Tekstil sektöründe DİR kapsamı ikincil işlem görmüş ürünlere uygulanan vergi oranları ve cezalar

Serbest Kürsü
Serbest Kürsü

AHMET HAKKI DÖNMEZ - GÜMRÜK MÜŞAVİRİ / ÇINAR GÜMRÜK MÜŞAVİRLİĞİ

Türkiye 21. yüzyılın başından itibaren sanayi devriminde önemli adımlar atmıştır. Sanayi sektörünün ihracat payındaki artışlarının en önemli ayağı olan tekstil sektöründe yaklaşık bir milyon kişinin istihdam edildiği düşünülmektedir. Bu şekildeki devasa sektörün ihracattaki yeri ve payı da azımsanmayacak durumdadır. Tekstil sektörü olarak son 12 ay içerisinde gerçekleştirdikleri 10.6 milyar dolarlık ihracat ile son 4 yılın rekorunu kırmıştır. 12 ay içerisinde 200’den fazla ülkeye 10.6 milyar dolarlık ihracat gerçekleştirerek, bir önceki döneme göre yüzde 7.3’lük bir artış yakalamıştır. Bu şekilde devletin ihracat rakamlarının önemli kısmını yüklenen tekstil sektörünün önemli bir problemi ise kendi ülkesindeki bürokrasidir.

Tekstil firmalarının özellikle AB ülkelerinin sıfır faizle kredi imkânı tanıdığı firmalar ile haksız rekabette karşılaştığı dünya piyasasında ülke içerisindeki 4458 Sayılı Gümrük Kanunu’nun ve ona bağlı 3065 sayılı KDV Kanunu muhalefetten kasıtla karşılaştığı haksız cezalar adeta ihracat yolunu, dikenli bir yola çevirmektedir.

Şöyle ki; Eski adı ile Gümrük Ve Ticaret Bakanlığı olan ve yeni adı ile Ticaret Bakanlığı’nın 22.04.2011 tarih ve 2011/44 sayılı Genelgesi ile Dahilde İşleme Rejimi (DİR) kapsamı getirilen ürünlerin Türkiye’ye giriş ve çıkışlarında ilgili eşyaların kullanılabilir artıklarının çıkabileceğinin kastı ile artık hurdalara Serbest Dolaşıma Giriş Beyannamesi düzenlenmesi talep edilmiştir.

Firmaların çoğunun çıkan bu artıklar için hem imha ücreti ödediği hem de ilgili kamu kurumlarına Çevre Vergisi’ni ödediği; bilinmelidir ki; güncel durumda üzerine gümrük vergisi de ödenmesi talep edilmiştir. Bir milyon çalışanı bulunan bu devasa sektörde artık ve hurdaların mutlak anlamda kullanan, kıymete ve değere katan tarafların olduğu da ayrı bir gerçektir. Ancak bu sektörde öyle beklenildiği veya tasavvur edildiği gibi %100 değil de bu oran ancak %30 veya %40’lardadır. Yine de sektörün büyük çoğunluğu bu şekildeki vergilendirmeye muhalif olmayarak devletine ve Türkiye Cumhuriyeti ekonomisine fayda sağlamaya çalışmaktadır. Ancak yapılan bu vergilendirmede farklı ve haksız uygulamalar olmaya başlanmıştır.

İzah etmek gerekirse; Türk Gümrük Tarife Cetveli’nde esas makine, esas eşya olarak değerlendirilen ana mamul ürünlerde TSE, Tarım Uygunluk gibi kontrollere tabi tutulurken KDV oranları %18 olarak vergilendirilmekte. Yardımcı ürünlerde ise bu tür belgeleri almaları istenmeyerek KDV oranları da %8 olarak belirlenmektedir. Bu şekilde işlem yapılması da yardımcı elemanlar veya ikinci elemanların ana mamullerden daha az önem arz etmesinden kaynaklanmaktadır. Ancak son dönemde yaşanan ihtilaflardan biri de tekstil sektörünün ana hammaddelerine (iplik, kumaş) % 8 KDV oranı uygulayıp, bunların artık ve hurdalarına % 8 uygulayan firmalara da 4458 Sayılı Gümrük Kanunu’na istinaden ceza uygulanması ve ek tahakkuk düzenlenmesidir. Kaldı ki, 3065 Sayılı KDV Kanunu’na bağlı mal ve hizmetlere uygulanacak katma değer vergisi oranlarının tespitine ilişkin kararın 2007/13033 II sayılı listenin B/3-4 maddelerinde değerlendirilmektedir. İlgili maddeler der ki;

- İplikler ve iplik imali için hazırlanan her nevi filamentler, lifler, vb. (Pamuktan, yünden, tiftikten, hayvan kıllarından, ipekten, sentetikten, suni maddelerden, dokumaya elverişli her nevi maddelerden veya bunların karışımlarından elde edilenler.

