Ticaret ağlarının yapısı, işlevi ve kültürü değişiyor
Mal ve hizmette üretim becerisi yetmiyor. Üretimi dünyada en iyi yapanların düzeyine taşıyarak "hüner sahibi" olmamız gerekiyor. Hüner de güvenli ve sürdürülebilir bir ticaret için yeter şartı oluşturmuyor; "hünere akıl katarak yaratıcı olmamız" da gerekiyor. Güvenli ticareti etkileyen belli başlı eğilimleri, onların yarattığı fırsat ve tehlikeleri değerlendirmeliyiz ki, kendi olanak ve kısıtlarımızla dengeleyen bir gelecek inşası planını ortaya koyabilelim.
Bu metinde belli başlı eğilimlerin olası etkilerine kısa değinmeler yapılıyor. Bu değinmelerin temel amacı, dünya ticaretini yönlendiren başlıca eğilimler hakkında başlıklar halinde açıklamalar yaparak farkındalık yaratılmasına çalışmaktır.
1. "Modern Jeopolitik Ortamının Tanımlanması": Sanayi Devrimi kendi ilke, kural ve standartlarını ancak 20’nci yüzyılda yerleştirebildi. İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra yükselen ve hakim ülke konumuna gelen ABD değerleri ile geleneksel Avrupalı yaklaşımı farklı olsa da, ABD’nin yumuşak ve sert gücü ortaya koyduğu değerleri öne çıkardı. "Demokrasinin ve katılımcı yönetişimin yaygınlaşması, evrensel bir gerçeklik olmasa da paylaşılan bir ideal halini aldı; küresel iletişim ve mali ağlar gerçek zamanlı olarak işlerlik kazandı"; "Net bir şekilde görüyoruz ki, bilgiye gerçek zamanlı olarak ve küresel çapta erişebiliyoruz."(1)
İnternet ve haber kanallarının artması, bloglar ve diğer medya kanalları, daha önce sadece iç kamuoylarına ulaşan haber, yorum ve bilgileri her yere iletebiliyor. Bugün herhangi bir elektronik araçla erişebildiğimiz bütün üreticileri "potansiyel rakibimiz, tüketicileri de potansiyel müşterimiz" haline geliyor. Bu gelişme, jeostratejileri yeniden kurgulamayı gerektiriyor. Bilgiye gerçek zamanlı erişilebilirliğin yarattığı iş çevresinde değişiklikleri dikkate almadan, hızla azalan kar marjlarında uzun dönemli geleceğini güven altına alabileceğimiz bir iş yapmanın koşulları değişiyor; uyum için geliştirilmesi gereken refl ekslerin nitelik ve niceliği farklılaşıyor.
2. VUCA Yapısının gerektirdiği refl eksler: VUCA , ABD ordusunun dünyayı tanımak için kullandığı kavramlaştırmadır. Nigel Povah’ın da işaret ettiği gibi, dalgalanma (volatility), belirsizlik( uncertainty), karmaşıklık (complexity) ve muğlaklık (ambiguity) kavramlarıyla dünyamızdaki hızlı değişme açıklanmak isteniyor. Dalgalanma, belirli bir şablon olmaksızın yüksek oranda değişmeyi; belirsizlik, bugün ve yarının belirsiz olmasından dolayı geleceği tahmin etmek için geçmişte yaşadığımız olaylara güvenemeyeceğimizi; karmaşa, bağımlıkların artmasının yarattığı dünyanın şu andaki karmaşasında birçok faktörün kilit kararları etkilemesi; muğlaklık da olayların anlaşılması ve kavranması için nedenlerin, niçinlerin ve nasılların tam olarak açıklanamaması; yer ve konum belirlemenin güçlüğü, gelişmelerin arkasında kimlerin yer aldığının kolaylıkla saptanamaması olarak betimleniyor. VUCA ortamında alternatif tepki biçimlerinin belirlenmesi ve uygulanması,sistemli ve kararlı "öngörme ve önlem alma disiplini" gerektiriyor.
İşimizle ilgili verilerin derlenmesi, uygun yöntemle eformasyona dönüştürülmesi, bilgi haline getirilmesi, sezgileri de katarak anlama düzeyine çıkarılması; "alın teri döneminden akıl teri dönemine geçişin" temel göstergelerinden biri haline geliyor. Bu açıdan bakıldığında, günümüzde güvenli ticaret yapabilmemiz için, ciddi "işbirlikleri" yapılması hayati öneme sahip oluyor. Daha sonra açıklayacağımız, piyasa yapıcısı kuruluşlarla işbirliği yaparak, örneğin "alacak sigortalaması" ile risk alanımızı daraltabilir; yaptığımız ticaretin güven sınırlarını genişletebiliriz.
3. "Büyük Verinin" ehlileştirilmesi ve somutluklara yansıması: Bugünlerde üretme, satma, gelir yaratma çabalarını etkileyen önemli gelişmelerden biri de "bulut bilişim" ve "büyük veri". Yaşamın her alanında çok hızlı bilgiler üretiliyor; statik bilgi birikimi de internette gömülü durumda.Bir hesaplamaya göre 2.5 trilyon bayt’lık günlük veriden oluşan(2) büyük veri insanlığı yeni üretim iç örgütlenmesi, yeni endüstri-devlet ilişkileri ve yeniden tasarlanan devletlerarası ilişkiler için zorluyor.
Büyük veri, toprak kaymasından, tohumun toprağa atılma zamanına, betonun donmasından deprem olasılığına her alanda etkin ve verimli çalışma potansiyeli oluşturuyor. Büyük verinin ehlileştirilmesi, ikinci nesil analitik olarak tanımlanıyor. Büyük veriden elde edilen bilgilerin bir değer üreterek rekabet gücü yaratması da analitikte üçüncü nesil gelişme olarak değerlendiriliyor. Yeni analitik, yeni iş süreçleri, yeni işgücü profilleri, yeni verimlilik düzeyleri ve yepyeni bir rekabet ortamı anlamına geliyor. Bu açıdan bakıldığında, güvenli üretim ve güvenli ticaret yapabilmenin gerek şartlarından biri analitik yeteneğin geliştirmesidir. Analitikte ciddi bir aşama kaydedebilmemiz için VUCA koşulları dikkate aldığında, iklim koşullarındaki değişiklikten(3) tutun da hayatın bütün alanlarında uzman kuruluşlarla işbirliği yapmamız gerekiyor.
4. Güç odağının kayması, yeni değerler sistemi ve algılar: Küreselleşme sürecinin etkilerinden biri de, güç odağındaki kaymadır. ABD’ nın ‘hakim güç’ olma özelliğini yitirmediği, değişmelere uyum yeteneği ve inovatif öncülüğünü koruduğu ileri sürülse de, özellikle geleneksel üretim alanlarında Çin gibi gelişmekte olan ülkeler kendisini zorlamaktadır.
Dünyanın büyük bir kısmı "Batı’nın düzen kavramını paylaşmıyor, elinde olmadığı için uymak zorunda kalıyor. "Daha da önemlisi, "Strateji konseptinden yoksun meşruiyet iddialarının bir dünya düzenini devem ettirip ettiremeyeceğine" ilişkin kuşkular ileri sürüyor; " uzlaşılmış bir meşruiyet konseptinden bağımsız bir şekilde ortaya çıkan bazı anlaşmazlıklar ve çatışma noktaları" (4) varlıklarını sürdürerek düzenli, kararlı ve güvenli bir ticaret hayatı için risk alanlarını genişletiyor.Daha önce oluşturulan uluslararası kurumlar da düzeni sürdürmek için yeterli olamıyor. Ekonomik ve sosyal ilişkilerin küresel olma niteliği derinleşirken, dünya siyasal yapısı ulus-devlet refl ekslerini aşamadığı için peş peşe krizler yaşanıyor. Krizler de, ticarette vadeleri uzattığı gibi, ödemeleri de aksatıyor.
