Ticaret borsası tescilleri haksızlık yaratıyor
ÖMER ÇEVIK - Çevik Ticaret Genel Müdürü
Bilindiği üzere ticaret borsaları 5174 sayılı Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği ile Odalar ve Borsalar Kanunu’nun 28. maddesi yürürlüğü ile kurulan tüzel kişi kuruluşlardır.
Borsanın görevleri olarak da, “borsaya dahil maddelerin alım satımını tanzim etmek ve tescil etmek, borsaya dahil maddelerin borsada oluşan her günkü fiyatlarını usulü dairesinde tespit ve ilan etmek, alıcı ve satıcının, teslim ve teslim alma ile ödeme bakımından yükümlülüklerini,.... birliğin onayıyla yürürlüğe girecek genel düzenlemeler yapmak.. Rekabeti bozucu etkileri olabilecek anlaşma, karar ve uyumlu eylem niteliğindeki uygulamaları izlemek ve tespiti halinde ilgili makamlara bildirmek …” sayılmıştır.
Bu işlemleri yerine getirirken, özellikle tarımsal üretime dayalı ürünlerin, üreticiden tüccara geçişi esnasında ürünün tespiti, tescili, denetimi, üreticinin korunması, tüccarın serbest ticari hayatının devamının ve rekabet şartlarının korunması amaçlanmaktadır. Tescili, kimin, nasıl, nereye yaptıracağı aynı yasanın 46. maddesinde belirlenmiştir. Bu şartların varlığına rağmen tescil işlemi yapmayanlar hakkında da ne gibi müeyyidelerin uygulanacağı belirlenmiştir.
Maalesef, borsalar tescil taleplerinde yasanın ruhuna aykırı bir şekilde hatalı uygulamalar göstermektedir. Örneğin, toptan gıda ve temizlik maddeleri satışı ve çeşitli firmaların distribütörlüğünü yapan bir firma ülkemizin çeşitli illerinden faturalı olarak (borsaya tescilli) bakliyat alıp satmaktadır. Bu süreçteki borsa işlemlerini malı satan firma üstlenmektedir. Borsanın istediği tescil işlemi, tamamlanıp ticari hayata arz edilmektedir. Farklı bölgelerde bu malın satışa arzı halindeyse, alıcının bağlı bulunduğu ticaret borsası da aynı malın tescilini talep etmektedir. Malın birkaç farklı el değiştirmesinde de sorun devam etmekte, maliyet değerleri artmaktadır. Bu durumda aynı mal, yasanın ruhuna aykırı olarak birde fazla kez tescile tabi tutularak rekabet imkanını yitirmektedir. Ticaret borsalarına tabi maddeler ve bu maddelerin alım satımlarının tescili hakkındaki yönetmeliğin tescil yükümlülüğünün yerine getirilmesini düzenleyen 10. maddesinde;
a ) Alıcı ve satıcının aynı borsanın çalışma alanı içinde bulunmaları halinde, işlem borsa örf ve adetlerine göre borsada tespit olunan tarafça o borsaya tescil ettirilir ve tescil ücreti ödenir. Tescil ile yükümlü olan tarafın yokluğu halinde diğer taraf tescili yaptırmak ve ücreti ödemekle yükümlüdür.
b ) Alıcı ve satıcıdan birinin borsanın çalışma alanı içinde, diğerinin dışında olması halinde;
1- İki tarafın bulunduğu yerde borsa mevcut ve mal her iki borsaya tabi ise ve işlem de yazışma, telgraf, teleks ile yapılmış ve elektronik ortamda gerçekleştirilmiş ise sözleşmenin kabul ile tamam olduğu yerdeki tarafça o yer borsasına tescil ettirilir ve ücreti ödenir. Sözleşmenin nerede kabul ile tamam olduğu tespit edilemediği takdirde, işlem satıcının merkezinin bulunduğu yerdeki borsaya, satıcı tarafından tescil ettirilir ve ücreti ödenir.
2- Taraflardan birinin bulunduğu yerde borsa mevcut değil veya mevcut olmasına rağmen, mal o borsaya dahil değil veya taraflardan biri yurt dışında ise, işlem diğer tarafça kendi merkezinin bulunduğu yer borsasına tescil ettirilir ve ücreti ödenir. denilmektedir.
Yasa koyucu, malın ticari seyahati halinde satış gördüğü her yerde tescil edilmesi zorunluluğunu istese idi, yukarıda belirtilen maddeyi düzenlemesine gerek kalmayacaktı. Çünkü her yerde tescil edilmesi zorunluluğu, alım işlemini yapan her tüccara zorunlu kılınacak ve alıcının borsa bölgesinde tescili beklenilecekti.
Velhasıl, üreticiden alınan malın tescili ve faturalandırılması sonrası mal zirai ürün niteliğini yitirip ticari mal statüsü kazansa dahi bu uygulama, tacirin ve ticari hayatın zedelenmesine neden olmaktadır. Diğer taraftan GVK'nın 94. maddesinin 11-a-iii bölümlerinde ticaret borsalarına tescil ettirilerek satın alınan mallarla ilgili ne zaman ne kadar tevkifat yapılacağı hükmü açıkça amirdir. Firma Türkiye genelinde çeşitli kuruluşlardan ticaret borsasına tescil ettirilmiş olan malların alımını yapmasına rağmen bu ürünler için bulunduğu ildeki ticaret borsası tekrar tescil istemektedir. Konu ile ilgili kendilerinden gerek sözlü gerekse yazılı olarak görüş istendiğinde bunun kanuna uygun olduğunu belirtilmekte ve mükerrer tescil talep edilmektedir.
Bu konuyu değerlendirirken örnek olarak KDV Kanunu’nu alabiliriz. Buna göre mal alımı yapılan bölgede vergi dairesi olup olmadığına bakılmaksızın alınan mal KDV Kanunu’na göre vergilendirilir. Dolayısıyla Türkiye’nin her yerindeki uygulama aynıdır. Ancak yukarıda belirtildiği gibi tescil uygulamasının borsa bulunan ilde tekrar yapılma zorunluluğunun var olup olmadığı (mevcutta yapılan uygulama yukarıda belirtildiği gibi mükerrer tescil yapılmasıdır), zorunluluk varsa borsa olmayan illerdeki uygulamanın ne olacağı konusunda kesin bir açıklık yoktur.