There is no free lunch!
Başlık Friedman’ın bir özdeyişi; “Bedava öğle yemeği yok”. Halbuki bedava yemeği kim sevmez ki? Durup dururken nereden çıktı bu söz diye düşünebilirsiniz.
Anlatalım. Kapitalizm rekabet üzerine kurulmuştur. Kimi zaman aksak işler, kimi zaman işlemez. Fakat özünde bu vardır. Çünkü piyasa da etkinliğin ancak böyle sağlanacağını savunur. Bundan dolayı da ekonomiye/piyasaya devlet müdahalesine ve teşviklere karşıdır. Ancak yaşanan krizler piyasa kavramını dolayısıyla işleyişini de değiştirdi. Artık piyasa şöyle tanımlanıyor, “belli kurallar ve düzenlemeler altında iktisadi birimlerin mal, hizmet ve para ticareti yaptığı ortamdır”. Yani işin içine kurallar ve düzenlemeleri yapan ve işleten kurumlar girdi.
Gelişmiş kapitalist ülkeler kriz döneminde bu kuralın dışın çıktılar ancak krizin aşılması ile birlikte özellikle piyasaya yönelik kural dışı müdahaleleri sonlandırdılar. Bunun temel nedeni de Friedman’ın özdeyişinde gizli, eğer bir sektöre ya da çıkar grubuna teşvik verirseniz, bunun maliyeti başka bir gruptan, sektörden yani ekonominin genelinden çıkar. Çünkü ekonomi tercihler bilimdir. Basit bir ifade ile siz bu yazıyı okuyorsanız, beş dakikalığına da olsa film seyretmekten, roman okumaktan, facebook da gezinmekten vazgeçmişsiniz demektir. Bir başka değişle bunlar benim yazımı okumanızın maliyetidir. Hepimiz farkında olmada sürekli bu tür tercihler yaparız.
AB büyüme rakamları bu hafta başında açıklandı. AB ekonomisine ilişkin bazı rakamları özetleyelim.
Bu tablo AB’nin krizden çıktığını ve ekonomide istikrarı sağladığını gösteriyor. AB kriz sürecinde teşvik politikası izledi, ancak kayırmacı olmadı. Çünkü AB üyesi ülkelerin uyması gereken rekabet ve teşvik kuralları var. Bu kurallar da sürekli değişmez. Çünkü onlar, tersi bir politika tercihinin bedelinin yüksek olacağını farkındalar.
Şimdi AB ile sözde tam üyelik görüşmeleri yapan Türkiye’ye bakalım
- Kural yok, kuralsız teşvik var.
- Düzenlemeler keyfi ve fayda maliyet analizi yapılmadan uygulanıyor
- Her teşvikin ekonomiye bir maliyeti olduğunu göz ardı ediliyor.
Yazdıklarımızdan kuşkunuz mu var, bu yazı yazılırken akaryakıta ilişkin yapılan düzenlemeye bakın. Sizce bu düzenlemenin maliyeti sonuçta kimin üzerinde kalacak? Ben yanıt vermeyeyim. Sayım Mehmet Şimşek konuşsun. Başbakan Yardımcımız Şimşek Twitter hesabından İngilizce yaptığı açıklamada, "Sonunda politik pragmatizmin üstün geleceğini umuyor ve buna inanıyorum. Kurallara dayalı piyasa ekonomisi ilerisi için tek makul seçenektir" dedi. (https://www.dunya.com/ekonomi/basbakan-yardimcisi-simsekten-aciklama-haberi-415884).
Unutmayın bedava öğle yemeği yok.