Tenceredeki kurbağa
Otomotiv sektöründe görüş alışverişi yaptığım firmaların yöneticileri gidişattan genel olarak memnun. Tüm yaşananlara rağmen talebin azalmadığını belirtiyorlar. Nitekim, satış rakamlarına bakıldığında da geçen seneki seviyeye paralel bir hareket gözleniyor. Önümüzdeki yıl için de benzer bir hareketin yaşanacağı söyleniyor.
Ancak, geçen gün ünlü müteahhit Ali Ağaoğlu’nun da dediği gibi “bir kriz yok ama belirsizlik var diyelim” söylemine paralel olarak görüş mesafesinin çok da geniş olmadığını belirtmek gerek.
Bu belirsizliğin ardındaki en önemli unsur ise bence tüketicinin tenceredeki kaynayan kurbağaya benzemesi. Zira şu an Türkiye’nin içinde bulunduğu ekonomik durumun hassasiyetinin henüz net olarak anlaşılabildiğini düşünmüyorum.
Türkiye ekonomisini tenceredeki su olarak düşünürsek, sıcaklığının da yavaş yavaş arttığını söylemek yersiz olmaz.
Siyasetten kaynaklanan ki bu satırlar yazılırken Suriye’de yine sıcak çatışma başlamıştı riskler nedeniyle tencerenin altındaki ateş giderek daha yüksek derecede ısı veriyor.
Kurların seviyesi her geçen gün ufak artışlarla yeni rekorları kırıyor. Acil nakit girişine ihtiyacı olan Maliye’nin aldığı vergi önlemleri ile bir yanda kişisel olarak satınalım gücümüz düşerken diğer yanda da enfl asyondaki yükselişin önü biraz daha açıldı. Yüksek enflasyon demek yüksek faiz demektir. Basit bir benzetmeyle faiz paranın fiyatıdır. Paranın da bir ürün olduğunu varsayarsak, tüm mal ve hizmetlerde görülen fiyat artışı paranın fiyatına da yansıyacak ve faizler daha da yükselecektir.
Devletin en üst kademesinin faizi eleştirmesi anlaşılabilir. Çünkü yüksek faiz, bozuk gelir dağılımı ve fakirleşen halk demektir. Durum böyle olunca da halkın şikayetçi olması normaldir de devletin yönetim kademesinden beklenen halktan farklı olarak serzeniş yerine somut adımlar atmasıdır.
Türkiye, maalesef, bizi 2001 krizine sürükleyen sıcak para sarmalına sürükleniyor. Kamu kurumlarının borçlanma limitlerinin yükseltilmesi, maliyenin para ihtiyacının önemli bir göstergesi. Bu ihtiyaç arttıkça paranın fiyatının da artması kaçınılmaz.
İşte tüm bu durumlar tencerede yavaş yavaş kaynayan suya benziyor. Kurbağayı kaynar suya doğrudan atarsanız içgüdüsel bir refl eksle tencereden dışarı atar kendisini. Ama suyu yavaş yavaş ısıtırsanız, beyni zıpla/kaç emrini verse bile kasları erimiş olduğundan tencereden kaçamaz.
İnşallah yanılırım ama bence bizim altımızdaki tencerede su yavaş yavaş kaynamaya başladı. Ve su kaynadığı zaman ilk darbeyi konut ve otomotiv görecek. O yüzden 2018’e dikkat.