticari ve diğer kredilerdeki artıştan kaynaklandı. Kredi stoku son bir yılda ise net 4 trilyon 687,8 milyar lira artarken, cari artışı yüzde 36,4 ile yıllık enflasyonun altında kaldı. Buna göre toplam kredi hacmi, bu yıl ilk çeyrekteki reel genişlemeye rağmen bir yıl önceki düzeyinin reel olarak yüzde 1,2 altında gerçekleşti.
Gözler Merkez’in yeni faiz kararında
Merkez Bankası’nın, 17 Nisan toplantısında faize ilişkin alacağı karar kritik önemde. Yurt içi talepte dengelenme, beklentilerde düzelme sayesinde dezenflasyon sürecinin devam ettiği değerlendirmeleri toplantıda indirim olasılığına şans verse de küresel ve ulusal plandaki belirsizlikler ise tersi yönde bir baskı oluşturuyor. Düşük gelen mart ayı enflasyonuna karşılık, özellikle elektrik ve doğal gaz zamları nedeniyle nisanda yüksek bir oran bekleniyor. Yeni indirim bekleyenler azınlıkta kalırken, “pas geçecek” diyenler ve indirimi sürecine ara verip yeniden artırıma gitmesini bekleyen önemli bir kesimi oluşturuyor.