Teşvik sistemi tartışmaya açık

Rüştü BOZKURT
Rüştü BOZKURT BUZDAĞININ DİBİ [email protected]

Teşvik sistemi, kamu ve özel kesimden oluşan aktörlerin, rasyonel sayılan bir ortamda, yaratılmak istenen sonuca erişilebilmesi için "oyun kurallarını" uygun biçimde oluşturması ya da değiştirilmesini içerir.

Oyunun temel kuralı, "serbest ve adil piyasada rekabet gücü yaratmak, korumak ve geliştirmektir." Bu temel kurala rağmen, insanın olduğu yerde oyunlar her zaman kuralına uyarak oynanmaz. Başka bir anlatımla, "piyasa her şeyi çözer" algılamasına aklımızı emanet etmemiz her zaman "doğru olan sonucu" yaratmaz.

Toplumlar genel kurallara uysalar da, kendine özgü sorunlarını ve çözümlerini öne çıkaran tutum ve davranışlarını kimi zaman açık, çoğu zaman da üstü kutsal şallarla örtülü biçimde sürdürür.

Toplumların kendi önceliklerini öne çıkaran "mekanizmaları" oluşturmaları ve işletmeleri hayatın gerçeğidir.

Gelişmekte olan ülkeler arasında yer aldığımız açık. Bu nedenle, kolektif gücün "yönlendirici önlemlerine" ihtiyacımız olduğu yadsınamaz.

Bir "teşvik sisteminin" düzenlenmiş ve kamuoyuna açıklanmış olması kuşkusuz tek başına da olsa olumlu bir adım.

Açıklanan teşvik sisteminin bölgesel farklılıkları gözetmesi, sektörel öncelikleri öne çıkarması ve büyük projelere yönelik olması, zaman boyutuna dikkat etmesi ve kademeli geçişleri öngörmesi olumlu yanlarından biri. İstihdam için alınan önlemlerle bütünselliğine dikkat edilmesi de bir başka olumlu yönü olarak altı çizilmeli.

Daha önce de teşvik sistemlerinde benzer araçlar, farklı içeriklerle denendiği; yeni sistemin çok köklü farklılıklar içermediğini de biliyoruz.

Bu teşvik sistemini de, bundan öncekiler gibi çok tartışacağız.

Önemli olan sistemi işletebilmedir

Birincisi, mekana dayalı yapısı yaygın eleştiri konusu olacak. Yakın bölgeler arasında "haksız rekabet" yaratan daha önceki teşvik önlemleri gibi, yeni sistemin de net ve inandırıcı bir ayırımı yok.

İkincisi, her anlamda "çok yaygın" bir sistem. Bu kadar çok şeyin teşvik edilmesi, aslında hiçbir şeyin teşvik edilmemesi gibi bir sonuç yaratabilir. Ayrıca, belli bölgelerde yaratılmış olan "abartılı beklentiye" de cevap veremeyeceğinden; yakınmalar artacak. Biz bu yeni teşvik sisteminde de eşit olmayan gelişme yasası, anonsu kendinden büyük proje yönetimi, kuvvet yasaları, başlangıç noktasına hassas bağlılık ilkeleri ve envanter eksikliği nedeniyle geri bildirim noksanlıklarının yarattığı kaynak israfını tartışmayı sürdüreceğiz. Mekanizma tasarımında dikkate alınması gereken temel yasa ve kuralların yeterince gözetilemediğini kanıtlayan gelişmeler yaşayacağız.

Üçüncüsü, yaşanan her büyük kriz bir kırılmadır; bir faz değişikliğidir.Bu faz değişikliği, mal ve hizmet üretiminde yeni bir işbölümü yaratır. Toplumlar yeni işbölümü ile ilgili temel eğilimleri gözler; onların yarattığı fırsat ve tehlikeleri öngörebilirse, kendi olanak ve kısıtlarını iyi bilirse gelişmeleri kendi yararlarına kullanabilir. Yeni teşvik sistemini gözden geçirirken, kriz sonrasındaki oluşumla ilgili eğilimlerin fırsatlarını öne çıkaran bir koku almadım. Ülke olarak, yaratabileceğimiz karşılaştırmalı üstünlüğü besleyecek olanaklara vurgu yapan bir özellik göremedim.

Dördüncüsü, sistemin nasıl bir kurumsal işleyişle "gözetlenip denetleneceğine" ilişkin bir açıklamayı en azından ben duymadım. Diyelim ki, hızlı bir kalkınma yaratma ihtiyacının temel değerleri üzerinde anlaştık. Özel kesiminin temsilcileri sivil inisiyatifler ile kamu bir ortak irade ortaya koyduk. Toplumumuzun ortak yararları üzerinde de birliktelik sağladık.Çok yaygın sektörel gelişme öngörülmesine karşın, teşvik tebliği sonrasında uygulama yönetmeliklerinde öncelikli ortak projeleri de belirledik. Sürdürülebilirliği sağlayacak ortak kurumlar yoksa, istediğimiz sonucu yaratabilir miyiz?

Beşincisi ve son söyleyeceğimiz de, açıklanan teşvik sistemini, kimin ve nasıl "koordine" edeceği hususunun açık olmaması. Bir başka anlatımla, sorumlu kuruluş ve kurumların güçlerini etkin kullanmada kimin elini taşın altına koyacağı pek net değil.

Sistem bir bütündür. Sistemi tasarlamak önemlidir; ama ondan da önemlisi sistemi işleterek insan ve sermaye kaynağını üretim sürecinde etkin kullanmaktır.

Hep birlikte gözleyeceğiz: Tasarladığımız sistemleri işletmesini becerebiliyor muyuz?

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar