Tekstil makine sektörünün devlet desteğine ihtiyacı var
Küresel tekstil pazarının lider ülkesi Çin’in Shanghai kentinde 15- 18 Haziran tarihleri arasında 17'ncisi düzenlenen Shanghaitex 2015 fuarına gözlemledik.
Fuar, küresel tekstil piyasasındaki değişimleri ortaya koydu. 100 bin metrekarelik bir alanda düzenlenen etkinlikte tekstil makine ve ekipmanlarındaki son gelişmeler ziyaretçilere tanıtıldı. Dünyanın dört bir yanından gelen tekstil teknoloji üreticilerini ağırlayan fuara binin üzerinde firma ve 60 binin üzerinde sektör temsilcisi katıldı.1984’ten beri düzenlenen fuarın bu yılki teması, sanayi eğilimleri ve piyasa ihtiyaçlarıydı. Birçok firmanın özel sunumlar yaptığı fuarda, ayakkabı, örgü ve çorap makineleri, dokuma makineleri, iplik ve teknik tekstil makineleri, baskı, boya, terbiye makineleri ve yedek parça ve aksesuar makineleri öne çıktı.
Yatırım maliyetlerinin artması, kar marjlarının azalması nedeniyle tüm sektörlerde olduğu gibi tekstil sektörü de rekabet avantajını korumak için daha ucuz makinelere yöneldi günümüzde. bu süreçte Çinli tekstil makine üreticileri devletten aldıkları destek sayesinde ürün kalitelerini arttırdı. Şu anda tek dezavantaj olarak, satış sonrası hizmetlerde yaşanan aksaklıklar olarak gözüken Çin tekstil makine sektörü, markalaşma yönünde sıkıntılar yaşayınca Avrupalı markaları satın alma yolunu izledi. Çin devletinin sahip olduğu China Hi-Tech Group Corporation (CHTC), Çin menşeili makine üretiminin yanı sıra farklı bir pazarlama stratejisi ile 'dünya devi'’ olarak adlandırılan yüzlerce yıllık Avrupalı dev makine üreticilerini de satın alıyor. Son olarak 150 yıllık geçmişi ile Almanya’nın önde gelen tekstil makine üreticilerinden Monforst’u satın aldı.
Türk tekstil makine sektörününde bu türden desteklere ihtiyacı var. Tekstil makineleri segmentinde Türkiye’nin yıllık 2 milyar doları aşan ithalatı olması rağmen yerli sanayicilerin 300 milyon dolar seviyesinde ihracat gerçekleştirmesi, yerli sanayi üretimimizin desteklenmeye ne kadar çok ihtiyacı olduğunun bir göstergesidir.
Avrupalı ve Uzakdoğu menşeili üretim yapan sanayicilerin devletleri tarafından hem üretim aşamasında hem de ürettikleri makinelerin satışı sırasında verilen HERMES tarzı krediler ile destekleniyor olması Türk üreticilerin rakipleri ile arasındaki makasın her geçen gün biraz daha açılmasına yol açıyor. Devlet, daha gerçekçi yaklaşımlar ile destek politikaları ile açılan makasın bir an önce sürdürülebilir seviyelere getirilmesi için çalışmalıdır.