5. Göçler, kentleşme, yakınlaşma ve yarışma: Çağımızın temel eğilimlerinden biri de refah arayan insanların göçlerindeki artış ve kentleşmenin hızlanmasıdır. Kentler insanları yakınlaştırıyor ama ayın ölçüde yarıştırıyor. Kentler, zenginlik ve yoksulluğu büyük gözaltı altında tutan alanlar oluşturuyor. Ayrıca, ataerkil aileden çekirdek aileye geçişi, örgütlü işlerle orta sınıfın yükselişini de biçimlendiriyor. Çok değişik mal ve hizmetlerin tüketicinin elinin menzile altına girmesini sağlayan kentleşme rekabetçi özü nedeniyle kar marjlarının daralmasının araçlarından biri. Bu açdan bakıldığında, üretilen mal ve hizmetin işlevselliği, kalitesi, albenisi, marka ve imaj özellikleri de fiyatı önem kazanıyor.
Kentleşme yaşam biçimleri ve yaşam tarzlarını değiştirdiği gibi, görgüye ve tavsiyeye dayalı alış-verişe de kaynaklık ediyor.
Kentleşmenin burada değinilen ve değinilmeyen etkileri,"ticaret kalıplarının" temel ilkelerini korumakla birlikte "ticaret yapısına" yeni unsurlar ekliyor. Güvenli ticaret sağlayan destek hizmetlerin yakından izlenmesi, kamu kurumlarının ve piyasa yapıcısı kuruluşların hizmetlerinden yararlanmayı gerektiriyor.
6. Orta sınıfın yükselişi, tüketici değer,beklenti ve davranışlarında değişme: Günlük düzenli geliri 20 dolar ile 100 dolar arasında olan insanları "orta sınıf" grubunda sayıyoruz. Bu anlamı ile orta sınıf tarihinde üçüncü yükselişi dönemini yaşıyor. AB nüfusu kadar insan Çin’de orta sınıf sayılıyor. Hindistan ve diğer gelişmekte olan ülkelerde orta sınıfın yükselişi, tüketici değer, beklenti ve davranışlarını değiştiriyor.
Orta sınıfın yükselmesi ciddi bir "talep" yaratıyor. Ayrıca orta sınıfın beğenisi, fikir planından tasarıma, üretim aşamasından satış ve son kullanım aşamasında değer yaratmanın bütün aşamalarını etkiliyor.
Başta üretilen mal ve hizmetlerin tüketicinin elinin menzili altına hızlı sokulabilmesi nedeniyle üretimin iç örgütlenmesinde geleneksel anlayışı terk ederek; iş çevresinin talep koşulları, faktör koşulları, karşılıklı bağımlık ağları ve rakiplerin geniş anlamda karşılaştırmalı üstünlüklerini birlikte değerlendiren tepkiler vermek gerekiyor.
Orta sınıfın artan talebi, talepteki çeşitlenmenin yarattığı kalite ve albeni sorunları, marka ve imaj bağımlılıkları gibi daha bir dizi etkeni dikkate almadan güvenli ticaret yapmak mümkün olmuyor.
7. Bilgiye gerçek zamanlı olarak ve uluslararası çapta erişilebilirlik : Hızlı kopyalama, hızlı yaratım ve hızlı somutlaştırma aşamasındayız. Ticareti yeniden yapılandıran bir başka eğilim, bilgiye gerçek zamanlı olarak her yerde erişebiliyoruz Bu olanak, tüketicinin satın alacağı malı tanıması açısından çoklu kanallar açıyor.
Bilgiye erişebilirlik tek başına karar vermek için yeterli değildir; kültürel algılar etkilidir; yaşanan çevredeki zamanın ruhu küçümsenemez etkiler yapmaktadır. Sosyal medyadaki arkadaş gruplarının tavsiyeleri bir başka karar verme kanalı olarak giderek gücünü artırmaktadır. Bütün bu gelişmeler, ölçek ekonomisinin erişilebilirliği ile küçük ve orta ölçek yapının esneklik ve hızını koordine edebilen üretim ve ticareti bir adım öne geçirebilmektedir.
