Teknoloji hızımız artıyor ama harekete geçme hızımız hâlâ yavaş

Volkan AKI
Volkan AKI İŞ'TEN SOHBETLER [email protected]

Volkan Akı: Eskiden tüm işlerin önce bir mobili sonra webi olurdu… Artık iş modellerinin direkt mobilden başlaması gerekiyor. ‘Mobile First-Önce Mobil’ dediğimiz kavram…

M. Kemal Erdine: 15 sene önce biz Biletix’i kurarken, bütün amaç internette alışılmışın dışında bilet satmaktı, vizyonumuz sadece internetle sınırlıydı. Şimdi bunların çok üzerine çıkmış durumdayız… Yaklaşık son 5 yıldır, artık internette büyümekten, daha iyi fonksiyonlar sunmaktan konu tamamen başka bir yere gelmiş durumda, herkes biz de dahil olmak üzere mobilde nerde olmalıyızı tartışıyor… 

HER ŞEY ÖNCE MOBİLDEN BAŞLIYOR

Volkan Akı: ‘Mobil First-Önce Mobil’ deyince Emre Bey siz nasıl bakıyorsunuz…

 

Emre Güzer: Bir dönem, bizler Omnichannal’ı anlatıyorduk. Bir kullanıcı webde de tablette de desktop’ta da aynı deneyimi alıp özümseyip tamamlamalı diyorduk. Bu çok büyük bir hataydı… Çünkü aslında bambaşka kullanıcılardan bahsediyoruz. Artık giyilebilir teknolojilerimiz var. 2020’de 50 milyar cihazın birbirine bağlanacağından bahsediyoruz. Yeni nesil artık ödemelerini saatinden yapacak, kolyesinden para transfer edecek… Hayata böyle bağlanacak. ‘Mobil First-Önce Mobil’ işte buradan geliyor. Onları çok iyi anlamamız lazım. İhtiyaçlarını katma değerli servislerle onlara sunabiliyor olmamız lazım. 

Ender Buruk: ‘Mobil First-Önce Mobil’ diyorduk… Geçtiğimiz günlerde biri dedi ki bunu ‘Mobile Only-Sadece Mobil’ yapalım. Önce kademesini geçtik. Dolayısıyla iletişim de çok değişiyor. Bunun arkasındaki sebep de aslında cihazların kapasitesinin artması… Bilgi işlem ve iletişim kapasitesinin artması. Bizim hızımızın artması, Wi-Fi kapasitelerinin büyümesi gibi pek çok etken var. 4.5G, 5G diyorsunuz neye yaracak bu? Başka bir dünyaya bakarsak, robotların kolları arasında konuşmasını sağlayan teller var. Bu telleri 5G ile ortadan kaldırabileceğiz örneğin. Her şeyi bu mobil cihazlara indirme fırsatı var artık. Bir yerde olma gereğini ortadan kaldırıyor ki bu çok önemli… Zaman ve enerjiden çok büyük bir verimlilik kazandırıyor.

Serkan Yazıcıoğlu: Her şeyin içinde mobil var. Sürekli mobiliz… Şimdi telefonun içine bir hayat sıkıştırıyorum. Bağımsız olarak istediğiniz yerde bulunuyorsunuz. 4.5G dediğimizde de bu kadar hızlı değişimin olduğu bir yerde insanlar mobili daha hızlı daha efektif kullanmak hayatlarının içine almak istiyorlar. Şüphesiz ödemeler de mobil cihazlar üzerinden gerçekleşiyor. Dünyada 2013 yılında akıllı telefon satışları normal standart telefon satışlarını geçti. Aynı dönemde tabletler de PC satışlarını geçti… Türkiye’de sanıyorum akıllı telefon kullanma oranı yüzde 50’ler düzeyinde. Çünkü kullanıcılar her yerden ihtiyaçlarını karşılayabilir durumda…

BULUT MOBİL İLETİŞİM İÇİN ÇOK ÖNEMLİ

Murat Kansu: Microsoft’un şu anda stratejik önceliği önce mobil, önce cloud-bulut… Biz mobili sadece cihaz olarak düşünmüyoruz. Siz bu bilgileri kullanacaksınız ama nereden kullanacaksınız o daha da önemli… Çünkü her yerden her cihazdan o bilgiye ulaşabiliyor olmanız lazım… Nesnelerin interneti çok önemli. Milyonlarca dolar yatırım yapıyor bizim gibi şirketler. Giyilebilirler değil sadece, milyonlarca sensör var etrafımızda. Trafik ışıklarından tutun sağlık için gerekli olanlara kadar her yerden bir bilgi akışı yaratılıyor. Bu bilgileri toplayacak ve bunları bulut üzerinden kullandırabilecek teknolojiler geliştirmeye çalışıyoruz. Çünkü mobilin tek başına, veri hazır değil ya da kullanılabilir değilse pek bir önemi olmuyor.

Volkan Akı: İş modelleri ve süreçlerinin aslında kökünden değiştiğini söyleyebiliriz… İş yapma alışkanlıklarını da tabii değiştiriyor. 

Murat Kansu: Kamu buradaki devrimini yapamadı aslında… En büyük problem burada… Kamu burada oldukça geride kaldı. Birkaç küçük girişim var ama tam olarak tamamlanabildiğini söyleyemeyiz.

M. Kemal Erdine: Kamu hâlâ desktop devri yaşıyor… Kendi içinde devrimi yapamadı…

Serkan Yazıcıoğlu: Aslında biraz önceki yorum çok önemli… Biz mobildeki gelişimin ne kadar farkındayız. İnsanların mobili hayatlarının merkezine aldıklarını biliyoruz. Bizler acaba sunduğumuz iş çözümlerimizde bunu ne kadar adapte ediyoruz. Biz sunduğumuz hizmetlerde mobil gerçeğinin farkında mıyız? BKM Express verilerine baktığınızda mobilin kullanılma oranı yüzde 35-40’larda ve bazı işyerlerimizde biliyoruz ki bu yüzde 50’den bile fazla… Tüketici mobilde kullanıcı dostu uygulamalar sunulduğunda bunu kullanıp içselleştirdiğini mobil bankacılık uygulamalarında gösterdi… İnternet yapmış kişilerin mobil bankacılığı deneme oranı yüzde 56. Avrupa’da birinci sıradayız. Siz kullanıcının ihtiyacına uygun çözümler geliştirirseniz, kullanıcı aslında hazır…

Volkan Akı: Kullanıcı hazır ama biz gerekli beslemeyi yapamıyoruz ben buradan bunu çıkarıyorum… 

Murat Kansu: Türkiye özelinde şunu söyleyebilirim bizim gibi teknoloji şirketleri açısından öncelikle bulut dedik... Bizdeki kanun ve yönetmelikler örneğin bu gelişimi biraz engelliyor. Belki tam anlaşılamadığı için… Örneğin, bulut kullanımı bankacılık sektöründe çok kısıtlı… Bizim gibi uluslararası şirketler verileri dünyanın herhangi bir yerinde saklayarak çok daha ucuza sunuyorlar. Fakat Türkiye dışında veri saklanması kanunlarımız nedeniyle mümkün olamadığı için istediğimiz gibi buradaki çözümleri geliştiremiyoruz. Kısıtlayıcı oluyor. Bunu çok daha hızlı şekilde hayata geçiren ülkeler var. Batı Avrupa‘da hatta Ortadoğu’da bile… Bu tabii hem tüketicilere yansıyor hem de o sektörün gelişmesine etki ediyor, hem de o ülkenin rekabetine katkıda bulunuyor. Orada bizlere de görevler düşüyor. Kamu ile yakın olup bu tip konuları anlamalarını sağlamak gerekiyor…

MEVZUATLAR VERİMSİZLİK YARATIYOR

Ender Buruk: Bence Murat Bey’in söylediği çok doğru bu datanın yurtdışına çıkarılamaması kuralı Türkiye için aşırı bir verimsizlik yaratıyor, yavaşlamaya neden oluyor. Vodafone bugün 26 ülkede var ve bunun için dünya bazında 2 tane merkezde verilerini tutuyor. Biz bağlanıp verilerimizi buralarda tutamıyoruz. Kendi server’larımızı kuruyoruz. İkincisi bizim kurumlarımız bu bilişim konusunda oldukça geri gözüküyorlar. Bizim bir Kurumsal Dijitalleşme Endeksi’miz var. Türkiye, dijitalleşme ortalaması en son yüzde 50’lerin altındaydı. Onun gelişmesi lazım… Kamu kurumlarında durum aynı… Belediyeler ile ilgili de gerçekten çok ilerleme kaydedemiyoruz. 

Volkan Akı: Kamuda bir mobil devrim ihtiyacı var. Böyle anlıyorum… Bu devrim olursa diğer kurumların da önü açılabilir…

Murat Kansu: Tabii bizlerin de onları eğitmesi gerekiyor biraz daha… Çünkü endişe ediliyor. Kişisel verilerin paylaşılması hassas konular. Herhangi bir suç durumunda nasıl hareket edilecek. Bunları bir çerçeve içine yerleştirecek, kurallarını belirleyecek mekanizmalar mümkün. Bütün dünyada yapılıyor bizim ülkemizde de yapılabilir. 

M. Kemal Erdine: Bizim Biletix ölçeğinde 2 tane örnek varsa, büyük ölçekleri düşünemiyorum. Biz bilet satıyoruz biliyorsunuz. Online olarak bunları gerçekleştiriyoruz ama ben hala kağıt bileti teslim etmek zorundayım. Bu mevzuat problemi… Bir başka örnek 13 ülkede Ticketmaster International’ın kullandığı tek bir aplikasyon var ve hepsinin verisi Hollanda’da duruyor… Bütün işlemler Hollanda üzerinden gerçekleşiyor. Ama biz aynı aplikasyonu alıp burada kullanamıyoruz. Oradaki aplikasyonun burada benzerini yaptırmak durumundayız. 13 ülke 600 bin dolar yatırım yapmış durumdayken, ben burada tek başıma aynı yatırımı yapmak durumundayım.

Ender Buruk: Çok güzel bir örnek oldu… Bizim kamu kurumlarını ikna etmemiz veya eğitmemiz gerekiyor. Şöyle bir örneğimiz var. Siz bir mobil hat aldığınızda koskoca bir dokümanı imzalamak zorundasınız ve biz bu dokümanı bir yerde saklamak zorundayız. İnanılmaz bir lojistik ve saklama maliyeti yaratıyor. Yurtdışına bakıyorsunuz, elektronik imza diye bir şey çıkmış, taklit edilmesi çok zor. BTK ile bu konuda 2 sene sonunda bir yere geldik.İkna ettik… 

M. Kemal Erdine: Bu arada teknoloji eskidi… 

Volkan Akı: Kamunun da aynı hıza ayak uydurması gerekiyor… Yoksa teknolojiler eskiyor. 

Emre Güzer: Sizlerin yaptığı yatırımlar bizlerin yaptığı yatırımlar dramatik bir biçimde artıyor. Türkiye’de PayU bu sunucuları Türkiye’ye getirmek için en az 4-5 milyon dolar para harcadı. PayU bunu yaptı, Vodafone yaptı, Biletix yaptı… Bunun dezavantajı şu… Bunu yapmak istemediği için Türkiye’ye gelmeyip belki Türkiye’de bir açığı kapatacak, sektörlerin hızlı gelişmesini sağlayacak bazı oyuncular var. Bunlar Türkiye’ye hiç bakmayıp başka ülkelere yöneliyorlar. Yani Türkiye bu alanda yatırım çekemiyor, teknoloji de çekemiyor. Hem maliyetimizi artırıyor, hem de yurtdışından gelecek oyuncuları engelliyor. Belki de bazılarının da gitmesine neden olacak çünkü böyle bir yatırım yapamıyor. Bir diğer boyutu da tabii bu şirketlerin sayıları azaldıkça gençlerin istihdamına da olumsuz etki yapıyor. 

BİLİNMEYENDEN KORKU VAR

Murat Kansu: Kamuda bilinmeyen nedeniyle bir korku var. Ben kötü niyetli olduğunu düşünmüyorum. Onlar da sektörlerin gelişmesini isterler… Bilmemekten, endişe etmekten bu konularda adım atılamıyor. Bizlere büyük görev düşüyor, sürekli anlatmak gerekli, bunları da ticari kaygı olmadan, katkı olarak gerçekleştirmek gerekli…

Ender Buruk: Türkiye’de bir bankanın yöneticisine mobil ödeme sistemimizi anlattım. Ne gerek var dedi, ha kredi kartını çıkar, ha telefonunu çıkar, ne fark eder dedi… Daha sonra bir rakibimizin bir işbirliğinin bankacılık sektöründe bozulduğu ve sistemin çalışmadığı haberi geldi, bunlar hep kötü örnekler… Mobil ödemenin gelişmesi için Türkiye’de işbirliği yapmamız lazım. BKM’nin bu konunun arkasındaki güçlü motivasyonunu takdir ediyorum çünkü tabiri caizse pazar oluşturuyor. Onların oluşturduğu pazara bir yerden biz de gireriz… Ama bizim burada yapmamız gereken şey rekabet etmek değil. Çünkü pazar yok daha !! Biz bir e-ticaret sitesine gidiyoruz tamam ben senin üzerinden ödeme yaptırırım ama bana şu kadar sponsor olman lazım diyor… 

Emre Güzer: Belki mobil internet bankacılığını kullanan 9 milyon insan var. Ama internet üzerinden yüksek frekanslı alım yapan 3 milyon insan var. Şimdi 3 milyon adam olunca, çarklar zor döndüğü için sizin ziyaret ettiğiniz firma, ben ne yaparım da Vodafone’dan ya da BKM’den para alırım buna bakıyor. Böylece kendimi biraz kurtarır önümüzdeki yıl da devam edebilirim diye düşünüyor. Ekosistem o kadar zayıf ki… Eğer bu 3 milyonu 10 milyon yaparsak o zaman bir şeyler konuşmaya başlayabiliriz. Burada basına da çok iş düşüyor. 

Volkan Akı: Tabii çok haklısınız biz DÜNYA’da son dönemde bunları yazıyoruz. Birkaç hafta önce, genç girişimcilerin Türkiye’den gittiğinden bahsetmiştim… Maalesef ekosistem onları yaşatmıyor… Peki pazarı nasıl yaratacağız? 

Ender Buruk: Benim şahsi fikrim, işbirlikleri burada çok önemli… Şirketimizi de ben bu yönde yönlendirmeye çalışıyorum. Ben Vodafone olacağım başka bir şey olmayacağım dediğimiz zaman bu iş olmuyor. Bizim birileriyle el ele tutuşup bu işi yapabiliyor olmamız lazım… Yani mesela mobil ödeme konusunda bizim bir bankayla veya BKM ile bir şirket kurup, bunun adını da çok farklı bir şey koyup, ortam oluşturmamız lazım… 

BÜYÜK ŞİRKET SÜREÇLERİ ZORLUYOR

Emre Güzer: Büyük şirketin süreçlerinden de kurtarmanız gerekli… 

Ender Buruk: Çok önemli bir şey söylediniz, bizim işimiz eninde sonunda hat satmak… O kadar büyük ki bu iş… Orada başka biri olmalı bizim dünyamızı geliştirmeli… Ben yönetim kurulunda olurum ayda bir gider bakarım. Mobil şirketten bu büyük şirketten kurtarmak şart gerçekten. Bir de şu önemli böyle bir konuda, örneğin mobil ödemeler konusunda bir bütçem var ama çok yüksek bir bütçe değil… Bütçemin önemli bir bölümünü mobil işime ayırmak zorundayım. BKM’nin de bir bütçesi var. Bunları ayrı ayrı isimlerle yapacağımıza birleştirip yapsak yine bunun yaygınlaştırmak çok kolay olur…

Serkan Yazıcıoğlu: Ender Bey’in bahsettiği konu çok önemli… Bu konuda geçmişte yaşanmış kötü örnekler var. Biz temassız ödeme yapmak için bir NFC (Yakın Alan İletişimi) teknolojisi geliştirdik. Biz daha burada pazar oluşturamadan, telefonun içindeki kart bilgisi nerede tutulacak, ben şöyle bir bedel isterim, banka ne alır, operatör ne alır bunun fizibilitesini yapmaktan sokaktaki insana duyuramadık... Sonradan biz de başka teknolojilere geçtik. NFC bu anlamda alınması gereken derslerin olduğu bir örnek… Burada yapamadığımız işbirliğini çok daha büyük bir ufukta yani mobil ödemeler kısmında daha geniş bir perspektifte yapmamız gerekir. 

Murat Kansu: Teknolojik hızımız arttı ama harekete geçme hızımızı da artırmamız gerekiyor… Teknolojinin bütün olanakları elimizin altında 4.5G bunu sağlıyor… Ama bunun maksimum kullanımını sağlayacak ortam, alt yapı mevzuat geliştirilmezse ortaya konmazsa bundan fayda sağlamak mümkün değil… Farkındalığı artırmak basının da desteğiyle, ticari kaygılardan uzak kamuyu da aydınlatmak, bıkmadan anlatmak gerekiyor diye düşünüyorum.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar