Tesla darbesi
Şimdi iki gün önce yaşanılan kargaşanın ardından otomobil yazmak ne kadar yerinde olur ya da bilmiyorum kaç okuyucu bu yazı ile ilgilenir ama görev bizi bekler.
Gazetecilik refleksi ile konuyu yine de “darbe” ye bağlayarak gündem yazısı yazmak da şart oldu.
Ama konumuz siyaset olmadığı için farklı bir darbeden bahsetmek istiyorum. Konumuz başlıkta da yer aldığı gibi Tesla.
Elektrikli ve otopilot yönetiminde imal ettiği otomobillerle, otomotiv dünyasında devrim yaratan Tesla’dan bahsetmek istiyorum.
Malum ABD’li kendisi küçük, yaptığı işler büyük bu şirket, otomotiv dünyasına yön veren devlerin geride bırakarak çok önemli işlere imza atmaya başlamıştı.
İşler çok yolunda gidiyor ve şirketin ürünleri daha fabrikada banttan inmeden satılıyordu. Satılıyordu diyorum, çünkü bundan sonra aynı başarı devam eder mi bilemiyorum.
Zira, geçtiğimiz günlerde ABD’nin Florida Eyaleti’nde Tesla’nın otonom sürüş yapan, otopilot sistemine sahip Model S ile ilk ölümlü kaza gerçekleşti.
Otomobil, kontrolsüz bir kavşağa girerken, dönüş yapan bir kamyona çarpınca, aracın sürücüsü hayatını kaybetti. Her bayramda maalesef yüze yakın insanını yollarda kaybeden bir ülkede, hiç yaşanmamış olmasını isteyeceğimiz ama maalesef gerçekleşen tek ölümlü bir kazanın ne önemi var diyebilirsiniz…
Demeyin…
Çünkü, bu kaza, otopilot konusunda derin bir araştırma açılmasına yol açtı. Zira, kazadan sonra yapılan açıklamalarda, Model S’in kamyona çarpmadan önce kesinlikle ne otopilot ne de sürücü tarafından fren yapmadığını gösteriyordu.
Yani otopilot bir şekilde önündeki engeli algılamamış ve fren yapmamış, aracın sürücüsü de yine ya otopilota güvendiği için ya da görmediği için o da aracı yavaşlatmamıştı. Sebebi araştırmalar sonrasında anlaşılacak bu kaza ile dünyada araçların otopilot aracılığıyla ilerlemesi tekrardan masaya yatırılıyor. Kazanın ilk araştırması, otopilot sisteminin neden devreye girmediği üzerine yoğunlaşacak. İlk yorumlarda, sistemin kamyon kasasını yol tabelası gibi algıladığı bu yüzden fren yapmadığı belirtiliyor.
Ama tabii ki bu bir varsayım.
İkinci önemli konu ise Tesla’nın, otopilot sistemi nedeniyle oluşacak kazalardan dolayı sorumluluk kabul etmemesi. Tesla müşterileri, otomobili satın alırken, bu maddeyi kabul ederek aracın koltuğuna oturuyor. İşte bu ön şartın da etik olmadığı ya da bir başka deyişle firmanın sorumluluktan kaçmasının hukuki olmasa da teamüllere aykırı olduğu yorumları bulunuyor.
Nitekim, bu alanda önemli çalışmalar yapan Volvo, otonom sürüşte tüm sorumluluğu üstüne alıyor.
Yaşanan bu kaza hiç şüphesiz otopilot sistemine yönelik önemli bir darbe oldu. Çünkü, sadece ABD değil, farklı Avrupa ülkeleri de otopilot kullanıma yönelik otoritelerden bilgi talep etmeye başladı.
Toparlarsak, sırf bu tartışmalar bile bizim otomotiv endüstrisinde ne kadar geride kaldığımızın bir kanıtı. Fabrika kurabilir, milyonlarca araç üretibilirsiniz ama geleceğe yön verecek teknolojileri, emir komuta zinciri ya da hükümet/bürokrasi talepleri ile hayata geçiremezsiniz. Eğer gerçekten bir devrim, önemli bir adım atmak istiyorsanız, işe nihai üründen değil, milletin geleceğe yönelik attığı adımların bir adım ötesini hedefl eyerek, o günlere özel teknolojilere yatırım yapmalısınız.