Terbiyenin ne zaman modası geçmiş!
Milletvekili genel seçimleri yaklaştıkça kampanya sertleşiyor. Bunu tabii karşılamak lazım. Partilerimiz seçmen katındaki cazibelerini artırmak için sertlikten medet umuyorlar. Ancak, sertlik seviye düşmesiyle de sonuçlanıyor ki, seçmenlerin bunu arzuladıklarını hiç zannetmiyorum.
Son günlerde olanlara bir bakınız. İki MHP'li liderin özel hayatlarını yansıtan kasetler internet üzerinden ortaya saçıldı. Biz böyle bir kaza ile ilk CHP'de tanışmıştık. Şimdi MHP üzerinden konuya geri döndük. Anlaşılıyor ki, kasetçiliği iş edinmiş olanlar var. Hepsi aynı teşkilattan mıdır, yoksa birden fazla müteşebbis kişiyle mi karşı karşıyayız; eylem devlet kurumlarının marifeti midir yoksa özel şahısların mı, bilemeyiz.
Yerleşik herhangi bir demokraside bireyin özel hayatının gizliliğine saygı esastır. Siyasi liderlerin konuyu tartışma konusu yapmaları yakışık almaz. İktidarda olanlar, böyle işleri yapanların yakalanması, yargıya teslim edilmesine gayret eder. Başbakanımız maalesef kasetleri seçim malzemesi yapmıştır. CHP genel başkanı kaset sayesinde lidermiş, MHP'liler bellerine hakim olamıyorlarmış ve saire... Çok ayıp!
Bir de kişisel saldırılar var. Ana muhalefet partisi lideri yeteneksiz bir bürokratmış. Başında bulunduğu kamu kurumunu yönetememiş, zarar ettirmiş. Zaten bütçenin kara deliği diye bilinen, her yıl açığı artan bir kurumun yöneticisini, kurum sanki onun döneminde kârdan zarara geçmiş gibi bir izlenim yaratarak eleştirmek, yanlış bir beyanda bulunmaktır. Ayrıca, kişilerin fikirleri, projeleri yerine, kişisel niteliklerini eleştirmek, siyasetin gerektirdiği nezakete ne oranda uyar, takdirinize bırakıyorum. Neyse ki, şimdilik ailelerle ilgili değerlendirmeler yok. Ancak yakında ona da tevessül edilirse, hiç şaşmamak lazım.
Yargıyı etkileyebilecek değerlendirmelere ne demeli? Üniversite sınavlarında şifre varmış ama kopya yokmuş. Bu konuda tahkikat devam ediyor. Devlet sorumluluğu taşıyan kişilerin yürümekte olan bir tahkikatı etkileyecek beyanda bulunmaması esastır. Şifre olduğu kesin. İnceleme, bunu bazı kimselerin önceden öğrenip haksız başarı sağlayıp sağlamadığı. Sorun olmadığına dair yargıyı etkileyebilecek telkinler, siyasette seviyeyi aşındırır, devleti zaafa uğratır.
Seçim rekabetinde seviyenin düşmesinden umulan fayda, yani seviyeyi düşürenlerin oylarını arttırmaları mümkün olacak mı? Emin olamıyorum. Seçmenlerimiz, kendilerini yönetenlerin ortalamanın üzerinde kişiler olmasını beklerler. Yönetime talip olanların sıradanlaşması, sadece onlara değil, işgal ettikleri mevkilere de saygıyı zayıflatır. Bu sefer, yöneticiler saygı eksikliğini otoriterleşerek telafi etmeğe çalışırlar, böylece başka sorunlara yol açarlar. Ayrıca, birbirini bu kadar saygısızca eleştirenlerin gelecekte ülke sorunları için işbirliği yapmalarını da zorlaştırır. Seçim döneminin üslubu, daha sonraki ilişkileri de olumsuz etkiler. Siyasi huzursuzluk sürer gider. Acaba bu mu isteniyor?
Aklına, terbiyesine hayran olduğum akrabamız bir hanım vardı. Tek parti döneminin iyi anılan bakanlarından birinin eşiydi. Şu sözlerini her zaman hatırlarım: "Evladım, terbiyenin ne zaman modası geçmiş!" Henüz geçmedi. Sayın Büyüklerimiz, lütfen biraz terbiye, biraz nezaket!