Teknoloji bizi beklemiyor

Murat YILDIZ
Murat YILDIZ TEKNO STRATEJİ [email protected]

Geçtiğimiz hafta Amerika’daki MIT laboratuvarında Grafen (graphene) malzemesi ile ilgili çığır açıcı bir gelişme yaşandı. Grafen, iki boyutlu düzlemde oldukça sert ve hafif bir malzeme. Kalınlığı bir atomu geçmiyor. Ancak parçalanması bir o kadar zor. Sıkıntı ise bunu 3 boyutlu hale getirmek. Aynen kağıt gibi üretildiğinde asla parçalanmıyor. 3 boyutlu hale getirmek için ise bal peteği şeklinde bir yapı kullanılıyor. Grafen o kadar hafif ki, uzmanlara göre helyum balonlarının bile yerini alabilir çünkü havadan bile hafif.

MIT laboratuvarı 3 boyutlu yazıcıları kullanarak grafen malzemden nesneler üretmeyi başardı. Yalnızca %5 yoğunluğa sahip olan nesneler halen çok hafifler. Ama havadan hafif değil ve havada asılı kalmıyor. Buna karşın çelikten çok çok daha sağlam. Hatta yapılan ölçümlere göre 10 kat daha sağlam. Çok çok hafif ve çelikten 10 kat daha sağlam bir malzeme etrafınızda gördüğünüz her şeyin bir anda değişmesi demek. Mesela bu kadar hafif bir malzeme ile üretilecek olan uçaklar, gökyüzünde kalmak için çok daha az enerjiye ihtiyaç duyacaklar. Hatta yalnızca güneş enerjisi ile hareket eden planörler artık kargo taşımacılığı bile yapabilirler. Otomobiller, uzay araçları, yapı malzemeleri ve daha birçok nesne hem hafif hem de dayanıklı bir şekilde üretilebilecek.

Teknoloji deyince herkesin aklına akıllı otomobiller, telefonlar, cihazlar geliyor. Ancak teknolojinin geliştirilmesi için temel bilimlerin önemini çoğu zaman kaçırıyoruz.

Bunun işlemcilerin bu kadar küçülüp nanometre seviyesinde kararlı bir şekilde çalışabilmesi mümkün ise, ya da yeni nesil ekranlar çok daha parlak ve canlı renkler sunabiliyorsa, fizik, kimya, matematik, malzeme mühendisliği gibi birçok temel bilimin bunda önemi büyük. Eğer bu konularda öncü bilim adamlarımız olmaz ise, yalnızca programcılık eğitimi vererek ancak yapılmış ürünler üzerine bir şeyler geliştirir, yeni teknolojileri biz bulamayız.

Dolar kuru ve uygulama pazarları

Dolar kurunun artması ile birlikte birçok ithal ürüne zam gelmesi de muhtemeldir. Ancak zaten dolar kuruna bağlı olan pazarlar, mesela uygulama pazarları bu konuda daha büyük sıkıntıya girecekler. Bir zamanlar hem iTunes hem de Google Play de 1 ya da 2 liraya satılan birçok uygulama vardı. Şimdi fiyatlar hızlı bir şekilde güncellenmeye ve artmaya başladı. Her iki mağazanın farklı kur politikası olması ise enteresan. Bu arada benim gibi yurt dışından birçok servis satın alıyorsanız, kredi kartı ekstresine bir daha bakmanızı tavsiye ederim. 9.99 dolara ucuzmuş deyip satın aldığım servisler artık pek de ucuz gelmiyor. Kur ile beraber teknoloji ve hizmet satın alma alışkanlıklarımız da değişecek.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Yerli ve milli teknoloji 25 Mayıs 2019