Tekrar Avrupa
Murat Berk / Yapı Kredi Yatırım
İki hafta önceki yazımızda Avrupa konusunun gündemden düşmüş gibi gözükmesine rağmen, özellikle İspanya'nın tekrar piyasaların odak noktalarından biri haline gelebileceğini ayrıca İspanya'da açıklanan zayıf Satınalma Yöneticileri Endeksi (PMI) verisinin de bu öngörüyü destekler nitelikte olduğunu ifade etmiştik.
Nitekim özellikle geçen hafta İspanya'nın tekrar gündemin ön sıralarına yerleştiğini gördük. İşsizliğin yüzde 23, genç nüfusun ise yüzde 50 olduğu İspanya'da maliye tedbirlerinin ve reform çalışmalarının ne kadar uygulanabilir olduğu daha tartışmalı hale gelebilir. 10 yıllık İspanya bono faizlerinin tekrar yüzde 6'ya yükselmesi ve Alman bundlarıyla olan spreadin tekrar 450 baz puanlara yaklaşması piyasanın aşırı reaksiyonu gibi değerlendirilebilir. Bununla beraber daha önceki stres dönemlerinde İtalyan 10 yıllık bono faizleriyle bund faizleri arasındaki spreadin 550 baz puan civarına kadar açıldığını da biliyoruz. Bu bağlamda bu haftaki İspanyol bono ihalelerinin piyasalar tarafından yakından izleneceğini düşünüyoruz.
Bu arada, ikincil piyasada bono alımı konusunda SMP programı kullanımı ile ilgili olarak Avrupa Merkez Bankası'nda bir görüş birliği oluşmadığına dair sinyaller geliyor. Çarşamba günü, Avrupa Merkez Bankası üyesi Benoit Coeure, Avrupa Merkez Bankası'nın İspanyol tahvillerini satın alabileceği şeklindeki, piyasaları olumlu etkileyen açıklamasına karşın, Hollandalı meslektaşı Klaas Knot daha temkinli açıklamalarda bulundu. Ayrıca Sarkozy ve İspanyol bakan Jaime Garcia-Legaz gibi Avrupalı politikacıların Avrupa Merkez Bankası'nın daha aktif rol alması gerektiğine yönelik çağrılarını da dikkat çekici buluyoruz.
Öte yandan, Çin dahil bazı büyük ekonomilerde açıklanan çeşitli ekonomik veriler, Çin borsasının yılbaşından bu yana performansı, bono verim eğrisinin yataylaşması, Asya'nın genelinde ve özellikle de Avustralya'da yaşanan ticari kredilerdeki düşüş gibi veriler, Çin'de büyüme ivmesinin düştüğünü düşündürüyor. Hafta sonu Yuan'ın işlem bandının genişletilmesini de bu anlamda değerlendiriyoruz.
Mart sonu Kopenhag'da kabul edilen ve "güvenlik duvarı" olarak tabir edilen Avrupa yardım fonu miktarının arttırılması kararı henüz başka ülkelerden ek katkı sözü şeklinde uluslararası bir yanıt bulamadı. ABD ve BRIC ülkeleri henüz güvenlik duvarını artırmak adına IMF için ek fon sağlamaya stekli olduklarına dair herhangi bir işaret vermedi.
Bu bağlamda bu hafta sonu yapılacak olan IMF bahar toplantılarının önemli olduğunu düşünüyoruz. IMF'e ek kaynak konusunda görüş birliği var gibi görünse de IMF'in Avrupa'ya desteğini artırmak için yeterince desteğinin olup olmadığı şimdilik belirsizliğini sürdürüyor.
Nitekim diğer sekiz Güney Amerika ülkesini de IMF'de temsil eden Brezilyalı bakan Paulo Noguiera Batista'nın Der Spiegel'de yer alan açıklamalarının da bu konuda çok ümit verici olduğunu söyleyemeyiz.
Ayrıca, Almanya'da AB yardım konusunun tekrar mahkemeye taşındığına dair sinyaller var.
Schröder hükümetinin eski adalet bakanı (Hertha Daeubler-Gmehlin) ESM programının Alman parlementosunun yetkilerini by-pass ettiği gerekçesiyle konuyu Anayasa Mahkemesi'ne taşıdı. Bu haber yabancı basında bile pek vurgulanmadı ama piyasa açısından potansiyel bir risk oluşturabileceği görüşündeyiz.