Temel değişmeden fiyatlar bir yukarı bir aşağı
Küresel piyasalarda 1.5 aydır iyimserlik hakim. Borsa endekslerinde ciddi artışlar var. Faizler gevşiyor. Bazı emtiaların fiyatlarında yüzde 60’a varan yükselişler oldu. Tabii temel senaryo değişmeden fiyatların tekrar gevşeyeceği düşünülebilir.
Emtia fiyatları ve emtia üreticisi ülkelerin paraları öncü göstergeler olarak kullanılır. Petrol fiyatının yerle bir olduğu Ekim 2015-Ocak 2016 dönemi, riskli varlıkların fiyatlarının da düştüğü dönemdi. Gece gündüz petrol fiyatını takip ediyorduk. Petrol baskı altına girdiğinde, Kanada Doları ve Avustralya Doları gibi emtia paraları dağılıyor. Bu ülkelerde majör emtia olarak ne ararsanız var. Petrolün durumu doğal olarak enerji şirketlerini de etkiliyor. Petrol fiyatı gevşiyorsa, hem şirket tahvillerinin fiyatları hem de hisse senetlerinin fiyatları düşüyor. Enerji şirketlerinin tahvilleri türbülansa girdiğinde, yüksek getirili riskli piyasalarda da sert fiyat hareketleri yaşanıyor. Bulaşıcılık etkisi bu şekilde ortaya çıkıyor. Ocak ayının sonuna kadar böyle bir piyasa iklimi vardı. Altı yedi haftadır ciddi bir düzelme var. Risk alma iştahı arttı. Yüksek getirili riskli piyasaları temsil eden göstergelerdeki toparlanma sürüyor. Euro bölgesinde kredi notu yatırım yapılabilir seviyenin altında olan şirketlerin kredi risk primlerinde anormal düşüşler var. Bizim finansal göstergelerimizle euro bölgesindeki şirketlerin kredi risk primleri arasında istikrarlı bir ilişki var. Euro bölgesinden bir risk sinyali şu aşamada gelmiyor. Yanı sıra, ABD’deki yüksek getirili tahvillerin risklerini gösteren endekslerden de bir tehlike sinyali yok. Bundan sonraki gelişmelerin nirengi noktası yine petrol fiyatı olur. Fiyat kritik seviyelere geldi. Brent petrolün fiyatı 42 dolar bölgesinin üzerinde kalıcı olamıyor. Bu seviyeyi birkaç hafta önce yazdığım yazıda da belirtmiştim. OPEC üyesi ülkelerden gelen ‘‘üretim sabitlemesi’’ açıklamaları fiyatı 42 dolara kadar destekledi. Artık yeni gelişmelere ihtiyaç var. Birçok faktör fiyata girdi. 17 Nisan’da Doha’da yapılacak toplantıda üretim sabitlemesi dışında bir kararın çıkabileceği spekülasyonu yapılıyor. Üretimin düşürülmesi kararının çıkması fiyat üzerinde etkili olabilir. Brent petrolün fiyatı 1.5 ayda yaklaşık yüzde 60 yükseldi. Buradan sonra, OPEC üretimini azaltmadıkça yaşanan agresif yükselişin devamı sorgulanabilir. Kaldı ki İran her fırsatta üretimini artıracağını vurguluyor.
En büyük petrol üreticisi olan Suudi Arabistan’ın ABD’deki pazar payı son yıllarda düştü. Bunun nedeni de Amerikan kaya gazı şirketlerinin etkilerini artırmasıydı. Suudiler günlük petrol üretimini maksimize ederken, amacının kaya gazı şirketlerine bir ders vermek olduğu düşünülüyordu. Fiyat 30 doların altındayken enerji şirketlerinin perişan durumları medyaya yansımıştı. OPEC’in üretim sabitlemesi söylemi bu şirketlere bir nevi can simidi oldu. OPEC’in üretimini düşürmesi fiyatı çok daha yukarılara taşıyabilir. Bu senaryoya göre 60 dolar seviyesi konuşuluyor. Suudilerin birincil amacı Amerikan kaya gazı şirketlerine ders vermekse, fiyatın üç ayda 60 dolara çıkması bunu desteklemez. Suudi Arabistan’ın liderlik ettiği OPEC’in hedefi sektörü biraz rahatlatmak olabilir. Ancak sektörün çok da havaya girmesi işlerine gelmez.
Dünya ekonomisinde ve Türkiye ekonomisinde temel faktörlerin toparlanacağını düşünmek zor. Fed dahi ekonomik tahminlerini aşağı yönlü revize etti. Dönüp dolaşıp petrol mevzusuna geliyoruz. Petrol fiyatı dengeli kalacak ki piyasalardaki pozitif hava sürsün.