Teknolojik dönüşümlere uyumun felsefesi önemlidir
Newton mekaniği insanın “kol gücününü” artırdı; Quantum mekaniği “kontrol gücünü” artırıyor.Her iki teknolojik aşama da, insanın doğayı “anlamasını” ve ondan “yararlanmasını” sağlama amacına yönelik gelişti. Teknolojinin, insanın çıplak gücüyle erişemediklerine, aklını kullanarak bulduğu araç ve metotlarla erişmesi olduğunu biliyoruz.Teknolojinin birincil ve ivedilikli amacı, insan yaşamını çeşitlendirmek, renklendirmek, kolaylaştırmak ve zenginleştirmektir. Bugün de hayatımızı derinden etkileyen “sayısal teknolojiyi” araçsal köklerinden koparıp “amaçlara” dönüştürmeme sorumluluğumuz var .Bu denemede, “sayısal teknolojinin araçsal nitelikleri” üstüne düşündüklerimiz paylaşacağız.Değişmelerle ilgili sayısal göstergeler, grafi kler, videolar, diğer ses ve görüntüyle beslenen anlatımların da derinliğini kavramak gerekiyor. Bize göre, sayısal teknolojinin yarattığı gelişmeler karşısında doğru alternatif tepki biçimlerini geliştirebilmemiz için "teknolojiyle ilgili temel felsefe” üzerinde durmalı,“teknolojinin araç ve amaç dengesini” sorgulamalı. Sayısal teknolojinin “doğayı anlama” konusundaki potansiyelleri ve yarattığı eğilimler kavranmalı. Sayısal teknolojinin hızla ilerleyişini izlerken gündemizde bizleri doğrudan ve dolaylı yollardan etkileyen ekosistemin “bileşen ve bağlamlarını tanımlamaya” odaklanmalıyız. Her ekosistemin yarattığı “imajları anlayabilme” konusunda sayısal teknolojinin insanoğluna sağladığı desteklerin farkında olmalıyız. Daha ileri giderek sayısal teknolojinin yarattığı “karmaşıklaştırdığın çözülmesi ve kullanılabilir” hale getirilmesi konusunda nerede durduğumuzu sürekli sorgulamalıyız. Sayısal teknolojinin “maddi ve kültürel zenginlik” üretmeyi hızlandırıcı etkilerini kavramış olmalıyız. Son çözümlemede, sayısal teknolojinin sağladığı “geri-bildirim potansiyeli nedeniyle” insanlığın yeni bir “bilinç düzeyine” doğru ilerlemesi için sunabildiği güçleri enine boyuna sorgulamalı ve analiz etmeliyiz.
Bileşen bağlam ayrıntısının izlenmesi
Teknolojik gelişmeler insanın çıplak gücünü artırma odağından değerlendirmeliyiz. İnsanın çıplak gücünün artması beş duyusunun sınırlarını aşan yetkinlikler kazanmasıdır. Bugün kızılötesi dürbün gece görüşü sağlıyor. Gelişmiş radarlar çok uzaklardakini izliyor. Sismik dagalar yerin derinliklerindeki madenlere erişmemizi sağlıyor.Teknolojinin gelişmesi, kontrol edilebilmesi, kendini yeniden üretebilmesi her çeşitten ve türden değişim ve dönüşümlerin “bileşen ve bağlamlaranı” tanımamımızı kolaylaştırıyor.
Özellikle sayısal teknolojinin algılama, ölçme ve sayma imkanlarını genişletmesi, etiketleme ve kalibrasyonu da sıçratmıştır.Biriktirme, kümelendirme ve karşılaştırma potansiyelleri formülasyon ve ayarlamaların ölçeklerini büyütmüştür. Son aşamada kodlama ve raporlama teknikleriyle sağladığı destek de işe yarar bilginin paylaşılarak büyütülmesinin önünü açmıştır; daha da açmaktadır.
Bileşen ve bağlamlara hakim olmamız, zihne modellerimizi daha büyük sayıdaki varsayımlarla kurgulamayı da kolaylaştırmaktadır. Zihni model ve benzetim alanında varsayımlara dayalı değişkenlerin sayısının artması, “büyük sayılar yasası” gereğinde hayatın gerçekliğine daha yakın içgörülere insanlığı ulaştırmaktadır; daha etkili kararların alınmasını kolaylaştırmaktadır.
İmajları anlayabilme derinliği gerekiyor
Sayısal teknolojinin bileşen ve bağlamların tanımlanmasına katıkları kadar, “imajların anlaşılmasında” da insanlığın önünü açmaktadır. Günümüz dünyasında teknolojinin yarattığı “kalite homojenliği” nedeniyle insanlar mal ve hizmetlerini “marka ve imaj” aracılığıyla müşterilerine kabul ettirmektedir. İmaj ile gerçeklik arasında her zaman örtüşme yoktur. Özellikle geleneksel toplumlarda ilkesiz gizlilik, amaçsız yalıtım yaygın anlayıştır. Ayrıntı bilgisi olmadan, bileşen ve bağlam dengelerini gözetmeden imajları anlayabilme derinliği sağlamak mümkün değil. Bu açıdan, medya ilişkilerinin boşluklarından yararlanan sahte şöhretler yaygındır. Sayısal teknoloji uzayın sonsuzlukları ile maddenin en küçük parçacıklarına doğru ilerleyişi hızlandırıyor. Üretilen her bilgi karmaşıklığı artırıyor; iş içindeki insanın konumun yeniden belirliyor. Bu bakış, merakları diri, analitik yetenekleri yüksek, hayatın sorunlarını çözmeye adanmış insanların kariyerlerinin hızlı gelişeceğinin; sıradan insanın üretim dışında kalacağının göstergelerini sunuyor. İmajların illüzyon yanıyla hayatın gerçeğini yansıtan yönünü kavramak, imajları kavrayabilmek sayısal teknoloji gündeminin önemli maddelerinden biri.
