Ticaretin geleceği açısından euro
Bu yazıyı ECB kararı ve Draghi’nin basın toplantısından önce teslim ettiğim için açıklama sonrası yaşanan fiyat hareketleri ile ilgili bir bilgim yok. Ancak yazının geneli açısından da 1.24’te mi yoksa 1.26’da mı olduğumuz çok fark etmiyor. Şayet damardan globalizasyon savunucusu değilseniz ticareti net bir kazan-kazan olarak tanımlamıyorsunuzdur. Hazine bakanı Mnuchin Çarşamba günü zayıf doların ABD ticareti için olumlu olduğunu söylediğine göre kuvvetli Euro da Euro Bölgesi (EB) için olumlu mu? Bu konuda açıklayıcı bir analiz çok şey öğrendiğim R. Koo’nun son raporunda var.
Euro 2015 hatta belli bir ölçüde 2017 başına kadar dolar ve dolaylı yoldan ABD dolarına bağlı Yuan karşısında ciddi anlamda değer yitirdi. Global krizin başladığı 2008 ve EB’yi daha net vurmaya başladığı 2012 tarihlerinden bu yana hane halkının ve şirketlerin net tasarrufçu olduğunu görüyoruz. Yani sıfır faiz politikasına rağmen özel sektör GDP’nin yüzde 4.25’e ulaşan bir tasarruf oranını korudu. Zaten 2008 krizinin ve ardından gelen para politikasının sorunu da bu. Önümüzdeki krizde bu sorunun çok daha büyüyeceğini göreceğiz. Merkezi dijital para bu açıdan bir 'çare'.
Bir de kamunun durumuna bakalım İlk iki aktörün aksine açık vermiş ancak toparlanma trendinde. Peki, herkes fazla verecekse kim açık verecek? İşte burada “dünyanın geri kalanı” ama önce ve ağırlıklı olarak ABD devreye giriyor. EB’nin artan cari fazlası (ki önemli kısmı Almanya kaynaklı) tabloda kendisine dünyanın mali açığı olarak yer bulmuş. Bu durumda diğer argümanları devre dışı bırakarak sadece bu dört ekonomik aktörün arasındaki ilişkiye bakarsak EB toparlanmasının aslında dış ticaret dinamikleri, yani zayıf Euro ile sağlandığını söylemek mümkün. Çünkü yerel aktörler halen tasarruf yani bilanço tamiri peşinde (ama parasal büyüklükler verilerinde kredilerin kriz dönemine göre daha yüksek bir platoda olduğu gerçeği de var) .
Tependen görüntü “toparlayan EB ekonomisi” şeklinde olduğundan ECB üzerindeki gevşek para politikasını sonlandırma baskısı son derece mantıklı. Ama toparlanma kur-ticaret ile geliyorsa sıkılaştırma bir hata olabilir. Öte yandan ECB kuru bahane ederek hareket edebilecek bir görev tanımına sahip olmadığından tek şansı düşük enflasyonu bahane ederek Alman baskısını püskürtmek.
Euro’nun 1.25’i zorladığı ve genel havanın net bir şekilde EB’nin arkasından estiği bir ortamda inanmak zor olabilir ama çirkinler içinde ABD ekonomisi en güzel olanı. Kısa vadede ise Draghi’nin söylemi belirleyici olacak. 2008 öncesini unutmamak gerekiyor. Değerli bir kur her zaman kuvvetli bir ekonomiyi temsil ediyor olmayabilir.