Teknoloji temalı fonlarda yön nereye
Piyasaların merakla beklediği iki önemli gündem, ABD enflasyon verisi ve Fed faiz kararı bu hafta içinde netleşti.
Salı günü %4 olarak açıklanan ABD tüketici enflasyonu (TÜFE) sonrası Fed’in haziran toplantısında faizi sabit tutacağı beklentisi çok yüksekti ve beklenti aynı şekilde gerçekleşti. Ancak faiz kararı sonrasında yıl sonuna kadar 50 bp faiz artışı öngörüldüğüne dair Fed yetkililerinin açıklaması sürpriz oldu diyebiliriz.
Bunun ilk etkisi olarak, üç majör endekste (S&P500, Nasdaq, DowJones) geri çekilme gözlemlesek de kapanışta yön yine pozitif oldu. Fed’in enflasyonda kalıcı düşüşe ikna olması için yakından takip ettiği birkaç önemli veride iyileşme gerekiyor.
Enflasyon tarafında öncü gösterge olarak kabul edilen PCE - Kişisel Harcamalar Endeksi ve enerji/gıda hariç ölçülen çekirdek enflasyonda gerileme Fed’in birincil olarak takip ettiği nokta olarak karşımıza çıkıyor. Bunlara ek olarak istihdam tarafında da takip ettiği; tarım dışı istihdam, işsizlik oranı, işsizlik ödeme başvuruları ve ortalama saatlik kazançlar verileri önem kazanıyor. Fed’e göre güçlü ve katı iş gücü piyasası enflasyon için risk.
Enflasyonun seyri faiz politikasını, faiz politikası da yurtdışı piyasalarda risk iştahını etkiliyor. Bu kapsamda gelen her veri ABD endeksleri ve kıymetli madenlerde dalgalanma yaratıyor. Faiz artırımlarında sona gelindiği beklentisi ile yılbaşından itibaren ABD hisse senedi endekslerinde, teknoloji sektörü hisseleri liderliğinde, önemli primlenme görüyoruz.
Detaya indiğimizde ise bu primlenmenin sekiz teknoloji hisse senedi kaynaklı olduğunu değerlendirmek mümkün. Bunlar Amazon, Apple, Alphabet (Google), Meta (Facebook), Microsoft, Nvidia, Netflix ve Tesla olarak sıralanıyor. Bu hisselerde yılbaşından beri yükselişler %40 üzerinde.
Meta, NVIDIA ve Tesla’da ise %100 üzerinde prim görüyoruz. Bu yükselişler yurt içinde yabancı teknoloji fonlarına da sirayet etmiş durumda. Kurda son dönem yaşanan hareketlenme ile birlikte, teknoloji temalı yatırım fonlarında yılbaşından itibaren TL bazında %50-%75 arasında getiri görüyoruz.
Bu fonlara baktığımızda, ilk iki sırada yer alan Ak Portföy ve Yapı Kredi Portföy Yabancı Teknoloji Hisse Senedi fon portföylerinde belirttiğim 8 hisse senedinin %30-40 ağırlığa sahip olduğunu görmek mümkün. Değişken ve yabancı hisse senedi olarak belirtilen ve teknoloji temasına yatırım yapan fonlarda bu 8 hisse ortalamada %20 oranında portföyde yer alıyor.
Son portföy dağılımı raporlarına göre bu 8 hisseyi en çok portföyde bulunduran yatırım fonu ise HSBC Portföy Teknoloji Değişken Fon olarak karşımıza çıkıyor. Teknoloji teması içinde değerlendirilebilecek robotik teknolojiler ve metaverse/dijital yaşam temalı fonlarda ise %10-25 ağırlığında bu hisselere rastlıyoruz.
Bundan sonrası için benzer bir performans görülüp görülmeyeceği birkaç önemli parametreye bağlı olarak nitelendiriliyor. En önemlisi başta bahsettiğim faiz artışlarındaki politika adımları. Faizde artış, riskli varlıklardan kaçışı yaratabileceğinden bu hisseler de olası bir faiz artışında negatif etkilenecektir. Piyasanın öngördüğü gibi yıl sonuna kadar bir artış ve sonrasında 2024 ile indirim senaryosu olumlu olarak yansıyacaktır.
ABD tarafında resesyona dair beklentilerin zayıflaması da özellikle büyüme hisseleri olarak nitelendirilen hisseler tarafında olumlu değerlendirilebilir. Bunun yanı sıra yabancı hisse içeren fonlar TL olarak fiyatlandığı için USD/TL kurundaki seyir de performansların devamı için önemli. Bunu da önemli bir parametre olarak değerlendirmek gerekiyor.