Güvenli bir ticaret yapmak istiyorsak; "canlıların uzun ömürlü olanları en güçlüleri olmadığı gibi, en akıllıları da değildir. Uyum yeteneği yüksek olanlardır" saptamasını göz önünde tutmalıyız. Güvenli ticaret, kendi iş yerimizdeki tüm çalışanların entelektüel kapasitelerinin rakiplerle eş düzey olmasıyla ilgili olduğu gibi, yaşadığımız toplumun sistem kapasitesinin yarattığı olanak ve kısıtlarla da aynı derecede ilgilidir. Ticaretin "çok değişkenli yapısı", iç örgütlenmede yeni bir bakış açısı, hayatın gerçekliğine uygun bir felsefi yaklaşım, dinamik bir sorgulama, sapmaları belirleme, ince ayar yaparak çevrimi tamamlamayı da gerektiriyor.
8. Teknolojinin yarattığı "verimlilik" ve üretimde sessiz bir devrim yaşanması: Endüstri 4.0 aşaması olarak adlandırılan, birçok çevrede "sessiz devrim" diye nitelenen gelişmelerle yüz yüzeyiz. Makinelerin, fabrikaların, müşterilerin doğrudan ilişki kurarak kendi üretim programlarını yaptığı yeni bir üretim iç örgütlenmesine doğru ilerleniyor. Bu yeni iletişim olanakları, enerjiden iş gücüne, boş kapasitelerin doldurulmasından tüketicinin bireysel isteklerine kadar her alanda "verimlilikleri" artırıyor.
Güvenli ticaret yapabilmek için, fiziksel altyapılarla yeni dijital yapıların uyumlandırılması, iş süreçlerinin hızlandırılması, işgücünün "değer katan" nitelikleri kazanmış olması gerekiyor. Ticaretin yakın gelecekteki yapı, işlev ve kültürü bugünkünden çok farklı olacak.
Gelenekten getirdiğimiz önyargıları, yerleşik doğruları, kalıp düşünceleri, kör inançları ve klişeleşen ezberleri kırarak Schumpeter’ın "Yaratıcı yıkıcılığını" hayat biçimi haline getirmek gerekiyor. Birikim yeteneğimizi korumak, uzun dönemli geleceğimizi güven almak istiyorsak; sistemin olanak ve kısıtlarını, kendi olanak ve kısıtlarımızla dengeleyen bir anlayışı canlı ve diri tutmak zorundayız.
Bazılarının analitik 3.0 dediği aşamasına geçmemizi gerektiriyor... Alışkanlıklarla yönetme aşamasından; veriye, bilgiye ve analize dayalı yönetim aşamasına geçme, birinci nesil analitik aşamasıdır. Büyük veriyi ehlileştirerek bilgiyi sorunlarımızı çözmede kullanabilir hale getirmek, analitikte ikinci nesli oluşturuyor. Ayıklanmış ,rafine edilmiş ve arındırılmış bilgiyi ürünün içine sindirerek daha üst değerde bir ürün ortaya koymak da üçüncü nesil analitiktir.
Güvenli ticaret, üretimin iç örgütlenmesinde analitik 3.0 aşamasına erişmeyi, iş süreçlerini hızlandırma bağlamında endüstri 4.0’ı yakalamayı gerektiriyor. Bütün bunlar, iş ve ticaret ağlarında bir araya gelindiğinde "sinerji oluşturan" işbirliklerini vazgeçilmez bir görev olarak ortaya çıkarıyor. Serbest ve adil piyasalarda rakiplerde her anlamda "eşdeğerlilik" yaratmadan ticareti güven altına almanın güç olacağı anlaşılıyor.
***
(1) Henry Kissinger, " İnsanların Haysiyetini Gözeten Bir Dünya Düzeni Umudumuz Olabilir", Turquie diplomatique, Sayı: 68, 15-Eylül-15 Ekim;Xenia Dormany ve Joshua Webb, "Avrupa ve Asya’da Amerika’ya yönelik Elit Algıları", Turquie diplomatque, Sayı:68, 15 Eylül- 15 Ekim 2014
(2) Cengiz Ultav, "İŞ’LE BULUŞ- MALAR Eskişehir değerlendirmesi" 17 Eylül 2014; Merlin ÖZKAN, "Gröevimiz Büyük Veri", Harvard Business Review/Türkiye, Mayıs 2014
(3) Ram Nidumolu ve diğerleri, " İşbirliği mecburiyeti" Harvard Business Review, Nisan 2014
(4) Henry Kissinger, A.g.m.