Ticaretin kolaylaştırılmasında tedarik zinciri ve gümrük
Sayın okurlar, biliyorsunuz son yazılarımda özellikle gümrük idaresinin ticareti kolaylaştırma yolunda attığı adımlardan sıkça söz ediyorum.
Esasen, bu çalışmaların temelinde uluslararası bir boyut da yatıyor. Dünya Ekonomik Forumu’nun Ticareti Kolaylaştırma Programı (World Economic Forum Enabling Trade Programme) çerçevesinde hazırlanan “Ticareti Kolaylaştırma: Büyüme Fırsatlarının Değerlendirilmesi” raporu 22 Ocak 2013 tarihinde yayımlandı. Maliye Bakanlığı AB Uzmanı Müge Hayriye Güvenç bu raporda öne çıkan konuları inceledi.
Rapora göre; Tedarik zinciri engelleri, uluslararası ticaretin önündeki en önemli etken olarak öne çıkmakta ve gümrük tarifelerinden daha büyük kayıplara yol açıyor.
Tüm ülkelerin sınır yönetimi, nakliye, telekomünikasyon hizmetleri ve diğer ilgili hizmetlerde küresel iyi uygulama örneğinin yarısı kadar iyileştirme yapması durumunda küresel GSYH’nin 2.6 trilyon dolar (%4.7), dünya ticaretinin ise 1.6 trilyon dolar (%14.5) artması öngörülüyor. Buna karşılık, tüm ithalat tarifelerinin kaldırılması ile küresel GSYH’nin yalnızca 0.4 trilyon dolar (%0.7) ve dünya ticaretinin 1.1 trilyon dolar (%10.1) artacağı hesaplanıyor. GSYH’deki bu ölçüdeki artışların işsizlik oranı üzerinde de pozitif etki yaratması bekleniyor. Tedarik zinciri engellerinin ortadan kaldırılmasından doğacak faydaların ülkeler arasındaki dağılımı, ithalat tarifelerinin kaldırılmasından sağlanacak faydaların dağılımına kıyasla, daha eşit ve adil bulunuyor. Küresel ticaret hacminin getireceği büyüme ve istihdam artışlarından en fazla, Sahra-altı Afrika ve Güney Doğu Asya ülkelerinin yararlanması bekleniyor.
Rapor kapsamında on sekiz ülkede farklı sektörlerde araştırmalar yapılmış bulunuyor. İlginç sonuçlar elde edilmiş görünüyor. Örneğin; Brezilya’da tarımsal ürün ihracatındaki evrak işlemlerinin Avrupa Birliği’nden on iki kat fazla uzun sürdüğü, Rusya’da bilgisayar sektöründeki ürün testleri ve lisans faaliyetlerinin yüksek idari maliyetlere yol açtığı, Orta Doğu ve Kuzey Afrika ülkelerinde yerel içerik gerekliliklerinin, sıkı menşei kurallarının ve gümrüklerdeki hırsızlık olaylarının teknoloji ürünlerinin maliyetlerini %6 ila 9 arasında arttırdığı, Güney Doğu Asya kauçuk piyasasındaki tedarik zinciri engellerinin ortadan kaldırılmasının ürünlerin stok süresini 90 gün azaltmak suretiyle ürün maliyetlerinde %10 oranında azalma sağlayacağı, Bazı Afrika ülkelerindeki düşük kaliteli altyapı hizmetlerinin tüketici ürünlerinin girdi maliyetlerini %200’e kadar arttırdığı, belirtiliyor.
Keza; Hava kargo sektöründe elektronik dokümantasyonun hayata geçirilmesinin ABD ekonomisine yıllık 12 milyar dolar getiri sağlayacağı ve evrak işlerinden kaynaklanan gecikmeleri %70-80 arasında azaltacağı belirtiliyor.
Bu tespitleri kuşkusuz ülkemiz gümrük otoritesi de dikkate alıyordur. Esasen, ülkeler arasındaki ilişkileri uluslararası kuruluşların tespitleri doğrultusunda ülkemize uyarlamak gerekiyor. Özellikle lojistik sektörümüze sağlanan izinli gönderici ve izinli alıcı yetkilerinin Türkiye’de bilinmesi zaman alıyor ama bu konuda sektörün öncü şirketlerinin (Örneğin Alışan Grubu) kolları sıvadıklarını görüyorum.