Teknoloji nesline ulaşmak

Murat YILDIZ
Murat YILDIZ TEKNO STRATEJİ [email protected]

Teknolojinin gelişmesi ile birlikte banka şubeleri de hızlı bir değişim içerisine girdiler. 80’li yıllarda yurt dışından gelecek olan para transferi için haftalarca bankaya gidip sıra beklediğimiz, ardından “paranız henüz gelmemiş” yanıtını aldığımız o tuhaf günleri halen hatırlarım. Ancak tuhaftır bir keresinde biraz daha fazla ısrar edince, nedense paranın bir anda geleceği tutmuştu. Tuhaf günlerdi.

Şimdilerde hesabınıza bir EFT geldiğinde, cep telefonunuzdaki anında bildirim geliyor. Sürekli spam mesaj almaktan yakınan bir arkadaşım, “en keyif aldığım bildirim” diyor bankadan gelen bu bildirimlere. Teknolojinin bu kadar gelişmesi ile birlikte bankalar cebimize girdi ve şubeler artık çok elzem olmadıkça uğramayı aklımızdan bile geçirmediğiniz yerler oldu. Şimdilerde şubelerde çalışan sayısının azaldığını, giderek daha küçüldüklerini görüyoruz. Bir zamanlar Türkiye’de ne kadar çok şubeleri olduğu ile övünen banka reklamlarını hatırlayın. Bir zaman sonra ne kadar çok ATM’leri olduklarını anlatmaya başlamışlardı aynı reklamlarda. Şimdi banka reklamlarının hepsi mobil bankacılık uygulamalarının ne kadar güçlü olduğunu vurguluyor.

Peki teknolojinin bu kadar gelişmesi ile birlikte hızla azalan şubeler, aynı zamanda bankaların kendisi için bir tehdit oluşturmuyor mu? Yani fiziksel olarak bir bağımlılığım yoksa eğer, herhangi bir banka ile çalışmayı sonlandırıp, bir başka bankaya geçmek benim için çok daha kolay olmaz mı? Hatta bir adım ilerisine gidelim. Bir banka uygulaması eğer ihtiyaçlarıma tam olarak cevap vermiyor ise, bir Fintech şirketinin finans uygulaması üzerinden hesaplarımı yönetmek istediğimde ne olacak. Avrupa’da yeni regülasyon buna müsaade ediyor çünkü. Ve muhtemelen 2018 sonrasında benzer bir uygulama ülkemize de gelebilir.

Bankaların kullanıcıları ile irtibatlarını mobil cihaza indirgemelerini bir daha gözden geçirmeleri gerekebilir. Özellikle yeni neslin daha az aidiyet duygusuna sahip olduğu düşünülürse, bir uygulamadan diğerine geçmek onlar için çok sorun olmayacaktır.

Şubelerin geleceği birçok bankanın ortak sorunu. Çünkü bankalar bu şubeler üzerinden yeni nesle daha rahat bir şekilde ulaşmak istiyorlar. Ve klasik banko/vezne tasarımı bunun için uygun değil. Capital One tarafından denenen yeni konsept bankalar aynen bir kahve zincirini anımsatıyor. Buraya girdiğinizde bir bankada olduğunuzu anlamak mümkün değil. Ancak dilerseniz bankacılık işlemleriniz için size yardımcı olabilecek birileri yanınıza geliyor. Hatta yaptığınız bu işlemler yüzünden bedava kahve içme hakkı bile kazanabilirsiniz.

Bankacılık sektöründe denenen bu yeni konsept aslında farklı mağazacılık sektörleri için de denenebilir. Giyim başta olmak üzere özellikle hızlı tüketim malları ve gıda perakendeciliği sektörü de, yakında kendi kredi kartlarına ve alım gücüne kavuşacak Milenyum nesline hitap etmek için mağaza yapılarını değiştirebilir. Teknolojinin her şeyi mobile aktarma iştahının önüne geçmek değil, hibrit çözümler ile müşteri ilişkilerini kaybetmeden, aradaki ilişkiyi sağlamlaştırmak ve yeni neslin istediği deneyimi yaşatmak markalar için çıkış noktası olacaktır.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Yerli ve milli teknoloji 25 Mayıs 2019