Teknoloji girişimciliği nasıl desteklenecek?
1999’un sonlarında yaptığım İsrail gezisinde ilk kez Teknoparkları ve risk sermayesi ile kurulan teknoloji şirketlerini ziyaret etme şansı bulmuştum. GSM üzerinden konum bazlı servisler sunan şirketleri, IP TV’leri ve lazer ile megabitlerce veri transferi yapan teknolojileri görme fırsatı yakaladım. O zamanlar henüz geliştirme aşamasında olan ve bizlerin merakını çeken bu yenilikçi teknolojilerin birçoğu günümüzde cep telefonu ya da diğer cihazlarda standart bir özellik olarak geliyor. O kurumların bu gelişimde ve günümüz teknolojilerinde payı büyüktür.
Teknoparklar gelişiyor
Türkiye’de son birkaç yıldır girişimcilik, melek yatırımlar ve risk sermayesi üzerine ciddi çalışmalar var. Teknoparklar hızlı bir şekilde gelişiyor ve üniversiteler ile ortak çalışmalar giderek artıyor. 15 yıl önce bizzat şahit olduğum bu yaklaşımların Türkiye’de de hayat bulmaları çok sevindirici. Tüm bu çabaların çok güzel sonuçlar çıkaracağına, özel sektör ve üniversite arasındaki uçurumu kapatacağına inancım tam olmakla beraber bu konuda birtakım yanlış anlamaların da acilen düzeltilmesi gerektiğini düşünüyorum.
Girişimcilik için son günlerde sıkça oluşturulan yanlış algı, yani yalnızca yeni bir fikir sahibi olmanın yeterli olacağı görüşü maalesef gerçek iş dünyasında karşılık bulmuyor. Girişimcilik kervanına katılmaya çalışanların bu anlamda kafası oldukça karışık. Bundan belki beş yıl önce, Whatsapp benzeri bir mesajlaşma servisi fikri binlerce kişinin aklına gelmiş olabilir. Ancak bunu ürün olarak ortaya koyan, pazarlanabilir bir çözüme dönüştüren ve en sonunda hızlı bir şekilde yaygınlaşmasını sağlayanlar başarılı olabildiler. Bu anlamda yalnızca bir fikre sahip olmak maalesef yeterli değil. Aynı zamanda onu pazarlanabilir ve yatırımcıların ilgisini çekebilecek bir ürün haline getirmiş olmanız gerekiyor.
Finalistlerle tanıştık
Geçtiğimiz hafta Intel’in düzenlemiş olduğu Intel Challenge yarışmasının Türkiye ayağının finalistleri ile tanışma fırsatımız oldu. Intel Türkiye genel müdür Burak Aydın bizlere Türkiye’de birinci olan Pao, ikinciliği alan Marvin ve üçüncü olan Oruba isimli projeleri tanıttı. Genç arkadaşlarımızın hazırladığı bu yenilikçi teknolojiler nihai ürün haline gelmişler ve bazıları şimdiden kullanılıyor bile. Umuyorum Türkiye’de birinci olan Pao bizleri en iyi şekilde temsil edip yurtdışındaki etaptan da başarılı bir şekilde dönecektir. Girişimcileri bu şekilde destekleyen, onların ürün haline gelmesi yolunda yardımcı olan, teşvik eden ve onları eğiten bu tarz programların çok daha fazlasına ihtiyacımız var.