The IBM Institute for Business Value (IBV) Danışmanı Cormac Petit: ”Fina
Bankacılık sektöründe büyük fırsatlar olduğunu söyleyen IBM'in düşünce kuruluşu IBV Danışmanı Cormac Petit, "Finans sektöründe yarının kazananları; odaklanan, uzmanlaşan ve iş modellerini kendi stratejilerine uyumlu hale getirenler olacak" diyor.
The IBM Institute for Business Value -IBV (IBM İş Değeri Enstitüsü) Başkan Yardımcısı ve Küresel Lider Peter Korsten, "Sanayide yaşanan dönüşümün zayıf sinyallerini ve ilk işaretlerini anlayarak, müşterilerimize kalabalığın önünde olmaları için yardım ediyoruz" derken, IBV'nin misyonunu da tanımlamış oluyor aslında.
IBM'in düşünce kuruluşu olan IBV, iş dünyasının üst düzey yöneticilerine stratejik "içerik" sağlamak amacıyla farklı sektörlere ve farklı ilgi alanlarına yönelik araştırmalar, analizler yayınlıyor. Geçtiğimiz günlerde açıklanan IBM "2010 Küresel CEO Araştırması" da bunlardan birisi. IBV, sayıları yılda yaklaşık 50'yi bulan bu araştırma ve raporları yayınlamak için yüzlerce akademisyen, danışmanın yanı sıra, Economist Intelligence Unit gibi kurumlarla da işbirliğine gidiyor.
IBV tarafından hazırlanan "Fit, focused and ready to fight: How banks can get in shape for the battle ahead" ("Zinde ol, odaklan ve savaşmaya hazır ol: Bankalar, ilerdeki savaş için nasıl forma girecekler") başlıklı rapor ise kriz sonrası dönemde finans sektöründe yaşanacak değişimlere yer veriyor.
Raporun yazarlarından ve IBV danışmalarından Cormac Petit, "Banka yöneticilerine, 'geceleri uykunuzu kaçıran konu nedir' diye sorduk. Aldığımız cevapların dörtte üçü, 'bankamızın iş modeli' oldu" derken, bankaların kriz sonrası dönemde öncelikle kendi uzmanlık alanlarına odaklanmaları ve bu doğrultuda kendi iş planlarını oluşturmaları gerektiğini vurguluyor.
Sorularımızı yanıtlayan Cormac Petit'ye göre, bankaların yeni ve sürdürülebilir gelir ve kar kaynakları bulmaları gerekecek. İşte Cormac'ın öne çıkardığı noktalar:
· Bankaların bir an önce forma girmesi lazım
Bankaların bu krizden alması gereken esas ders, tekrar forma girmeleri gerektiği. Bu, bilançolarının sağlıklı olması ve "yeni normale" uyum sağlayabilmek için stratejilerini belirlerken net kararlar vermeleri anlamına geliyor. Bankaların İyi oldukları ve iyi yaptıkları konu üzerine odaklanmaları gerekiyor. Bankaların hepsi, müşterilerin tamamına, tüm ürün ve hizmetleri sunabilecek durumda olmayacak. Dolayısıyla iş modellerinin yeniden belirlenmesi, müşteri güveninin oluşturulması ve risk yönetimi kültürünün yenilenmesi gerekiyor.
· Yeni ve sürdürülebilir gelir kaynakları bulmak gerekli
Bankaların öncelikle yaşayacakları zorluk, geleceğe yönelik büyümeyi yönetirken, aynı anda bilançolarını güçlendirmek olacak. Sadece giderleri kısmak yeterli olmayacak. Bankaların yeni ve sürdürülebilir gelir ve kar kaynakları bulmaları gerekecek. Uzun vadede başarıya ulaşmak için, bugünün bankalarının kendi iş modellerine odaklanmaya; büyüme ve giderlerin azalmasını sağlayacak değişimlere imza atmaya ve başarılı olunacak alanlara öncelik vermelerine ihtiyaçları var. Her bankanın kendi uzmanlık stratejisini belirlemesi ve bunu destekleyecek iş modelini oluşturması gerekiyor. Bu, birçok banka için karmaşıklıkları azaltmak ve verimliliği artırmak anlamına geliyor. Bu süreçte bazı bankalar, özellikle de yeterli sermayeye sahip olmayan küçük bankalar, evlilik veya satın almalara gidebilir. Aynı zamanda, çok büyük bankalar, boyutlarının yol açtığı karmaşıklık yüzünden bazı birimlerinden vazgeçebilirler. Büyük bankalar,formda kalabilmek ve odak noktalarını korumak için, en düşük performansı sergileyen birimlerinden vazgeçebilirler.
