Ticaret savaşının piyasa etkileri
Çin ile aradaki ticaret dengesinden rahatsız olan ABD yönetimi aldığı kararlarla durumu kendi lehine çevirmeye çalışıyor. Trump idaresi 200 milyar dolar tutarında Çin malına ek vergi koyma gayretinde. Bilindiği üzere ağustos ayı sonunda yapılan görüşmelerden kayda değer bir sonuç çıkmamıştı. ABD yönetimi konuşmak konuşmamaktan daha iyidir diyerek pragmatik bir tavır sergilerken, Çin yönetiminin konuya ilk planda olumlu ancak şüpheli yaklaştığını belirtelim. Zira Çin yönetiminin ana fikri aslında ABD tarafının bir anlaşmaya varma çabasından ziyade kendi şartlarını karşı tarafa kabul ettirme planını uyguladığı yönünde. ABD şirketlerinin %60 kısmı ABD ürünlerine karşı diğer ülkeler tarafından karşılık olarak uygulanmaya başlanan kotaların ve ek vergilerin işlerini olumsuz etkilemeye başladığını söylemekte. Ayrıca Çin’den doğru veri almak güç olsa da ekonomik aktivitenin artış hızında azalma gözlendiği belirtiliyor.
Piyasa açısından değerlendirdiğimizde ilk etkinin enerji piyasasında görüldüğü açık. Çin tarafından gelecek enerji talebinin azalacağı beklentisi fiyatlar üzerinde baskı oluşturuyor. Ancak ABD’nin İran konusunda hızla uygulamaya aldığı yaptırımların yarattığı arz kaynaklı endişeler kısa vadeli olarak ağır bastığı için şu an net bir yön yok. Genel olarak ticaret savaşlarının ekonomik büyüme üzerinde etkisinin negatif olacağı belirtilirken, bunun da ABD piyasaları üzerinde etkisi teknoloji şirketlerinin kısa vadeli sergilediği ekstra performans sayesinde sınırlı kalmakta. Ancak özellikle gelişmekte olan piyasalar nezdinde durumun yarattığı belirsizlik risk iştahında düşüş olarak kendini göstermekte. Bunu da son bir yılın dip seviyesine gerileyen MSCI endeksi net biçimde yansıtmakta. Şu an 95 seviyesi civarında seyreden dolar endeksi (DXY) belirgin bir geri çekilme gerçekleştirmediği takdirde risk iştahında artış zor gözükmekte. Fed faiz artırım beklentilerinin kuvvetli ücret artışı ve istihdam verileri ile artması bu ihtimali azaltmakta.