Teknoloji devrimini ıskalamak
GAZI GÜDER - Bil. Yük. Müh.
Bu değişim, daha önce kaçırdığımız sanayi devrimlerinden çok farklıdır. Devrim oldukça hızlı bir şekilde gerçekleşmekte ve ilerlemektedir. Bu devrimin ana özelliği, geliştirilmiş makinaları vb. alıp uygulamaya sokmak şeklinde olmamasıdır. Sürekli yazılım geliştirmeyi, aralıksız güncellemeyi, sürekli araştırma ve geliştirme yapmayı, çok çalışmayı, bunlar için gerektiği biçimde yatırım yapmayı zorunlu kılan bir süreçdir.
Teknolojik olarak bugün için var olan farkların daha da fazla açılması durumunda, arayı kapatmak için harcanacak kaynak, vaktinde yapılması durumunda oluşacak olan kaynağın (yatırım maliyetinin) kat be kat fazlası olacaktır. Diğer yandan teknolojik ve gelişmişlik bağlamında Batı’yı yakalamamız asla gerçekleşemeyecektir.
Bu nedenle, gecikmeksizin gerekli önlemleri almak ve en başta ar-ge olmak üzere yatırımları yapmak zorunda olduğumuz çok açıktır.
Bu değişim sonucunda ister istemez niteliksiz ya da düşük nitelikli işgücü anlamsız hale gelecektir. Yapay zeka, otonom robotlar, robot teknolojileri ve benzeri uygulamaların giderek yaygınlaşması yeni nesil otomasyonu ön plana çıkartmaktadır.
Bu gerçeklik doğrultusunda rahatlıkla denilebilir ki; yeni ekonomik düzende yalnızca niteliği ve katma değeri yüksek olan kişi ve şirketler ayakta kalabileceklerdir.
Şimdiden kapsamlı olarak tartışmaz, gerekli düzenlemeleri yapmaz, yeterli önlemleri almazsak, geçmekte, ilerlemekte olan sanayi devrimini kaçıracağız, ıskalayacağız.
Dolayısıyla yeni ekonomik sistemin dışında kalacağız. Sonradan giderilmesi, onarılması olanaksız bu durum nedeniyle çok ciddi sıkıntılar, sorunlar ve dertlerle karşılaşmamız kaçınılmaz gözükmektedir. Bu tehlike karşısında, ister istemez gerekli reformların ivedilikle hayata geçirilmesi gerekli ve zorunludur. Bunların gerçekleşememesi durumunda geleceğimizin aydınlık olması çok zordur. Sosyal bütünlük, insanımızın iş ve aş sorunu, gençlerimizin kabusu olan gelecek sıkıntısı ve korkusu, maliyetlerin aşırı yükselmesi, teknolojik olarak geride kalmışlık ya da benzeri nedenlerden dolayı yatırım yapılamaz ülke haline gelmek yolunda hızla ilerliyoruz.
Ekonomik açıdan aralıklarla da olsa yaşadığımız sıkıntılı durumlardan kurtulmamız (kısa vadeli olmasa da) için bu tür hedeflere ulaşmayı başarmamız gereklidir. Başta ülkemiz olmak üzere gelişmekte olan ülkeleri dikkate alırsak aşağıdaki deyimi söylemek yanlış olmayacaktır. Büyük şirket, büyük sermayeyle kurulup işleyen şirket demek değildir.
Büyük şirket görece az sermayeyle kurulup büyük değer yaratan şirket demektir. O halde yapmamız gereken şey, bu tür yazılım ve teknoloji şirketlerini oluşturmak ve çoğaltmaktır. Küçük firmaları da göz ardı etmeden bu düşünce etrafında yoğunlaşmakta yarar vardır. Yeni ekonomik düzende oyunun dışında kalmamak için “yeni nesil” şirketleri kuracak nitelikli, yaratıcı ve dışa açık bir girişimci topluluğunun oluşması ve etkin olması gerekir. Riskimiz, rekabette geriye düşmek değil, ayakta kalamamaktır! Yeni ekonomik düzene hazır olamamak, ekonomik olarak hayatta kalamamak anlamındadır.
Bu değişimi ıskalamanın maliyeti çok büyüktür.
Düşük nitelikli bütün işlerin otomasyona tabi olacağı yeni ekonomik sistemde ülke olarak bu şirketleri yaratamaz, vatandaşlarımızı bu büyük değişime uygun biçimde hazırlayamazsak, milyonlarca yeni işsiz insanımız bir yığın sorunlarıyla birlikte var olan işsizlere eklenecektir. Böyle bir sistemi idare etmek hiç de kolay olamayacaktır.
Ne yapabiliriz?
Dünyanın parasal değer olarak en büyük 5 (beş) şirketinin ilk 3 (üç) tanesinin teknoloji şirketi olduğunu bilmemiz ve hedef olarak bu noktaları seçmemiz gerekiyor.
Bu hedefe ulaşmayı sağlayacak, bunu başaracak insan kaynağımız vardır. Eksiğimiz olan tek şey; bunu gerçekleştirebileceğimiz konusundaki inanç ve güven eksikliğimizdir. Balina olmayacağımıza göre; büyük balıkları yenen “akıllı, hızlı, küçük balıklar” olmayı başarmalıyız. Bunu başarmanın en gerçekçi ve düze çıkartacak tek yolu “ulusal (milli) yazılım” konusunda seferberlik başlatmaktır.