Teknik eleman yazımla ilgili iki değerlendirme
30 Haziran günkü "İyi teknik eleman sermayeden önemli" yazımla ilgili aldığım iki değerlendirmeyi size aktaracağım. Biri inşaat mühendisi Dr. Orhan Yavuz'un öneriler içeren değerlendirmesi. Diğeri iki çocuğunu meslek lisesinde okutmuş Turgay Güler'in onların durumundaki olumsuzluğu anlatan değerlendirmeleri.
Orhan Yavuz, teknik elemanların hiç olmazsa bir bölümünün ara eleman kimliğinden arındırılıp, araştırıcı, yaratıcı eleman kimliğine uygun yetiştirilmesi gerektiğini, bunun için "kitap yoksunu eğitimden" kurtulmak için bu konudaki yabancı literatürün çevirisinin yapılmasını önererek, şunları sıralıyor:
■ Ülkemizin teknolojide gelişme sağlamasının kalkınmamız için çok önemli olduğunu kabul ederek teknoloji transferini Çin'in yaptığı gibi teknik eserleri dilimize kazandırarak gerçekleştirmeliyiz.
■ Dilimize çevrilmesi gereken teknik eserler belirlenmeli ve her üniversiteye yılda 10 eserin dilimize kazandırılması görevi verilmelidir. Bu yönde bir uygulama yapıldığı taktirde 3 yılda 5 bin eser dilimize kazandırılacaktır.
■ Yayımlandığında ölü doğmuş 60 yıllık Meslek Odaları Yasası teknik elemanların eğitimi sonrası mesleki gelişmelerini, yetki sınırlarını yetki altına alacak şekilde yenilenmelidir.
Yavuz, teknik eğitimde kitabın önemini anlatırken, Çin'in teknoloji atılımını seçilmiş 5 bin eserin çevirisiyle başlatararak başarılı olduğunun altını çiziyor. AB'de ise mesleki gelişmenin kurallarının 160 sayfalık, "İş ve Uzmanlık Yasası" ile disiplin altına alındığını belirtiyor.
Ülkemizde de böyle bir teknoloji ağırlıklı kitapların yer aldığı kütüphanenin oluşturulması ve teknik eleman kalitesi ilkelerinin kurallarının belirlenmesini öneren Yavuz, bunun tam anlamı ile bizim Ahilik sistemimizi hatırlattığını söylüyor.
Turgay Güler ise iki oğlunun da meslek lisesinde okuduğunu belirterek, "Büyük oğlum meslek lisesi sonrası otomotiv bölümü yüksek okuluna sınavsız geçiş yapıp, bitirdi. Şimdi, otomotiv sanayicileri bu mezunları işe almıyor" şikayetini dile getiriyor. Küçük oğlunun da meslek lisesinin son sınıftayken sınavsız geçiş sistemi kaldırıldığı için sınava girmekten vazgeçtiğini açıklıyor. Sürekli müfredat değişminin ve istihdam edilmedeki zorlukların meslek liseleri ve yüksek okullarının cazibesini yitirdiğini kendi çocuklarının durumuna bağlı olarak olumsuz değerlendirmeyle ortaya koyuyor. Orhan Yavuz ve Turgay Güler'in açıklamaları teknik eleman yetiştirme konusunda eğitim alanında birçok şeye ihtiyaç olduğunu gösteriyor. Güler'in açıklamaları bende eğitimin işe uygun olmadığı düşüncesine yol açtı. Bunun için teknik eleman eğitimi konusunun yeniden, sektör taleplerine uygun ve çok yönlü ele alınması gerektiği düşüncesine vardım.