· Müşteri artık basit ürün istiyor
Bankaların birçok alanda daha yenilikçi yaklaşımlara ihtiyacı var. Bunların arasında en önemlilerden birisi müşteriyi anlamak. Yaptığımız araştırmalar, bankalar ve müşterileri arasında gerçek bir güven kaybı olduğunu ortaya koyuyor. Müşterilere göre bankalar, müşterilerin çıkarından çok kendi çıkarları yönünde hareket ediyorlar. Ve şaşırtıcı olan da şu ki, birçok bankacı bu görüşe katılıyor! Müşteri segmentlerinin yeniden oluşturulması gerekiyor. Bankalar, müşterileri davranış ve değerler doğrultusunda ayırarak, fiyat duyarlılığını daha iyi belirleyebilirler. Öte yandan yaptığımız araştırma, müşterilerin artık daha basit ürünler istediğini ortaya koyuyor. Dolayısıyla, ürüne yönelik yenilikçiliğin basitlik üzerine odaklanması gerekiyor. Bir diğer önemli konu, yeni kanallar kullanarak daha iyi bir hizmet vermek üzerine odaklanmak. Hem müşteri böyle istiyor hem de bankaların bu şekilde daha başarılı olacağına inanıyoruz. Bankaların inovasyon departmanlarının, içe doğru bakmaları gerekiyor. Bugün birçok bankanın en büyük sorunu karmaşık operasyonlar ve esneklik eksikliği.
· İş modelleri yeniden düşünülmeli
Kazanmanın yeni kuralı uzmanlaşmak. Uzmanlaşmadan yarar sağlamak ve kriz sonrası ortamda rekabet edebilmek için, bankaların iş modellerini yeniden düşünmeleri gerekiyor. Bankalar bu ihtiyacın farkındalar. Yaptığımız araştırmaya katılan yöneticilerin yüzde 75'i iş modelindeki belirsizlik yüzünden "geceleri gözlerine uyku girmediğini" ifade etti. Bankaların, uzmanlık alanlarını, ne yapmak istediklerini belirlemeleri gerekiyor. Yeni ve sürdürülebilir gelir kaynakları aramaları; az karlı pazarlardan vazgeçip, en fazla kar sağlayabilecekleri pazar ve müşteri segmentine odaklanmaları gerekli. Aynı zamanda, evlilik, satın alma, işbirliği gibi yollarla, ölçek avantajını geliştirmeye ve uzun vadeli verimliliklerini artırarak giderleri düşürmeye ihtiyaçları var.
· Küçük bankalar ve büyük bankalar için oyun aynı değil
Bu yeni iş modeli finans sektörünün büyük ve küçük oyuncuları; gelişmiş ile gelişmekte olan ülkelerdeki bankalar için aynı olmayacak. Araştırmamızda bankaların karlılıklarını analiz ederken, optimal bir ölçü, başka bir deyişle "en iyi nokta" olduğu ortaya çıktı. Bu, ölçek ekonomilerine ulaşacak kadar büyük, fakat karmaşık ürünlerin ters sonuçlarına maruz kalacak büyüklükte olmayan bankalar anlamına geliyor. Ölçü spektrumunun bir ucunda, uzmanlık alanlarına odaklandıkları için başarılı olan küçük bankalar var. Bu arada küçük bankalar da ölçek ekonomilerine ulaşamadıklarından, karlılık oranlarına dair zorluklar yaşıyorlar. Ölçü spektrumunun diğer ucunda ise, farklı nedenlerden dolayı ölçek ekonomilerine ulaşamayan büyük bankalar var. Çok sayıda şubesi ve farklı coğrafyalara yayılmış faaliyetleri olan büyük bankaları yönetme zorluğu, ölçek ekonomilerinin sunduğu potansiyeli kullanma fırsatını ortadan kaldırıyor. Biz buna "ölçek israfı" diyoruz. Bankalar aktif getiri oranlarını artırmak istedikçe, evlilikler ve birleşmeler de artacak. Örneğin, aktif getiri oranı ortalamanın altında olan küçük bir banka, operasyonel verimliliğini artırmak, daha fazla kar sağlamak isteyen başka bir banka tarafından satın alınabilir. Bankalar geleceğe yönelik büyümeyi, düşük gider yapıları oluşturarak sağlayacaklar. Avrupa ve ABD'deki bankaların büyük bir bölümü 2003-2006 yılları arasındaki karlılık seviyelerine ulaşmak için, giderlerini çok ciddi bir şekilde düşürmek zorundalar. Gelişmekte olan ülkelerdeki bankalar ise istisna oluşturuyor. Bu bankaların büyük bir bölümü gelirlerinde artış sağlayarak, geçmişteki karlılık seviyesine ulaşabilirler.
· Finans sektöründe büyük fırsatlar var
Finans sektöründe yarının kazananları; odaklanan, uzmanlaşan ve iş modellerini kendi stratejilerine uyumla hale getirenler olacak. Bankacılık endüstrisinin önünde büyük fırsatlar bulunuyor. Bu fırsatları yakalayabilmek ve karşılarına çıkacak zorluklarla mücadele edebilmek için banka yöneticilerinin forma girmeleri ve odaklı hareket etmeleri gerekiyor. İş modellerini zinde tutan, müşteri ilişkileri ve risk yönetimine yeniden odaklanan bankalar güçlü ve sağlıklı bir geleceğe sahip olacaklar.