Teşvik sistemi yenilenecekse...

Taylan ERTEN
Taylan ERTEN ANKARA'dan [email protected]

ANKARA'DAN / Taylan ERTEN [email protected] Halen Maliye Bakanlığı, Sanayi ve Ticaret Bakanlığı, Hazine Müsteşarlığı, Devlet Planlama Teşkilatı Müsteşarlığı "bürokratlarının" üzerinde çalıştıkları yeni teşvik sistemi merakla bekleniyor. Merakla bekleniyor; çünkü tecrübeyle sabit: Türkiye, büyük hedeflerle çıkarıldıktan sonra uygulama yolunda "ölen" teşvik kanunları müzesine döndü. Son örneği 49 ili kapsayan 5084 sayılı Yatırımların ve İstihdamın Teşviki Hakkında Kanun. Öncesi de var: Şu kapsadığı illere "kalkındırma katkısı" son derece düşük veya yok "Kalkınmada Öncelikli Yöreler" uygulaması... Birbirinden kopuk, "stratejik bütünlükten" yoksun, hedef ve amaçları dağınık, çok başlı bürokrasinin elinde "çarçur olan" kaotik bir teşvik yapısı. Durumu özetlemek gerekse, her şeyi teşvik ederek sonuçta hiçbir şeyi teşvik etmeyen bir teşvik yapısı... Herkesin peşinde koşup da asla memnun olmadığı; arada memnun olanlar varsa da, istisna kaldığı bir teşvik yapısı. Bu kaotik, kaynak israfçısı, denetimsiz yapının "sil baştan" değiştirilmek istenmesi elbette olumlu ve zaten şart. Aynı zamanda, özellikle 5084 ekseninde yoğun tepki ve itirazlarla beslenen yenilenme talebi de mevcut. Çünkü, 5084 adeta "uzayda" hazırlanmış bir kanundu. Siyasi amaçların ağır bastığı; bırakın Türkiye'nin bütününü, kapsadığı 49 ilin "ekonomik doğasından" habersiz bir kanundu. İflası bu yüzdendir. Stratejisiz teşvik olur mu? Önce soru: Türkiye'nin kamu, özel tüm ekonomik aktörlerince üzerinde mutabakata varılmış, dokümante edilmiş, resmileştirilmiş; kısa, orta ve uzun vadede "uygulanabilirliği" yüksek; değişen yurt ve dünya şartlarına uyum elastikiyetine sahip; siyasi iktidarlar gelip gitse de temel parametreleri korunacak bir stratejisi var mı? Böyle "özgün" bir strateji yok! Olmayınca, "sil baştan" yenileneceği söylenilen teşvik sisteminin tek dayanağı "sanayi envanteri" oluyor! Sanayi envanteri dediğiniz ne? Reel ekonominin "manyetik rezonans (MR)" cihazından çıkacak fotoğrafı. Nerede ne var, ne yokun tespiti... Peki, bu tespit Türkiye ekonomisinin "gelecek tasarımını" sektörleriyle, illeriyle, bölgeleriyle, bölgesel uçurumlarıyla, varsıllığı, yoksulluğuyla, sosyal yapılarıyla kavrayacak, yönlendirecek etkin ve sürdürülebilir teşvik politikalarını oluşturmaya, bunları isabetle uygulamaya yeter mi? "Sanayi envanteri" elbette gerekli ama tek başına değil: Sanayi stratejisinin "parçası" olarak gerekli. Lakin yıllardır etkili, yetkili ağızlarda çiğnene çiğnene "çürük sakıza" dönen bu envanter bile henüz ortada yok ki strateji nasıl olsun! Gene de, yeni teşvik sistemi hazırlığı fırsattır. Bugün ekonominin tüm aktörlerince talep edilen sanayi stratejisi meselesi gündeme alınmalıdır. Paralel ve katılımcı bir çalışma takvimi oluşturulmalıdır. Türkiye'nin "bozuk kalkınma pusulası" kamu, özel sektör, akademik birikim ortaklığıyla onarılmalıdır. Pusula, Türkiye'nin somut ve sonuç verici kalkınma hedeflerine ayarlanmalıdır. Yoksa, teşvik kanunları gelir geçer... Geriye çözülmemiş sorunları, gelişemeyen illeri bölgeleri, 12 milyon yoksul ailesi, umarsız işsizleri, israf edilen kaynakları, elinden çıkan ulusal varlıkları ve bilumum dertleriyle Türkiye kalır!

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Atilla Karaosmanoğlu 13 Kasım 2013