Tekstil ihracatçılarına yaklaşan tehdit

Dr. Hakan ÇINAR
Dr. Hakan ÇINAR SIRADIŞI [email protected]

Türkiye'nin 2023 yılına dair 500 milyar dolar ihracat hedefi olduğunu eminim herkes hatırlıyordur. Bu rakama her ne kadar ulaşabilmemiz zor görünse de, ihracatımızı her geçen gün yukarılara taşıma yolundaki gayret, ülkemizin en üst makamı olan Cumhurbaşkanı'mızdan, İhracatçı Birlikleri'ne, Bakan- Bakan Yardımcılarımızdan TİM'e, gümrük müşavirliği firmalarından lojistik firmalarına kadar özveri ile devam etmekte. Tabi bir yandan konuya böyle yaklaşırken, diğer yandan ihracatçılarımız için büyük önem taşıyan ve ihracatı artırabilme adına fiyatta rekabetçilik sağlama yolunda önemli bir destek olan, eski adı ile ihracatı teşvik, Gümrük Birliği sonrasındaki adı ile Dahilde İşleme Rejimi'nin (DİR) ihracatımızın yükselmesine dair etkisi son derece büyük. Yazımı okumaya başlayanlar sakın ola sadece tekstilcileri ilgilendiriyor herhalde deyip okumayı kesmesinler, bahsedeceğim konu aslında tüm ihracatçıları ilgilendiriyor. Bugün tekstil sektöründe olan bu problemin yarın kendileri için de olabileceği ihtimalini atlamamalılar.

Öncelikle bilmeyenler için rejimin kısa bir tanımını yapmak isterim. Dahilde İşleme Rejimi, ihracat yapan firmalar tarafından ihraç ürünleri üretmek için gerekli olan ve ithal edilen, bu yüzden de ithali gümrük vergisine tabi hammadde ya da girdilere gümrük muafiyeti getiren bir ihracatı teşvik sistemidir. Rejim, yurt içinde dünya fiyatlarından temin edilemeyen, hiç temin edilemeyen ya da üretimi yetersiz olan, yeterli kalitede bulunmayan malzemelerin gümrük muafiyetli olarak yurt dışından getirilmesine olanak sağlayarak girdi maliyetlerini azaltmak suretiyle ihracatı artırmak, ihraç ürünlerine uluslararası piyasalarda rekabet gücü kazandırmak, ihraç pazarlarını geliştirmek ve ihraç ürünlerini çeşitlendirmek amacıyla oluşturulmuştur.

Bahse konu rejim, tanımdan da anlayacağımız üzere; üreticinin kim olduğundan bağımsız, Türkiye'de üretimi desteklemeye ve üretilen eşyanın ihracatına odaklanmış durumda. Zaten mantık yürütüldüğünde de asıl olanın ihracatın yapılması ve artırılması hususu olduğunu anlamak mümkün. Buraya kadar sorun yok; ancak tekstil üreticileri için sorun işte tam bu noktada başlıyor. Hatta düzeltiyorum cümlemi, düne kadar da sorun yoktu, ancak kısa süre önce tebliğde veya mevzuatta hiçbir değişiklik olmamasına rağmen, yorum farkı oluşarak uygulamada bir değişikliğe gidildi. En basit haliyle tekstil firmalarına sadece kapasiteleri kadar ürünü Dahilde İşleme Rejimi kapsamında ihracat hakkı tanınarak, kapasitelerinin üzerinde gerçekleştirecekleri ihracata bu kapsamda izin verilmemeye ve belge revize talepleri reddedilmeye başlandı. Dayanak olan maddeyi yorumlarınıza sunmak üzere buraya taşımak istedim.

2006-12 sayılı Dahilde İşleme Rejim Tebliği'nin 3. maddesinde yer alan ilgili maddelerdeki tanımlar şu şekilde:

a) Aracı ihracatçı: Dahilde İşleme İzin Belgesi'nde/dahilde işleme izninde taahhüt edilen ihracatı, belge/izin sahibi firmadan tedarik ettiği şekliyle gerçekleştiren belge/izin sahibi olmayan firmayı,

n) İhracatçı: Yan sanayiciye ithal eşyasından işlem görmüş ürün ürettiren ve bu ürünün ihracatını kendisi ve/veya aracı ihracatçı vasıtasıyla gerçekleştiren imalatçı olmayan Dahilde İşleme İzin Belgesi/dahilde işleme izni sahibi firmayı,

ö) İmalatçı-ihracatçı: İşlem görmüş ürünün tamamını veya bir kısmını üreten ve bu ürünün ihracatını kendisi ve/veya aracı ihracatçı vasıtasıyla gerçekleştiren dahilde işleme izin belgesi/dahilde işleme izni sahibi firmayı,

mm) Yan sanayici: Dahilde İşleme İzin Belgesi'nde/dahilde işleme izninde taahhüt edilen ihraç ürününün tamamını ya da bir kısmını üreten, belgede/izinde kayıtlı ancak belge/izin sahibi olmayan firmayı tanımlıyor.

Diğer bir deyişle, ilgili tebliğ üretici olsun olmasın ihracatın esas olduğunu ortaya koyarken, (mm) maddesinden de anlaşılacağı üzere, yan sanayici kullanımına da izin veriyor. Ve hatta belge kapsamındaki ürünün tamamını veya bir kısmını üreten diye de işaret ediyor.

Son dönemdeki uygulamalarda Ticaret Bakanlığı Bölge Müdürlükleri kapasite miktar artırımlarını yan sanayici dahi olsa kabul etmeyerek, belge miktar artırımına dair talepleri kapasite miktar aylık ve yıllık değerlendirme yapmak suretiyle, miktar yetersizliğine dayalı olarak reddetmekte. Diğer bir deyişle firmaların yan sanayici kullanarak gerçekleştirdikleri ihracatı yok sayarak belge kapsamına almamakta. Bu konu tüm tekstil ve konfeksiyon firmalarını yakından ilgilendiren, firmaların imalat ve taahhütlerini negatif etkileyen, ülke ihracatının gerilemesine neden olacak çok önemli bir engellemedir. Konunun önemine binaen yaşanan aksaklığın sektörde diğer firmalara da sıçramadan bir an önce çözülmesi büyük önem taşımaktadır.

Bir firmanın üretim kapasitesinin üzerinde sipariş almaya hakkı da yok gerek de yok diyorsak, o zaman başka; bu uygulama böyle devam etsin, firmalar da kapasitelerinin üzerinde ihracat yapmaya çalışmasınlar. Ancak asıl olan Türkiye'de üretim yapılarak ihracatının yapılması ve daha fazla döviz kazandırıcı faaliyet sonrası ihracat gelirimiz artsın hususu ise ki; ben eminim bürokratlarımız da böyle düşünüyorlar; bahse konu yanlış uygulamadan bir an önce dönülmelidir. Çiçeği burnunda Ticaret Bakan Yardımcımız Sayın Rıza Tuna Turagay'ın ihracatı artırma konusundaki özverisini yakından bilen birisi olarak, bu konuda pozitif adım için destek vereceğine neredeyse eminim. İhracatı artırabilmenin en önemli hedef olduğu ülkemizde bu tarz engellemelerin artık gündeme dahi gelmemesi yegane arzumuz. İhracatı arttırma istekliliğimiz sadece sözde değil mevzuatlarımızda da karşılığını, hangi sektör olursa olsun, koşulsuz bulabilmeli.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar