Ticaret dünyaya iyilik getirmeli
The Body Shop’ın kaynak edinme programı olan Yerel Ticaret (Community Trade) bu sene 30’uncu yılını kutluyor. Güzellik sektöründe bir ilke imza atan The Body Shop’ın Yerel Ticaret projesi, “ticaret dünyaya iyilik getirmeli” inancının yapı taşını oluşturuyor.
The Body Shop’ın kurucusu Dame Anita Roddick, Yerel Ticaret programını ‘Bağış Değil İş’ (Trade Not Aid) adı altında, gelişmekte olan toplumlara iş fırsatı sunmak için, 1987’de kurdu. Bu yıl 30’uncu yılını kutlayan program kapsamında, 22 farklı ülkede, 30 üretici tarafından 23 farklı ürün içeriği ve aksesuar tedarik ediliyor.
Müşterilerine doğal ürünler sunan The Body Shop’ın üç ana amacı var: Az gelişmiş ülkelerin toplumlarına destek sağlamak, geleneksel mahsulleri ve tarım tekniklerini korumak ve sürdürülebilir tarımı artırmak.
40 bin kişiye iş olanağı
The Body Shop, ‘Değer Kat, Tüketme’ (Enrich Not Exploit) sözüyle, Yerel Ticaret programını 2020’ye kadar iki katına çıkarmayı planlıyor. Bu hedef dünya çapında 40 bin insana iş olanağı sağlayacak ve tehdit altında olan zengin ekosistemlerde sürdürülebilir çalışmalar içerecek. Kaynaklarını özenle elde eden The Body Shop, ekolojik önem taşıyan bu bölgelerin korunmasına yardımcı olacak.
Yerel ticaretten gelen 23 ürün
The Body Shop, 30’uncu Yerel Ticaret yılında listesine dört yeni ürün ekledi ve toplam ürün sayısını 23’e çıkardı. İspanya’nın Alicante bölgesinden badem yağı, Ekvador’dan muz püresi, İngiltere’nin Herefordshire kasabasından gül esansı ve Hindistan’dan mango tohumu yağı 2017’nin başında The Body Shop tarafından kullanılacak ürün içerikleri listesine eklendi.
Eğitim ve ticaret ile olumlu etkiler
The Body Shop dünya çapında 20 binin üzerinde üreticiyle çalışıyor, bu üreticilerin uluslararası pazara girişini sağlarken, adil fiyatlar ödüyor ve uzun süreli ticari ilişkileri kuruyor. Program sadece üreticilere değil aynı zamanda onların aileleri ve yaşadıkları toplum üzerinde de etkili. Yerel Ticaret’in bir parçası olarak ödenen ikramiyeler, hastane ve okul gibi ihtiyaç duyulan tesislerin inşası için kullanılıyor. Aynı zamanda bugüne kadar program 8 bin hektar yağmur ormanının korunmasına da yardımcı oldu.
Sürdürülebilir Kaynaklar bölümünün lideri Will Stephens, “Yerel Ticaret, The Body Shop’ın DNA’sında var, Yerel Ticaret olmadan The Body Shop var olamazdı ve amacımız programı büyüterek dünyada iyi bir iz bırakmak. Yaptığımız şey, çevreye ve topluma zarar veren endüstriyel standartların zorunluluk olmadığını kanıtlayan bir örnek. Birçok insanın hayatını iyi yönde değiştiren bu programın gelecek 30 yılı için çok heyecanlıyız” yorumlarını yapıyor.
HİNDİSTAN'DAN FRANSA'YA YEREL ORTAKLAR
- Hindistan’dan tahta masaj aletleri ve organik pamuktan yapılmış tekstil ürünleri: Teddy Exports, The Body Shop’ın bu programdaki tedarikçisi olarak, The Body Shop’a tahta masaj aletleri ve bez çantalar üretiyor. Teddy Exports 1987 yılında 5 çalışandan oluşurken, programın yardımıyla şu an 30 farklı köyden 600 zanaatçı istihdam ediyor. Toplumun engelli, HIV-pozitif ve kadın üyelerine de iş olanağı sağlayan Teddy Exports, çalışanlarına sağlık programları ve eğitim sunarak toplumun refah seviyesini arttırmaya yardımcı oluyor.
