Temiz eller operasyonu FIFA'yı temizleyebilecek mi?
Bilindiği üzere bu ayın başından itibaren FIFA'da rüşvet, yolsuzluk ve şantaj üzerine soruşturmalar derinleştirilerek devam ettiriliyor. FIFA ve Blatter hakkında daha önceden bazı soruşturmalar açılmış ama Blatter bu soruşturmaların hepsinden bir şekilde kurtulmuştu.
Şimdiki yürütülen cezai soruşturma FIFA Başkan ve yöneticilerinin Dünya Kupası organize edilecek ülkelerden rüşvet almaları ile 2005 yılında FIFA eski Başkan Yardımcısı Jack Warner'ın televizyon yayın haklarıyla ilgili yolsuzluk yaptığı iddialarına dayanıyor. Bir diğer önemli suçlama da, Blatter'ın 2011'de kendisi için çalışan Platini'ye 2 milyon İsviçre Frangı ödeme yaptığına ilişkin. Bu ödemeye ilişkin FIFA hesaplarında herhangi bir muhasebe kaydının bulunmaması bu iddianın doğruluğunu destekler nitelikte.
Devam eden soruşturmalarda FIFA Başkanı Sepp Blatter, Genel Sekreteri Jerome Valcke ve Başkan Yardımcısı Michel Platini'nin yönetim kurulu üyelikleri 90 gün geçici askıya aldı. Eski FIFA Başkan Yardımcısı Güney Koreli Chung Mong-Joon'a da altı yıl boyunca yönetim ve denetimde yer almama ve 100 bin İsviçre Frangı para cezası verildi.
Soruşturma sürecinde ortaya çıkan delil, bulgu ve itiraflar, FIFA'da yozlaşma ve çürümenin, tahmin edilenin üzerinde olduğunu ortaya koyuyor.
Dünya'da tüm futbol federasyonlarının en üst yönetsel organı olan FIFA'nın kuruluş amaçlarından birisini de, "Kendisine tabi Federasyonları yönetim ve denetim altında tutarak, futbolun istismar edilmesine yönelik, futbolun ruhuna uygun olmayan yöntem ve uygulamaları engellemek" ilkesi oluşturuyor.
Kısacası, FIFA dünya futbolunu yönetmek ve aynı zamanda onu, anti-futbol unsurlarına karşı korumak amacıyla kurulan, kar amacı gütmeyen, sosyal fayda sağlamak amaçlı bir örgüt. Peki, kendi kuruluş tüzüğünde bunlar yazılı olan bir örgüt, nasıl oldu da bugün rüşvet, yolsuzluk ve şantajla anılır hale geldi.
Kısaca, FIFA'nın bu noktaya gelmesinde iki önemli konu var. Bunlar: 1) FIFA'nın Ekumenik yapısı, 2) Futboldaki parasallaşmanın FIFA gelirlerinde yarattığı rekor atış (Finansallaşmanın olumsuz etkileri).
1. FIFA’nın ekumenik yapısı
Merkezi Zürih’te bulunan FIFA’nın kuruluş statüsünde uluslararası "kâr-amaçsız (non-profit)" ve "kamusal olmayan (non-government)" bir organizasyon olduğu vurgulanıyor. Uluslararası statüsü onu, devlet ve siyasetin etkisi dışına taşıyor. Diğer taraftan kâr-amaçsız olduğu için de rekabetçi pazar koşullarının dışında bir ekonomik yaşamı var. FIFA yönetiminde her üye federasyonun bir oyu bulunuyor. 209 Ülke federasyonu bu konfederasyona üye. Bu bağlamda FIFA kendisini, AB spor hukuk normları doğrultusunda devletler üstü görüyor. Örgütsel yapısını aynı zamanda yasalar üstünde sayan "ekümenik" bir iddiaya da sahip. FIFA’nın kuruluş ilkelerinden birisi de "Meşruiyet Açığı" tartışmasını neden olan, "Bütün federasyonları kontrol hakkında tutma" olarak özetlenen beşinci ilkedir. Ne yazık ki, Bu ilkenin dayandığı veya dayanabileceği herhangi bir uluslararası hukuk desteği bulunmuyor. FIFA bunu ulusal federasyonlarla imzaladığı "statü anlaşmaları" yaparak, "FIFA'ya bağlılığı ulusal yasa sistemine sokarak perçinlemek" stratejisini uyguluyor. (Doç. Dr. Kutlu Merih- FIFA'nın Meşruiyet Açığı ve Futbolda Ekümenlik” http://www.futbolekonomi.com/index.php/haberler-makaleler/yonetim/119-kutlu-merih/481-fifann-meruiyet-ac-ve-futbolda-ekuemenlik.html). Bu ilkeyi uygularken de ulusal federasyonlara, elindeki maddi olanakları kullandırım konusunda son derece cömert davranıyor. Özelikle, seçim zamanlarında delegelere sağlanan ekstra avantajların yanı sıra, bazı ülkelere sağlanan futbol yatırımlarıyla oylar garanti altına alınabiliyor.
2. Futboldaki parasallaşma FIFA gelirlerini rekor şekilde artırdı
1974’te FIFA Başkanı seçilen Joao Havelange, “Ben buraya futbol denen ürünü pazarlamak için geldim” diyordu. Gerçekten öyle yaptı ve bu konuda çok da başarılı oldu. Nitekim, FIFA’nın gelirleri rekor düzeyde bir artış kaydetti. FIFA'nın 2014 Finansal Raporları'na göre de FIFA adeta dev bir ekonomik örgüt olarak karşımıza çıkıyor. Bu rapordan birkaç veriyi sizlerle paylaşalım.
FIFA 2011-14 arasında toplamda 5.7 milyar dolar gelir ve 5 milyar 380 milyon dolar gider yapan, 338 milyon dolar kâr yaratan dev bir organizasyon. Gelirleri astronomik artan FIFA’nın bankalarda 1.08 milyar dolar nakit parası bulunuyor. Gelirlerinin %43’ü TV, %29’u pazarlama ve havuz ve %28’i de diğer gelirlerden oluşuyor. Harcamalarının %72’si futbol yatırımlarına giderken, %28’i diğer harcamalardan oluşuyor. 2014 gelirleri 2 milyar 96 milyon dolara ulaşırken, harcamaları 1 milyar 955 milyon dolar olarak gerçekleşti. FIFA’nın son dört yılda futbolun gelişimine harcadığı para 509 milyon dolar (yıllık 127.4 milyon dolar). FIFA 2014 Brezilya’da katılan ülkelere toplam 358 milyon dolar ödedi.
FIFA’nın en çok eleştiri alabilecek finansal göstergelerinden birisi de, FIFA personeline son dört yılda ödenen ücret ve maaşlar…Bu ödemelerin toplamı toplamı 397 milyon dolar. Bu harcamaların detayına bakıldığında FIFA yönetiminin son dört yılda yaptıkları ziyaret, seyahat, konaklama ve benzeri giderleri toplamı 145 milyon dolar olarak gerçekleşmiş. Buna göre son dört yılda bu iki kalemin toplamı 542 milyon dolara ulaşırken, FIFA'nın son dört yılda futbolun gelişimine harcadığı para ise 509 milyon dolar olmuş.
Buradan da anlaşılıyor ki, FIFA aslında futboldan çok kendisini düşünen bir ekonomik örgüte dönüşmüş durumda.
Sonuç
Doç. Dr. Kutlu Merih’in de www.futbolekonomi.com’da kaleme aldığı, “FIFA'da Bu Yapı Oldukça Üç Kağıt Bitmez! makalesinde de belirttiği üzere, (http://www.futbolekonomi.com/index.php/haberler-makaleler/genel/123-kutlu-merih/3741-fifa-.html) “Bu yapı yoksul ve desteğe muhtaç üçüncü dünya ülkelerini etkileyip oy temin ederek, FIFA yönetimini tekelleştirebilmeye olanak sağlamaktadır. FIFA sloganı: “Oyunun iyiliği için – For the good of the game” olduğu halde düzenin gerçekte kime iyilik ettiği oldukça kuşkuludur. Ayrıca kuruluşun futbolu ticarileştirerek sağladığı milyarlarca dolarlık bütçeler de kendilerine bir tür dokunulmazlık satın almalarına olanak sağlamaktadır… Sonuçta gördük ki, FIFA'nın ekümenik yapısı, başındaki paragöz, üç kağıtçı bu futbol ahlaksızları için, kendi emellerini gerçekleştirme ve servetlerini futbolu kullanarak artırma konusunda bulunmaz bir nimetti. Nitekim de öyle oldu. Aslında bu yaşanılanlar benim için bir sürpriz olmadı. Zaten, FIFA'nın mevcut ekümenik örgütsel yapılanması, bu tür ahlaksızlıklara olanak sağlayacak bir yapıda…denetim ve yönetimde, yönetimin denetimi kontrol altına alması bu tür suistimallerin gelişiminin önünü açıyor.”