Teselli ikramiyesi
Nisan ayı rakamları açıklandı ve bence sürpriz olmadı. Önce rakamları özetleyelim, daha sonra yorum yaparız…
Türkiye otomobil ve hafif ticari araç toplam pazarı, 2017 yılı ilk dört ayında bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 8,4 azalarak 232 bin 78 adet olarak gerçekleşti. 2016 yılı dört aylık dönemde 253 bin 373 adet toplam pazar gerçekleşmişti. Otomobil satışları, 2017 yılı ilk dört aylık dönemde geçen yıla göre yüze 10,12 oranında azalarak 173 bin 961 adet oldu. Geçen yıl aynı dönemde 193 bin 539 adet satış yaşanmıştı. Hafif ticari araç pazarı, 2017 yılı Ocak-Nisan döneminde bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 2,87 azalarak 58 bin 117 adet oldu. 2016 yılı aynı dönemde 59 bin 834 adet satış gerçekleşmişti.
Ağır ticari araç satışlarında ise üç aylık verilerde yüzde 10’luk bir gerileme görülüyor.
Tablo incelendiğinde gerilemenin çok yüksek olmaması sevindirici gibi görünse de aslında ticaretin en canlı olduğu, ramazan ayının öncesinde satışların daha yüksek seyretmesi gerekirdi.
Lakin, bunun aksi olması yılın geleceğine yönelik bence çok olumlu sinyal değil. Bazı markaların yüzde 70 oranında filoya çalışması, ilk tanıtımlarda, “Filo mu? Çok zor...Perakende müşterisi bize yetecek” yorumlarıyla satışa sunulan modellerin, filoda üçe beşe bakmadan satılması, hali hazırda pazarı bozan bir unsur.
Referandum belirsizliği nedeniyle alım kararını erteleyen tüketiciler, belki mayıs ayında alıma geçebilir ama bu yılı kurtarır mı bence çok zor. Kaldı ki Ramazan Ayı’nın yine mayıs ve haziran aylarına denk gelmesi ve daha sonra başlayan yaz rehaveti pazarı soğutacaktır.
Fuarın ardından yapılan açıklamalarda “satışlara hareket getirdi” yorumları yapılsa da bunun çok rutin olduğunu belirtmek gerekiyor. Çünkü burada asıl belirleyici olan piyasa moralinden ziyade, tüketicilerin alım kararını etkileyen somut gelişmeler olduğu unutulmamalı. Sonuç olarak önümüzdeki 6.5 ay otomotiv pazarı için çok önemli gelişmelere gebe gibi durmuyor. Zira, ilk sinyaller yılın nisan rakamları doğrultusunda sonuçlanacağı yönünde. Ekstra bir gelişme yaşanmadığı taktirde en azından “öngörülebilir bir yıl olacak” tahmini teselli olacak gibi görünüyor.