Teşvikler yatırım çekmek açısından yeterli mi?
Hükümetler, belirli sektörlerde ve bölgelerde yatırımcı çekmek ve ulusal kalkınma hedeflerini desteklemek amacıyla vergi ve vergi dışı teşvikleri yaygın bir şekilde kullanmaktadır. Yatırım teşviklerinin her ülke açısından kendisinden beklenen amacı sağlayıp sağlamadığı, detaylı araştırmalarla ortaya konulması gereken önemli bir mesele.
İlk görünüş olarak, Türkiye’nin yatırım teşvik politikasının da özü itibariyle geniş tabanlı bir uygulamaya sahip olduğunu ifade edebiliriz. Bununla beraber, teşvik politikasının kapsam bakımından genişlemesi gereği, teşvik kullanımlarının mevzuat gerekliliklerine uygunluğu yönünden ayrıntılı tartışmalar yapmak pek tabi ki mümkün.
Teşvik trendlerine ilişkin OECD raporu
Aralık ayında yayınlanan OECD Raporu*, üye ülkeler arasında yatırım teşviklerinin karşılaştırmalı bir analizini ele almaktadır. Raporda, ilk olarak, yatırım teşviklerinin arkasındaki politika hedefleri, teşvik türleri, teşvik tasarım süreç ve temel özellikleri incelemektedir.
Raporda ayrıca yatırım teşvik stratejisinde teşviklerin önemi ve yatırım teşvik ajanslarının bu teşviklerin tasarımı, yönetimi ve idaresindeki rolü araştırılmaktadır. Rapor, 2024 yılında OECD üye ülkelerindeki 35 ulusal teşvik ajansı ile yapılan bir anketten toplanan verilere dayanmaktadır. Türkiye, ankete katkı sunan ülkelerden biridir.
Teşviklerin kapsamı
Anket sonuçlarına göre, OECD’ye üye 35 ülkenin tamamında yabancı yatırımı çekmek veya elde tutmak için en az bir yatırım teşviki kullanılmaktadır. Ülkelerin %97'si vergi teşviklerinden yararlanmaktadır. Bu teşvikler, vergi ve vergi dışı teşviklerin kombinasyonu şeklinde kullanılmaktadır.
Kurumlar vergisi (KV) teşvikleri diğer vergi teşviklerine kıyasla önemli ölçüde daha yaygın olup, OECD ülkelerinin %86'sı yatırımcılara kurumlar vergisi teşvikleri sunmaktadır. Vergi dışı teşvikler ise hibeler, sübvansiyonlar ve krediler gibi mali teşvikler tarafından domine edilmekte olup, OECD ülkelerinin %86’sında kullanılmaktadır. Düzenleyici teşvikler daha az yaygın olup, sadece yarısından biraz fazlasında mevcutken, ayni faydalar ülkelerin üçte birinden azında sunulmaktadır.
Teşviklerin gerekçesi
Teşviklerin temel gerekçesi, aksi takdirde gerçekleşmeyecek olan yatırımları çekmektir. OECD ülkelerinin dörtte üçü, teşvik rejimlerinin en önemli hedefinin verimlilik ve inovasyonu artırmak olduğunu düşünürken, yaklaşık yarısı bölgesel kalkınmayı teşvik etmek ve iş yaratmayı öncelikli hedef olarak belirlemiştir.
Sürdürülebilir kalkınma hedefleri, cinsiyet eşitliği, sosyal kapsayıcılık ve ihracat teşviki gibi diğer hedefler ise yatırım teşviklerinin arkasındaki daha az önemli amaçlar olarak görülmektedir.
Teşvik araçları
Teşvikleri yöneten düzenleyici araçlar karmaşık ve parçalı olup, genellikle birbiriyle örtüşen birden fazla yasal yapıyı içermektedir. Ülkelerin çoğunluğu (%86) vergi teşviklerini yönetmek için öncelikle vergi kanunlarına dayanmaktadır, ancak bu teşvikler genellikle diğer yasal düzenlemelerle de yönetilmektedir. Vergi dışı teşvikler ise çoğu zaman birden fazla yasal çerçeve tarafından düzenlenmektedir. OECD ülkelerinin %54'ü uluslararası mevzuatı kullanırken, yaklaşık yarısı yatırım kanunlarına, üçte biri ise alt ulusal veya sektörel yasalara dayanmaktadır.
Bu dağınık yapı, kamu yönetimi açısından zorluklar yaratmaktadır. Ayrıca yatırımcılar açısından, bu dağınık ve karmaşık yasal çerçeveler arasında seçim yapmak zaman alıcı olduğundan teşvik programlarına erişim de sınırlanabilmektedir.
OECD üyesi ülkelerde yaygın kullanımına rağmen, özellikle vergi teşvikleri, yatırımcıların yer seçimi kararlarını etkileyen kritik bir faktör olarak görülmemektedir. KV teşvikleri 10 üzerinden 5,3, diğer vergi teşvikleri ise 4,7 puan alırken, vergi dışı teşvikler biraz daha önemli (6,5/10) görülmektedir. Ancak bu durum OECD ülkeleri arasında genel bir durum değildir. Genel olarak, OECD ülkeleri yatırım ajansları, teşvikleri yatırım çekmede birçok faktörden sadece biri olarak görmektedir.
Altyapı kalitesi, işgücü becerileri ve destekleyici bir yasal ortam, teşvik türünden bağımsız olarak daha önemli görülmektedir. Yatırım teşviklerinin tanıtılması ve sunulmasından ziyade imaj oluşturma, yatırım kolaylaştırma ve yatırım oluşturma ile ilgili faaliyetler daha önemli kabul edilmektedir.
* The Role of Incentives in Investment Promotion, Trends and Practices in OECD Member Countries
https://www.oecd.org/en/publications/ the-role-of-incentives-in-investment-promotion_e3338264-en.html