Tersine döndürmemiz gereken ürün yapımız

Osman AROLAT
Osman AROLAT AROLAT'tan [email protected]

Arkadaşımız Hüseyin Gökçe’nin haberinden son 5 yılda orta yüksek ve yüksek teknolojili ürün ticaretinde 267 milyar 583 milyon dolar açık verirken, aynı dönemde düşük teknolojili ürün ticaretinde 128 milyar 966 milyon dolar fazla verdiğimiz bilgisini alıyoruz.

Bu üretim yapımızı gözden geçirmemiz, üretimimizi düşük teknolojiden, orta yüksek ve yüksek teknolojiye döndürme yolunda adımlar atmamız gerektiğini ortaya koyuyor. Yüksek teknolojili ürünlerin ihracat içerisindeki payının yüzde 4’ün altında kalması da bu gerekliliği ortaya koyan bir başka veri. Bu bilgiler ekonomimizin en temel yapısal sorununun teknoloji yetersizliği olduğunu açıklıkla gösteriyor.

“Bunun için ne yapmalıyız” sorusuna cevap aradığımızda karşımıza üretim yapımızı değiştirmemizin gerekli olduğu gerçeği çıkıyor...

Bunu dünyada bize benzer hangi ülkenin yapabildiğine baktığımızda, 1960’larda bizim gerimizde olan Kore’nin gerçekleştirdiğini görüyoruz.

Kore bu değişimi yaparken neleri gerçekleştirmiş?

 -Önemli bir eğitim seferberliğiyle emeği kalifiye hale getiren çalışmalar yapmış.

 -Seçici özel alanlı teşviklerle özel sektöre önemli devlet desteği vermiş. Bunu yaparken, teşvikin sonuç odaklı olmasını esas almış.

 -Uluslararası markalar yaratmayı amaçlamış.

 -Planlama ile piyasa iş birliğini ve dengesini gözetmiş.

 -Kamu-özel sektör dayanışmasını sürekli kılmış.

 -Emek yoğun modellerden, teknoloji yoğun üretim modellerine geçmiş.

 -Milli bir strateji uygulayarak, dışa bağımlı alanlarda ithal ikameci, görece rekabete sahip oldukları sektörlerde, ihracata dayalı büyümeyi esas almış.

Peki Kore deneyi bize rehber olabilir mi?

Hiç şüpheniz olmasın!..

Bir kere biz bugün Kore’nin stratejisini uygulamaya başladığı dönemden çok daha ileri bir sanayi yapısına sahibiz. Onların stratejisinin temelinde yer alan ikili yapıyı çok rahat biz de uygulama alanında ele alabiliriz. Bir yandan dış ticaret açığına da neden olan yapıyı irdeleyerek, rekabetçi olmadığımız, düşük teknolojili ticaret alanlarında ithal ikamesine önem verip ve ürün yapımızı geliştirip teknolojisini artırırken, bir yandan da görece rekabetçi olduğumuz alanlarda uluslararası markalar yaratacak destekleri hayata geçiren teşvikler uygulamalıyız.

Bunu sağlam temellere oturtabilmemiz için bu değişimi kolaylaştıracak bir eğitim altyapısına yatırım yapmalıyız.

Ürün ticaretimizin ortaya çıkardığı tablonun değişmesi, orta yüksek ve yüksek teknolojili ürünlerin ticaretimizde düşük teknolojili ürünlerin yerini alabilmesi konusunda benim düşüncelerim bunlar. Kore deneyinin yol gösterici olduğuna da inanıyorum...

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar