Teşvik meşvik yok ama yatırım artıyor! Çünkü, “Şimdi sıra bizde” denebiliyor…
TÜİK güven endeksini açıkladı...
2017 yılının Ağustos ayında 106.4 değeri ile en yüksek noktaya çıkan endeks, 5 aylık kesintisiz düşüşünü devam ettirerek, haziranda 90.4’e geriledi…
* * *
Almanya’nın Kuzey Ren Vestfalya (KRV) eyaletinin tanıtım ajansının Türkiye Temsilcisi Adem Akkaya’ya sormuştum geçtiğimiz hafta, başta Türk yatırımcılar olmak üzere, yabancı yatırımcının KRV’yi tercih etmesinin nedenini…
“KRV’de parasal teşvik yok” dedi…
Vergisel teşviğin de olmadığını söyledi…
İşçi ücretlerinin yüksek olduğuna da dikkat çekti…
Ne kaldı geriye?
Güven…
“Tek teşvik ‘güven” diye bitirdi…
* * *
Güven olmalı…
Siyasete güven, geleceğe güven…
Ama, en önemlisi, ‘birbirimize’ güven…
* * *
Örneğin…
KRV’de en fazla yatırım yapan makinecilerimizmiş…
Yoğun teknoloji kullanan Almanlara ürünlerini satabilirken, onlarla rekabet edebilirken, Türkiye’de tercih edilmeyen makinecilerimiz!
* * *
Ekonominin anahtarı olan makine sektörünün 20 yıl öncesine bakarsak…
1998 yılı rakamlarına göre her tür makinenin toplam yurtiçi pazarı 10 milyar dolar düzeyindeydi…
Bu pazarın yüzde 78’ini ithal ürünler oluşturuyordu…
Yani 7.8 milyar dolarlık ithalat yapılmıştı…
Aynı yıl, yurtiçi makine imalatı 3.8 milyar dolara çıkmış, bu imalatın 1.1 milyar dolarlık kısmı ise ihraç edilmişti…
Üreticilerimiz, makine ihracatında, dünya sıralamasında 23’üncü sıradaydı…
* * *
Bugüne bakarsak…
Son 10 yılda dünya ticareti yüzde 20’nin üzerinde geriledi…
Buna rağmen, 2017’de makine ve aksamları ihracatımız 14.9 milyar dolara çıktı…
2018’in ilk 5 ayında da artış devam etti…
Yani dünya artık ürünlerimizi tercih etmeye başladı…
Ya biz?
Yerli üreticilerimiz hangi makineleri tercih etti?
İthalatımız gösteriyor. Makine ithalatımız 2017’de 30 milyar dolara yaklaştı!
* * *
Bu nedenle...
3 bin şirkete sahip Almanya, 2017’de bizim 20 katımız yani 300 milyar dolarlık ihracata imza attı…
* * *
Son 10 yılda sektörün bazı alanlarında dünya liderliğine yükselmemiz, bazı alanlarında ilk üçte yer almamız ve bazı alanlarında ise ilk üçe koşmamız, makine üreticilerimizin yabancı rakiplerine oranla 9-10 kat fazla emek harcadığını ve geliştirdiği ürünleriyle yabancılarla rekabet edebildiğini gösteriyor…
* * *
Evet, ‘siyasete ve geleceğe güven önemli’ diyoruz…
Yani topu taca atıyoruz…
Yapmamız gerekenleri, mesela ‘birbirimize güveni’ unutuyoruz…
Bu nedenle MAKFED Başkanı Adnan Dalgakıran’ın, “Kamu kurumlarının yerli makine tercihini özel sektör olarak örnek almalıyız” cümlesini, dikkatli okumalı ve anlamını bir iki dakika durup düşünmeliyiz…
Ve Dalgakıran’ın dediğini birçok alanda model alıp, “Kamu gereğini yaptı. Şimdi sıra bizde!” diyebilmeliyiz…
Unutmamalıyız, bize en büyük teşvik birbirimiziz…