‘Temiz enerji desteklenmeli’
2009 yılında Abu Dabi'de kurulan Uluslararası Yenilenebilir Enerji Ajansı'nın (IRENA) hedefi yenilenebilir enerjilerin küresel sesi olarak hareket etmek. Ajansın merkez olarak Abu Dabi'nin "0 emisyonlu" şehri Masdar City'yi seçmesi ise oldukça anlamlı. IRENA Genel Direktörü Helene Pelosse, "Merkezimizin Abu Dabi'de, yani dünyanın en büyük petrol üreticisi olan Birleşik Arap Emirlikleri'nde olması tüm dünyaya önemli bir mesaj veriyor. O da, güçlü bir gelecek için, geçmişin enerjilerine güvenemeyeceğimiz" diyor. Üye sayısı 145'e ulaşan ajansın ilk Genel Direktörü olan Pelosse, AB'nin İklim ve Enerji Müzakereleri'ni başarıyla yönetmiş ve 2020 yılı için toplam enerji tüketiminde yenilenebilir enerjilerin payını yüzde 20'ye çıkarma hedefinin belirlenmesine liderlik etmiş bir isim. Pelosse aynı zamanda Almanya'nın AB dönem başkanlığı sırasında Angela Merkel'e danışmanlık da yaptı. Çevrenin yanı sıra kadın hareketine yönelik çalışmalarından dolayı Avrupalı çevreciler 2008 Uluslararası Kadın Günü'nü Helene Pelosse'a atfettiler. Bu arada, IRENA'nın cinsler arası dengeyi uygulayan ilk uluslararası organizasyon olduğunu belirmekte de fayda var. IRENA'nın çalışanlarının yüzde 50'sini kadınlar oluşturuyor. 9. Dünya Rüzgar Enerjisi Konferansı için Türkiye'ye gelen Pelosse, yenilenebilir enerjilerin geleceğine yönelik sorularımızı yanıtladı:
- Yenilenebilir enerjilerin payını 2020'ye kadar yüzde 20'ye çıkarılmasını öngören AB direktifinin müzakerelerini yönettiniz. Bu müzakereler sırasında ne tür zorluklar yaşandı?
Oldukça zorlu bir süreçti, çünkü Avrupa bu konuda ayrılmış durumdaydı. Ülkelerin ne derece esneklik gösterebilecekleri ve hedefe ulaşamayan ülkelere ne olacağı sorularına cevap bulmak oldukça zor oldu. Müzakerelerin sonuna doğru Almanya Enerji Bakanı toplantıyı terk etti. Almanya, yenilenebilir enerji potansiyeli açısından ilk sıradaydı ve Alman bakan bu kapasitenin diğerlerinin eline geçmesinden endişe etti. Daha sonra onu, İtalya ile anlaşmaya varmaya ikna ettim. Bazı ülkelere esneklik sağladık, fakat yine de hedefimize bağlı kaldık. Eğer ülkeler yüzde 20 hedefine ulaşamazlarsa, mahkemede hesap verecekler.
- Yenilenebilir enerji yatırımları Asya'da yüzde 170, Avrupa'da yüzde 63 oranında artış gösterdi. Bu ilgiyi nasıl değerlendiriyorsunuz?
Yenilenebilir enerjilerin sürdürülebilir bir gelecek için tek seçenek olduğunu düşüyorum. Bu değişim bir gecede olmayacak. Uzun bir değişim süreci yaşayacağız, ama geçiş oldukça hızlı oluyor.
- Çin'de yenilenebilir enerji yatırımları hükümetin öncelikleri arasında yer alıyor ve bu yatırımlara önemli teşvikler sağlanıyor. Bu alanda devlet teşvikleri nereye kadar sürdürülmeli?
Yenilenebilir enerjiler henüz olgun bir pazar değil, dolayısıyla ilk başta desteklenmesi gerekiyor. Devlet yardımlarının ilk 10-20 yıl boyunca sürmesinde fayda var. Bu arada duruma daha dikkatli bir şekilde bakacak olursak, petrolün de ciddi bir şekilde desteklendiğini görürüz. Eğer yenilenebilir enerjilerin önünü kapatmak istemiyorsak, petrole verilen desteği de sona erdirmemiz gerekiyor. Eski bir enerji kaynağı olarak petrole giden paranın, yeni, temiz enerjiler için kullanılması gerekir. Fiyatlar şu an için gerçeği yansıtmıyor. Tüketicilere gerçek fiyatları yansıtabilmemiz için, yenilenebilir enerjilerin bir emtia olması gerekiyor. Cep telefonlarının nasıl ucuzladığını gördük, aynı şey yenilenebilir enerji kaynakları için de söz konusu.
