Teknoloji tamam da etikten ne haber?

Dr. Uğur TANDOĞAN
Dr. Uğur TANDOĞAN NOT DEFTERİ [email protected]

 

Bekle bekle telefon sıran gelecek

Eskiden şöyle bir şehir efsanesi anlatılırdı . İstanbul’un telefon şebekesini düzeltsin diye yurtdışından bir uzman getirilmiş. Uzman incelemiş incelemiş ve sonra raporunu vermiş. “Aman dokunmayın. Bu haliyle çalıştığına şükredin.” Durum gerçekten köt idi. Telefon bağlatmak istediğinizde dilekçenizi verir, beklerdiniz. Beklemeye sabrı olmayan, ama parası olanlar ise telefonu olanlardan devir yoluyla satın alırdı. Devren satılık telefon pazarı kurulmuştu. Şöyle ilanlar olurdu: “Sahibinden satılık, az kullanılmış, temiz telefon numarası” Öyle ya, eğer telefon bir düzenbaza aitse ayıkla pirincin taşını. Örneğin, “Borcunu öde, yoksa...” telefonları alabilirdiniz. Ya da her zaman birileri telefon edip, “ Hayatım, yine İstanbul’a mal almaya geldim. Ne zaman buluşuyoruz?” diyebilirdi.

Amerika’ya giderken babam “Oğlum telefon için dilekçe ver. Dönüşüne kadar ancak sıra gelir. O zaman da telefon numaran olur” demişti. Amerika’da 11 yıldan sonra Türkiye’ye döndüğümde telefon sıram yeni gelmişti.

Telefon tamam, sıra internette

“Komşuda pişer, bize de düşer” misali, batıda geliştirilen teknolojiler bize de geldi. Telefon derdimiz çözüldü. Artık sıra beklemek yoktu.
Ama insanoğlu doyumsuz. Elindeki ile yetinmiyor. “Bak eskiden sadece mektup vardı, telgraf vardı. Telefon da alanın, bulanın elinde kalırdı. Şükret haline otur.” dese birisi, kimse dinlemez. Bu kez teknolojik gelişme, internet denen şeyi getirdi masamıza. Bir süre onunla avunduk. Ancak bu internetin hızı bizi kesmedi. Bir resmi bile indirmek dakikalar alırdı. Derken hızlı internet denen şey çıktı ortaya.

Hızlı internet

ADSL çıktığında belki de Üsküdar’daki ilk ADSL kullanıcılarından oldum. Parası iyi (!) idi ama sonuçta internet hızlı idi. Parası iyi idi, fakat ne yapabilirdik ki. Ortada tekel durumu vardı. Daha sonra bu tekel ortadan kalktı. Ancak ben alışkanlığın getirdiği tembellikle aboneliğimi sürdürdüm. Derken geçen yıl bir mektup aldım. Aylık abonelik ücreti 49 liradan 82 liraya çıkacak deniyordu. Sadece bu, %67’lik bir artış demekti. Bunun üstüne bir de telefonun sabit ücreti vardı. O da sürekli artışta idi.

Mektubu aldığım gibi soluğu şirketin ofisinde aldım. “Bu ne biçim iştir. Bu kadar artış olur mu? Bu durumda hattımı iptal etmek istiyorum” dedim. Müşteri hizmetlerinden bir delikanlı “Durumunuzu inceleyelim, çözeriz.” dedi. Delikanlı banka sektöründen transfer olmuş birisi idi, çok anlayışlı davrandı. “Tamamdır, eski ücretiniz devam edecek, size bir de bedava “Tivibu” paketi vereyim. Bunu kullanın, beğenirseniz devam edersiniz” dedi.
“Rekabetin gözünü seveyim. Demek artık esnek davranabiliyorlar” dedim. Eski ücreti ödemeye devam ettim, ama bana denemem için sunulan hizmet, hat sorunu nedeniyle çalışmadı.

Görücü usulü kampanyaya girmişim

Faturalarım banka hesabımdan otomatik ödenir. Geçenlerde elektronik posta hesabıma gelen faturaya bakayım dedim. Sürpriz.. Fiyat, başta itiraz ettiğim 82 liraya çıkmıştı. Nedenini sordum.

“Sizin bir kampanya paketiniz varmış. Kampanyanız iki yıllıkmış. Birinci yılki indirimli fiyat sona ermiş. Şimdi normal tarifeden ödeyeceksiniz. “ Bunun üzerine ben de “Bana kimse bunu söylemedi.

Bunu kabul edemem, hattımı kapatmak istiyorum” dedim. Ama kafesteki kuş hemen kaçabilir mi? . Görevli kişi “O zaman bir yıl için size uyguladığımız indirimin tamamını geri vereceksiniz “dedi.

Başıma bu işleri açan müşteri temsilcisine gittim. “Beni hatırladınız mı?. Hani bana bir de denemem için “Tivibu” paketi vermiştiniz. “ Müşteri temsilcisi “Evet, hatırladım. Bulunduğunuz yerde hatlar uygun olmadığından kullanamamıştınız” dedi.
Kendisine durumu anlattım “ Fiyatın artmaması gerekir. Aşağı kattaki arkadaşlar size indirim yapar” deyip beni alt kata yönlendirdi. Orada görüştüğüm kişi de önündeki ekrana baktı. Sonra gidip başka birisi ile konuştu. “İndirim yapamıyoruz. Hattınızı kestirmek isterseniz de cezasını da ödeyeceksiniz” dedi. Oradan ayrıldım. Sonra cep telefonuma dalga geçer gibi bir mesaj geldi “Sayın müşterimiz nolu internet aboneliğiniz isteğiniz doğrultusunda devam etmektedir. TTNET’te kalmayı tercih ettiğiniz için teşekkür ederiz.”

Sonuç

Her geçen gün teknoloji gelişiyor. Parasını bastırınca teknoloji getiriliyor. Ama getirilmeyen tek şey, etik değerler.

Ülkemizde hala eski panayırlardaki kandırmaca kültürü geçerli. Kampanya adı altında, katolik nikahı gibi sözleşmeleri müşteriye dayatabiliyorlar. Sözleşmeden ayrılmak için nafaka gibi bir ceza ödemeniz gerekiyor. Müşteriye karşı dürüst olmanın sadece etik değerler için değil, iş ilişkisindeki süreklilik açısından önemli olduğunun firmalarımız ne zaman farkına varacak acaba?

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Sülale boyu nepotizm 24 Ekim 2019
Müşteriden misafire 12 Eylül 2019