Karmaşıklığı çözümleme ve kullanabilme
Biz istesek de istemesek de sayısal teknolojinin yarattığı bağlantı imkanları, iletişim kolaylıkları ve işbirliği potansiyelleri, avcı-toplayıcı geleneklerinin kalıntılarını, yerleşik toplum düzenini, sanayi toplumu yoğunlaşmasını daha yaygın, daha derin ve daha karmaşık bir yapıya doğru ilerleyişin eleklerinden geçiriyor. Doğanın ve sosyal yaşamın kendi içindeki karmaşıklığın sırrını çözmek insanlığın temel yönelimi. Özellikle makinelerin öğrenimi, akıllı ve bağlantılı ürünler, yapay zekâ, üç boyutlu baskı ve eklemeli üretim, sanal ve artırılmış gerçeklik alanındaki gelişmeler, karmaşıklığı besleyen sayısal odaklı gelişmeler. Büyük veri, maddi ve kültürel zenginlik üretmede petrolün yerini alıyor.Büyük veri, aynı zamanda tek başına içerisinde kirlilik de barındırıyor. Büyük verinin karmaşasını çözmek için, üretilmesi, saklanması, kümelendirilmesi, ayıklanması ve işimize yararlarına erişilmesinin önemi artıyor. Yakın geleceğin önemli meslekleri analitik mühendisliği, analitik mimarlığı, ses ve görüntü uzmanlığı, analitik sunuluculuğu olacaktır. Söz konusu uzmanlık alanlarının temel hedefi veri karmaşıklığını çözmek ve verileri kullanabilir hale getirmektir. Analitik de kullanılabilir verilerden uygun ürün ve yöntemlere ulaşabilme yetkinliğidir. Sayısal teknoloji üzerinde tartışırken, teknolojinin karmaşıklığı çözme ve kullanabilme özelliklerine ciddi biçimde kafa yormalıyız.
Maddi ve kültürel zenginlik üretimine katkısı
İnsan önce kendisi için olmalı. Sonra da sosyal bir varlık olarak başkaları için yarar üretmeli.Ayrıca insanların birbirinden sorumlu olduğunun farkına varmalı ve hemen harekete geçmeli. O zaman işimizi tam, doğru ve düzgün yapabiliriz. İnsan maddi zenginlik kadar, düşünce ve inançlarının ihtiyacı olan kültürel ihtiyaçları da olan canlıdır. Zenginliğin üst sınırı, dostlarıyla sofrayı korkmadan paylaşacak kadar akara sahip olmaktır. Bu tanım, maddi zenginlik üretiminin üst sınırıdır. Onun ötesi ise kültürel zenginlik alanına girer. Bu, varlıklı olma ile var olma adasındaki farktır. Teknoloji varlıklı olmanın araçlarından biri olmalı ,ama var olmanın önemini ve değerini ihmal etmemeli. Dijital teknolojinin maddi ve kültürel zenginliğe katkı yapması için, teknolojinin araçsallığını unutmadan; onu amaçların yerine koymadan değerlendirmeliyiz. Dijital teknolojinin araç niteliği üzerinde tutarlı bir bakış açısı geliştirmeden doğru değerlere ulaşamaz, doğru beklentiler oluşturamaz ve doğru davranışlar bütününe ulaşamayız. Teknolojinin maddi ve kültürel zenginlik üzerine katkısı üzerine birikimimizi güçlendirmek, bakış açısını genişletmek ve bereket üretimimizi artırmak gerekiyor.
Sayısal teknolojiyi, maddi ve kültürel zenginlik üretiminin aracı odağından bakarak değerlendirmeliyiz.
Geri-bildirim döngüsü ve yüksek bilinç
Bilinç çevreyi anlamak, kendimizi bilmek ve kendimiz için sürdürülebilir ve güvenli bir gelecek inşa etmektir. Geri-bildirim döngüsü, sapmaların düzeltilerek ilerlemenin aracıdır; bilinç düzeyinin de sağlıklı göstergesidir. Geri-bildirim katmanları arttıkça, karmaşıklığın çözümünde mesafe alındıkça işimizi yönetmekle ilgili bilincimiz de yükselir.
Sayısal teknoloji algılama, sayma, etiketleme, ayıklama, ayarlama, kodlama ve raporlama alanlarında insanın ufk unu açıyor. Aynı zamanda hayatın her anını kayıt alınmasını, zamanın durdurulamaz ve stoklanamaz özelliklerini değiştirilmesini de gündeme getiriyor. Yeni sosyal mesafeler, yeni zamansal mesafeler, yeni mekansal algılar, yeni deneysel gözlemler ve yepyeni insan psikolojisine yelken açıyoruz. Ödünsüz gözetim ve denetimin arka planını oluşturan geri-bildirim mekanizmalarını etkin biçimde çalıştırma fırsatları yaratan sayısal teknolojinin bu yönü mutlaka yönetişim planın içinde sağlam bir yere sahip olmalı. Bileşim ve bağlam ayrıntıları ile genel eğilimlerin dengelerini kurmak işimize hakim olmanın ilk adımıdır. İmajları anlayabilme, illüzyona yönelik ve şark kurnazlıklarıyla süslenmiş algı yönetiminin tuzaklarına düşmemek de teknolojiyi iyi kavramakla ilgilidir. Analitik gücünü karmaşıklığı çözme ve kullanılabilir hale getirmeye odaklamış olanların kazandıkları bir dünyamız olacak.