- Karbon vergisi konusunda ne düşünüyorsunuz? Emisyonların azaltılmasında etkili bir çözüm mü?
Karbon vergisi etkili olabilecek bir araç. Eğer bu alanda gerçekten farklı bir davranış modeli sergileyecekseniz, karbon vergisi bunu göstermek için doğru bir işaret olacaktır. Petrol vergisi, karbon vergisinin bir türü olarak kabul edilebilir. Örneğin bugün Avrupa'da petrole gerçekten yüksek bir vergi uygulanıyor. Bunun yanı sıra, enerji ve ağır sanayi sektörüne karbon kotaları getiren Avrupa Birliği Emisyon Ticareti Şeması da söz konusu. Örneğin havacılık sektörü, petrol kullanan bir sanayi. Bu noktada da ciddi bir vergilendirme gerekli. Küçük olduklarından dolayı Avrupa Birliği Emisyon Ticaret Şeması'na dahil edilmeyen sektörler var.
- Yenilenebilir enerji projelerinin finansmanında zorluklar yaşanıyor mu? Bu alanda en iyi finansman seçenekleri neler?
Öncelikle doğru bir politika gerekli. Eğer iyi bir politikaya sahipseniz, finansmana ulaşmakta zorlanmazsınız. Dünya Bankası, kalkınma bankaları iklim değişikliği konvansiyonu kapsamında programa dayalı projelere destek veriyorlar. IRENA yenilenebilir enerji projelerinin fonlara ulaşabilmesinde yeni yöntemler üzerine çalışıyor. Bilgi teknolojileri ve internet bu konuda etkili olabilir. Mikrofinans bu konunda etkili olabilecek bir diğer yöntem. Mikrokredi yoluyla Bangladeş'teki köy evlerinin çatılarına 300 dolarlık PV panelleri yerleştirildi. Bu, dünyanın en fakir ülkelerinde bile insanlara elektrik ulaştırılabileceğinin çok güzel bir örneği. Her evde iki ampul, bir PV paneli, bir televizyon ve bir tane de cep telefonu şarjı bulunuyor. Bu ürünlerin yarısı Bangladeşli kadınlar tarafından üretiliyor.
- Rüzgar, güneş, hidro, biyo... Geleceğin ilk yıldızı kim olacak?
Hepsi. Yenilenebilir enerji kaynaklarının payı her geçen gün artıyor ve artmaya devam edecek. Farklı modellere dayanan farklı senaryolar, yenilenebilir enerjilerin ne kadar büyük bir potansiyele sahip olduğunu ortaya koyuyor. Senaryolar, enerji verimliliğine verdikleri rol açısından birbirlerinden ayrılıyorlar. Şu an için en büyük potansiyel güneşe ait. Bunun yanı sıra, okyanus ve dalga teknolojileri gibi hala test aşamasında olan yenilenebilir enerji teknolojileri var. Her bir yenilenebilir enerji kaynağının gelecekte ne kadar paya sahip olacağını teknolojik gelişmeler ve hükümetlerin öncelikleri belirleyecek. Sonuçta herkes, karbon emisyonunun azaltılmasında çözümün yenilenebilir enerjiler olduğunu anladı.
'Türkiye dünyanın vitrini olabilir'
IRENA Genel Direktörü Helen Pelosse, Türkiye'nin çok büyük bir yenilenebilir enerji potansiyeline sahip olduğunu, fakat doğru politikalar belirlenmediği taktirde, sektörün önde gelen oyuncularından olamayacağını söylüyor."Türkiye'nin yenilenebilir enerji alanında zaman kaybetmeden sahip olduğu büyük poyansiyeli değerlendirmesi gerekiyor" diyen Pelosse, "Bu sayede önemli boyutta yatırım çekebilir ve çok sayıda kişiye istihdam yaratabilirsiniz" yorumlarında bulunuyor. Pelosse, Türkiye'nin yakın bir zamanda, rüzgar başta olmak üzere, yenilenebilir enerjilerde "dünyanın vitrini" konumuna gelebileceğini de söylüyor.