TEPAV ezberi bozunca…

Taylan ERTEN
Taylan ERTEN ANKARA'dan [email protected]

Aslında yalnız ihracat gibi iktisadi bir konuda değil herhangi bir konuda  dokunulmazlık kazanmış 'ezberlerin' bozulup bozulmadığını anlamak için  'eleştiriye' gösterilen tepkiye bakacaksınız. Eleştiriler doğru ve yerinde ise, 'ezberin' savunma mekanizmaları derhal  harekete geçer!

Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı'nın (TEPAV) yayımladığı 'AB Pazarında İhracat Kayıpları' konulu 'Politika Notu' ihracatta 'eksen kayması' temalı içerik ve uyarılarıyla aynı etkiyi yarattı; 'ezberin' savunma mekanizmaları anında harekete geçti.

İhracat konusunda 'ezber' malûm: Milli paranın yabancı para karşısındaki değeri: Düşük olursa ihracat artar ithalat azalır, yükselirse ihracat tökezler, ithalat fırlar!  Para iktisadının kurduğu bu denklem elbette doğru.

Bizim milli paramız Türk Lirası olduğuna göre, "amir' yabancı para dolar karşısındaki değeriyle dolar-euro paritesindeki aşağı-yukarı yönlü hareketlerin ihracatımızı olumlu- olumsuz etkilemesi de doğal.

Denklem buysa…

Ancak, yaklaşık 30 yıldır 'ihracata dayalı sanayileşme' kavramı içinde politik-sektörel- medyatik bileşimle âdeta bütün bağlantı ve etkileşmelerden koparılarak 'fetişleştirilen' ihracatın akıl, fikir, kanaat ve yönetim odakları için temel hattâ 'tek' politik ve ticari parametre bu denklem.

Peki, ithalattan ne haber? Büyüyen dış ticaret açığından ne haber? Büyüyen dış ticaret açığının büyüttüğü 'cari açıktan' ne haber? İhracata dönük sanayinin değişmeyen sektör ve ürün yelpazesinden ne haber?

Tamam, Türkiye'nin eriştiği ihracat düzeyleriyle elbette övünelim daha yüksekler için uğraşalım ama ihracatın yapısını ve ülke ekonomisine kazandırdığı her dolar her euro dövizin 'anatomisini' de tartışalım.

Yani, TL değer kaybettikçe 'övündüğümüz', değer kazandıkça 'dövündüğümüz' ihracat, bırakın toplam ithalatı, hammadde ve aramalı ithalatının ancak yüzde 95'ni karşılayabilir noktaya geldiyse (Naki Bakır, DÜNYA, 3 Ağustos 2010) bunun sorumluluğu sadece ve sadece 'kur politikasına' bağlanabilir mi? 'Ezber' işte bu!

Tartışmak ne mümkün

TEPAV'ın 'AB Pazarındaki İhracat Kayıpları' konulu 'Politika Notu'na Türkiye İhracatçılar Meclisi nazik bir üslûpla 'yanlış değerlendirme' temalı bir cevap verirken,  'senin paranı içinde ihracatçının da bulunduğu TOBB veriyor, nasıl böyle konuşursun' mealindeki tepki kaba ve yersiz kaçtı. Aynı zamanda, 'ezber harici' tartışmaya tahammülsüzlüğü de gösterdi.     

Ayrıca ve önemle; Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne ihracatında yaşanan gerek kriz gerekse yapısal etkili gelişme ve sorunları irdeleyen  TEPAV araştırmasındaki 'eksen kayması' metaforu da amacının çok ötesinde 'siyasi' anlama oturtularak algılandı.

Oysa, 'Araştırmacı Ayşegül Dinççağ' ile 'TEPAV Kamu Politikaları Eğitim ve Araştırma Enstitüsü Direktörü Ümit Özlale'nin imzalarını taşıyan notta kullandıkları 'eksen kayması' metaforu Türkiye'nin değil, AB'nin Türkiye dışındaki, diğer üye olmayan ve yeni üye ülkelerden ithalatındaki artışla ilgili. Ekseni kaymaya başlayan AB!

Biraz karışık yazmış olabilirim. Özetle daha neti şu:

Türkiye'nin ihracatındaki gerileme artık ve sadece TL'nin değeriyle izah edilemez. Çünkü, AB'ne ihracatını artıran Çin, Endonezya, Singapur gibi ülkelerin paraları değer kazandı. Buna karşılık paraları değer yitiren Tayvan ile Güney Kore'nin AB'ne ihracatları ve pazar payları daraldı.

Araştırmada dikkatle okunması gereken başka önemli tespitler, öngörüler var. Özetin özetiyle noktalarsam; ihracatta rekabet gücü TL'nin değerinden ibaret değil, diyor TEPAV; ciddi yapısal meseleler var, çözmezsek 'eksenimiz' asıl o zaman kayacak, diyor. Bilmem anlatabiliyor mu?

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Atilla Karaosmanoğlu 13 Kasım 2013