- Fransa’dan kenevir tohumu yağı: The Body Shop 1992’den bu yana kenevirin psikoaktif olmayan bir türü olan cannabis sativa’yı kullanarak zengin içerikli nemlendirici kremler üretiyor. Fransa’da 300 üyesi olan bir üretici ile çalışan The Body Shop, ürün için 11 farklı kullanım alanı sağlayarak, ürünün pazardaki yerini garantiliyor ve çiftçilerin ekonomisine katkıda bulunuyor.
- Brezilya’dan organik alkol: The Body Shop 2016'da alkolü Native adlı organizasyondan tedarik etmeye başladı. Native, Union For Ethical Biotrade üyesi bir şirket olup, sürdürülebilir tarım endüstrisi liderlerinden biri olarak biliniyor. Bu organizasyon, inovatif ve sürdürülebilir şeker kamışı üretiminin yolunu açıyor. Bunun sonucu olarak, bölgenin ekolojik dengesinde görülen düzelmeyle beraber, sayısı azalmakta olan pumaların ve diğer yırtıcıların doğal seviyelere yaklaşmaya başladığı gözlemlenmiş.
***
GÜNÜN SÖZÜ
“Hayatınıza sizin gibi olmayan ve düşünmeyen insanları da dahil edin.
Mellody Hobson Ariel Yatırım Başkanı
***
“Reform gündemine geri dönmeliyiz” Yeşim Tekstil bünyesindeki Yeşim Akademi son bir yıldır üç ayda bir Vizyoner Söyleşi programı gerçekleştiriyor. Programa, idari kademedeki yöneticiler katılıyor ve kendi deneyimlerinden yola çıkarak, özellikle kadın yöneticilerin mesleki ve kişisel gelişimlerine katkıda bulunmaya yönelik önerilerde bulunuyorlar. Son söyleşinin konuğu ekonomist Özlem Derici Şengül oldu.
Meslek hayatına Globalsource Partners Türkiye'de Asistan Ekonomist olarak başlayan Özlem Derici Şengül, Erste Securities İstanbul, Ata Yatırım ve Deniz Yatırım’da başekonomist olarak görev yapmasının ardında şu anda kendi girişimi olan Spinn Eğitim ve Danışmanlık şirketinin kurucu ortağı olarak görev yapıyor. Özlem Derici Şengül, “Referandum Öncesi ve Sonrası Ekonomik Görünüm” başlıklı söyleşide, farklı senaryolar altında ekonomik görünümle ilgili beklentileri, sektördeki ekonomik dalgalanmaları ve bunun iş dünyasına yansımalarını değerlendirdi.
Şengül’ün yorumlarını şöyle özetleyebiliriz: “Türkiye siyasi hayatı açısından önemli bir dönemeci geride bıraktı. Bunun ekonomik yansımaları olmaması düşünülemez. Referandum sonuçlarının ekonomi ve piyasalar açısından etkilerini kısa ve uzun vade olarak değerlendirmek gerekiyor. Kısa vadede çıkan sonuç tam piyasa dostu denilen cinsten ve referandum öncesi pozitif havanın bir süre daha devam etmesine neden olabilir. Ancak kurdaki hafif yukarı seyir öyle gösteriyor ki yurt dışı gelişmeler, finansal piyasaların yeniden odağı olmakta gecikmeyecek. Orta vadede ise piyasaların seyrini yurt dışının yanı sıra reel sektörün ekonomik performansı belirleyecek. Referandum sonrası tüm iş dünyasının beklediği reform gündemine geri dönülmesi, dönüşüm programlarının hayata geçirilmesi, Sanayi 4.0 için hazırlıkların yürütülüyor olması, kısaca sürdürülebilir büyümeyi tesis etmek için dört koldan çalışılmaya başlanması gerekiyor. Şimdilik günü kurtaran önlemlerle ekonomik büyüme yaratır konumdayız ancak bunlar geçici önlemler ve yeni dönemde bunlara gerek kalmadan büyüyebilmek için gerekli altyapının hazırlanmasını ümit ediyoruz.”