Tepkisiz toplum

Dr. Uğur TANDOĞAN
Dr. Uğur TANDOĞAN NOT DEFTERİ tandogan2007@gmail.com

 

Paranla rezil olmak
 

Türkçemiz harikadır. Atalarımız da öyle imiş. Ne güzel deyişler, deyimler üretmişler ve bize miras bırakmışlar. Biz de bu deyişleri yeri gelince kullanıyoruz. Geçtiğimiz pazar günü ben böyle
bir mirası kullandım. "Paranla rezil olmak" deyişini bizzat yaşadım. Bir arkadaşımızın cenazesi için Bursa'ya gitmiştik. Eskihisar'dan Topçular'a gidişimiz gayet güzel idi. Ancak "dönüşümüz
muhteşem" olmadı. Akşam 18:00 sularında Topçular İskelesinde idik. Paramızı ödeyip içeri girdik. Giriş, o giriş. Tam 1 saatten fazla feribot bekledik. Hapishanede volta atar gibi dolaşan bir adama sordum. "Ne kadardır bekliyorsunuz? Sigarasından derin bir nefes çekip efkârlı efkârlı havaya üfürdü ve "1.5 saatten fazladır bekliyoruz" dedi. Hava fırtınalı değildi, deniz sakindi. Bayram da değildi, seyran da değildi. Aşırı bir yolcu akını da olmamıştı. Ama bekliyorduk. Üstelik burası bir kapan gibiydi, girdikten sonra çıkmak da mümkün değildi. Bir görevliye "Neden bekliyoruz?" diye sordum. Görevli "Kaptanların vardiya deyişimi. Bu saatlerde böyle olur. Ama sonra birkaç feribot daha gelir, gidersiniz" dedi. Gerçekten de dediği gibi oldu. Ancak bir saatten fazla orada boşu boşuna bekledik. Paramızla rezil olmuştuk.
 

Zamana verilen değer
 

"Hoca, 1 saat beklemiş, kızmış, yazıyor. Sanki Türkiye'de yaşamıyor" deyip gülenlerinizi görür gibiyim. Ama nasıl kızmayayım? Dünyanın başka neresinde "vardiya değişimi" nedeniyle böylesine bekleme olur. Dünyanın başka neresinde insanların zamanı böylesine hovardaca ziyan edilir? Dünyanın başka neresinde zaman bu kadar değersizdir? Hemen söyleyeyim: Gelişmemiş ülkelerinde. Çünkü zamana verilen değer, bir uygarlık ve gelişmişlik göstergesidir.


Neden bu kadar pahalı?
 

Zamanınız değerli olduğu için Körfez'i dolaşmıyor, feribota biniyorsunuz. Ama 30-35 dakikalık bir yol için feribota neden bu kadar çok para veriyoruz? Çünkü işletmeci tekel. Rekabet yok. Aynı parayla uçak yolculuğu yaptığınızda kilometrelerce yol gidiyorsunuz. Hatırlayınız, eskiden uçak yolculuğu da pahalı idi. Ama yeni şirketlerin sisteme girmesi ile gelen rekabet, fiyatları makul seviyelere getirdi. Feribot seferleri için bu olmalı diye düşünüyorum. Rekabet denen şeyin sisteme sokulmasında çok geç kalındığı kanısındayım.
 

Kuzuların sessizliği
 

Yukarıdaki olayda beni en çok düşündüren olay ise insanımızın tepkisizliği oldu. Kimse orada beklemeye itiraz etmiyordu, kuzu kuzu bekliyordu. Belki denizde bir emniyet şeridi olsa bazı tosunlar bastırıp gidebilirdi. İstatistiksel bir varsayımla o tosunlardan bir kısmı da bu alanda bekliyordu. Ama onlar dahil kimse itiraz etmiyordu. Öyle kuzu kuzu, kaderine razı bekliyordu. İşte bu tepkisizlik, beni beklemekten çok daha rahatsız etti.
Belki toplum olarak değişik şeylere tepki gösteriyoruz. Örneğin, sanal alemde Kanuni Sultan Süleyman, Hürrem kulunu öptüğünde bile rahatsız olup tepki gösteren bir kesim var. Ama çok yerde öpülüyoruz, sessizce kabulleniyoruz. Örneğin, dünyanın en pahalı akaryakıtını, elektriğini, suyunu kullanıyoruz, gıkımız çıkmıyor. Dünyanın en kısa süresi, trafik ışığının kırmızıdan yeşile dönmesi ile arkadaki sürücünün korna çalması arasında geçen zaman olarak tanımlanır. Örneğin, dünyanın en kısa süresinin en kısası bizde. Aziz halkım, trafik ışığında dünyanın en sabırsızı, ama yukarda anlattığım yerlerde ise tam bir evliya sabrına sahip; öyle bekliyor.
 

Sonuç
 

Büyük şehirlerde günün en verimli sabah saatlerini ve iş dönüşü yorgun akşam saatlerini trafikte harcayanlar benim yukarıdaki tepkime kızabilirler. (Hatta kızsınlar da, tepki refleksleri gelişsin
diyorum). "Bir saati nerelerde harcamıyoruz ki" diyebilirler. Ama benim tepkim, toplumdaki bu tepkisizliğe. Toplumdaki bu çöküntüyü hazmedemiyorum. Haksızlıklar karşısında bu suskunluğu kaldıramıyorum. Uygar insan tepkili olur, tepkini de uygar biçimde ortaya koyar.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Sülale boyu nepotizm 24 Ekim 2019
Müşteriden misafire 12 Eylül 2019