Teknolojiye taze kan
Hani hep söyler dururuz ya; bir ülkenin ekonomik açıdan refah seviyesinin artmasında en önemli unsurlardan bir tanesi üretim sektörünü geliştirmek, yanı sıra üretilen ürünlerin sadece ülke içerisinde değil, ihracata yönelik olmasını da sağlayabilmektir. Ülkemiz her ne kadar yüksek ihracat yapıyor ve her yıl yukarıya doğru seyreden bir grafik çiziyor gibi görünse de, asıl başarının katma değeri yüksek ürün ihracatını arttırarak, ülke için daha yüksek getiri elde edilebilir hale getirebilmeyi başarmaktan geçiyor. Bunun için de; teknolojiye önem veren, Ar-Ge çalışmalarını daha fazla destekleyen, inovasyona ağırlık veren iş kollarına yönelen, en önemlisi de mühendislik becerisi kadar aynı zamanda yüksek de “sabır” gerektiren bir anlayışı topluma yerleştirebilmek gerekiyor. Teknoloji alanında ülkemizde son yıllarda yapılan önemli yatırımlar ve işler olduğu muhakkak. Örneğin bu hafta gerçekleştirilen ve temsilcisi olduğum kurumun da iştirak ettiği kısa adı Air Show, uzun ismi ile Uluslararası Sivil Havacılık ve Havalimanları Fuarı’nın ülkemizde bu yıl 11. kez düzenleniyor olması ve gösterilen büyük ilgi de bunun güzel bir örneği.
“Yatırımlarda Devlet Yardımları Hakkında Karar”da değişiklik yapan karar Resmi Gazete’de yayımlanarak, bölgesel ve sektörel teşvik uygulamasında köklü bir değişikliğe gidildi. Daha önce sürekli uzatmalara konu olan, belirli bir tarihe kadar başlayan yatırımları kapsayan yüksek oranlı vergi teşvikleri kalıcı hale getirilirken, teknoloji alanına getirilen teşvik çok daha büyük bir avantajı beraberinde getiriyor. Yalnızca İstanbul hariç olmak üzere 1.2.ve 3.bölgelerde yapılacak olan, orta-yüksek teknolojili ürünlerin üretimi gerçekleştirilecek yatırımlar 4. Bölgelere sağlanan teşviği alarak, aynı hak ve avantajlardan yararlanabilecek hale getirildi. OECD sınıflamasına göre orta-yüksek teknolojili sanayi sınıfında yer alan ürünlerden bazıları bölgesel olarak avantajlı teşvik kapsamına alındı. Söz konusu teşviklerden yararlanmak için 1 ve 2. Bölge’de 1 milyon, diğerlerinde 500 bin TL ve üzeri sabit yatırım planlanması gerekecek. Yine gelen bir yenilik ile teşvik edilmeyecek sektörler hariç; yıllık enerji tüketimi 500 ton eşdeğer petrol enerji tüketen firmalar, en az yüzde 20 tasarruf sağlayacak enerji verimliliği yatırımlarında 5 yılla sınırlı olmak üzere verilen stratejik yatırım özelliğinde de hesap usulü değiştirildi. Verimlilik birim ürün başına yerine, toplam enerji tüketimine kıyaslanarak hesaplanıyor olacak.
Bana göre en önemli yenilik, öncesinde belirli bir süreye kadar olan yatırımlara yönelik yatırım katkı ve kurumlar vergisi indirim oranı olarak verilen yüksek teşviklerin yeniden düzenlenerek kalıcı hale getirilmiş olması. Bu değişim yüksek oranlı teşviklerin kalıcı hale getirilmesini sağlarken, sürekli yatırım anlayışı açısından da önem arz etmekte. Yine sigorta prim işveren hissesi değişikliğinin de kalıcı hale getirilmesini önemli bir gelişme olarak düşünebiliriz. Yatırıma katkı tutarının yatırım döneminde diğer faaliyetlerden elde edilecek kazançlara uygulanacak oranını tüm bölgelerde yüzde 80’e çıkmış olması, yatırımcıların vergi indirimi desteğinden daha kısa sürede yararlanabilmesinin sağlanmasının da yatırımcılar açısından önemli olacağını düşünüyorum. Bakan Zeybekci’nin de değişikliklere ilişkin açıklamaları bu yönde. Günümüzde halen uygulanmakta olan Yatırım Teşvikler’de Türkiye 6 bölgeye ayrılmış durumda. 4. Bölge olarak tabir edilen yerlerde uygulanan kurumlar vergisi veya gelir vergisi indirim oranı ise %70.
Başta da söylediğim gibi, ülkemizin bugün en çok gündeminde olan ve şüphesiz hiç de düşmemesi gereken kavram, bence yatırımların artması ve bunlar için sağlanan teşviklerin de kalıcı hale getirilip cezbedici olabilmesi. Dış Ticaretimizin artmasında da, refah seviyemizin yükselmesinde de bu tarz olumlu adımlara her zaman ihtiyacımız var.