- Pamuklu, yünlü, ipekli, sentetik, suni veya bunların karışımlarından örme dahil her nevi mensucat (pamuk, keten, ipek, sentetik, suni, kauçuk iplik, lif ve benzerleriyle, hayvan kıllarıyla, dokumaya elverişli maddelerle veya bunların karışımları ile birlikte; el tezgahlarında veya diğer şekillerde dokunsun dokunmasın, ağartılmış, boyanmış, baskılı vb. şekillerde olsun olmasın), emdirilmiş, sıvanmış, kaplanmış veya lamine edilmiş dokumaya elverişli mensucat, dokunmamış mensucat, vatka, keçe ile her nevi dantela, kurdela, kordon ve işlemeler.

Yukarıdaki iki maddenin de KDV kanunu iki sayılı listede var olduğunu ve bu iki sayılı listedeki ürünlerinde KDV oranlarının %8 olarak uygulanması gerektiği amir hükmünün varlığına istinaden KDV oranın %8 oranın uygulanması gerektiği bahsiyle bunların artık, hurda ve döküntülerinde %18 uygulanması talebi hem gümrük vergi mantığına hem de KDV sirküleri 5/8/2 fıkrasına muhalif olmaktadır. İlgili sirkülerde tekstil ana hammaddelerinin neler olduğu, bunların artık, kırpıntı ve hurdalarını da içerdiği yazılmıştır. İşte bahse konu maddenin içeriğinden de anlaşılacağı gibi ilgili eşyaların KDV oranlarının %8 olması gerektiği belirtilmiştir.

Bu kadar bilgi ve kaynağın bulunduğu bir durumda aksi görüşün ortaya çıkmasındaki en önemli sebep gümrük vergisi ile ilgili cezayı veren makamın işlem ve eşya üzerinde mikro değerlendirme yapmadan, özelden eşyanın ve ihracatçının durumunu değerlendirmeden hareket etmesidir. Bu şekilde verilen cezanın suçu ve ihlali caydırıcılıktan çok sektöre ve dolayısıyla ihracata da zarar verecek niteliğe dönüşmektedir. Cezanın varlığı kabahatin mükerrerliğini önleme tezine ve düşüncesine nispeten son dönemde tekstil sektöründeki ihracatçıya ve sanayiciye iş yapmasında engeller konduğunu ve yolların tıkandığını düşünüyoruz. Eğer amaç devletin vergi kaybını önlemek ise ilgili mamul ürünlere KDV oranını %18 olacak düzenlemeyi getirerek konu en başından halledilmelidir. Ancak bu şekilde yapılacak işlemlerle de tekstil sektörüne ve ihracata zarar verileceği de unutulmamalıdır.

Tüm bilgiler ışığında peki ne yapılmalıdır denilirse; Özellikle tekstil sektörü gibi üretim sektörlerinde ki ihracatçıya ve sanayiciye yardım edebilme adına ikincil işlem ürünlerinin vergileri ve uygulanan cezaların özelde ve mikro anlamda değerlendirme yapıldıktan sonra ceza uygulanmalı ve ilgili firmalar uyarılmalıdır. Unutulmamalıdır ‘ki İdarelerinin dolayısı ile bürokrasinin yapmış olduğu hareketler hükümetlerin plan ve projelerine uygun olmalıdır. Aksi durumda kanun koyucular, koymuş oldukları her maddeye açıklayıcı bir not ve özelde bir yazı yazmaları gerekecektir ki, buda çok mümkün bir hareket değildir. Bürokrasinin önemli yerindeki makamları işgal edenlerin olabildiğine sorumluluk almaları ve pozitif yönde hareket etmeleri ihracatın ve dış ticaretin önünü açacaktır.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Ufuk çizgisi 03 Nisan 2024