Teklif mi verecektik, ne zaman?
İhracatçı dostlarımızla ara sıra sohbet olanağı bulduğumuzda, onların anlattıklarından ilham alıp, sohbet sütunlarımıza konu buluyoruz. Bu kez farklı oldu ve geçtiğimiz günlerde benim başımdan geçen birbiri ile bağlantılı bir dizi olayı sohbetimize konu yapmaya karar verdim.
Bazen konuya denk geldiğinde belirttiğim üzere, hala aktif olarak ihracatla uğraştığımız için, üretici dostlarımızla birlikte çalışma imkânları arıyoruz.
Yine bir yurt dışı talebini değerlendirmek üzere, internet üzerinden araştırma yaparak ve sektör bilgisine sahip dostlarımızdan bilgi alarak, üretici aramaya başladık. Ürün hakkında bilgi verip adres göstermenin pek uygun olmayacağını düşündüğümüz için, sektör bilgisini açıklamayacağız. Ancak karşılaştığımız davranışların, yıllardır eleştirdiğimiz türden olması ve de üreticilerin en çok sorduğu "Alıcı nasıl bulunur" sorusunun cevabına taş çıkartan davranışlar olması bu yazının konusunu oluşturdu.
Öncelikle bizden talep edilen ürünün Türk üreticilerinin mamul yelpazesinde olup olmadığını öğrenmek için, elimizdeki listeden 2 büyük, 2 orta boy ve 2 de küçük üretici belirledik. İş prensiplerimiz gereği olarak da bir üretici ile görüşürken, diğerleri ile eş zamanlı görüşme yapmama kararı aldık.
Büyük üreticilerden birisinin bizim konumuzla ilgili ihracat yetkilisi seyahatte olduğu için, telefona çıkan telesekretere ve güç bela eriştiğimiz arkadaşına konu ile bilgi verip mesaj bırakarak, iletişim koordinatlarımızı da verdik. Bugün itibariyle iki hafta geçmiş olmasına karşın bu büyük (!) üreticiden hala ses çıkmadı.
Daha sonra diğer büyük üretici ile temas etmeye çalıştık. Sanırım ABD Genel Kurmay başkanı ile daha kolay görüşebilirdik. Teklif vermeye tek yetkili kılınan üst düzey yönetici bir türlü yerinde bulunamadığı için, bizimle konuşan kişinin verdiği "Size en kısa sürede dönüş yapılmasını sağlamaya çalışacağım" cevabı ile yetinmek zorunda kaldık. Gerçekten bize dönüş yapıldı, amma sırtlarını dönmüş olmalılar ki onlardan da hala cevap yok.
Sıradan devam ettik ve diğer bir üreticinin değil teklif vermek, teknik bilgi verecek elemanını bile bulmak mümkün olmadığından hemen ondan vazgeçtik.
Bir başka üretici ise, kendi tesislerini sattıklarını ve alan arkadaşlarının ilgilenebileceğini belirterek, nezaket gösterdi ve tesisin yeni sahiplerinin iletişim koordinatlarını bize iletti. Biz de tesisin yeni sahipleri ile temasa geçtik. Aradıklarımız, bizleri iyi niyet ve nezaket ile karşıladılar. Ancak bu üreticinin e-posta sunucularındaki hatalar dolayısı nedeniyle, bir türlü sağlıklı iletişim kurmak ve talep detaylarımızı iletmek mümkün olmadı. Yetkili kişinin özel çabaları sonucu ilettiğimiz talebe, bir türlü teklif gelmiyordu. Israrlı aramalarımız sonucunda eriştiğimiz bu yetkili, teklifin bize gönderilmek üzere başka bir arkadaşlarına hazırlatıldığını belirtti. Yine özel ilgi gerekti, yine e-posta sunucu hatası önümüze çıktı. "Faks ile gönderin" dedik, bir türlü faks çekilemedi. Epeyce bir uğraş sonucunda teklif alındı ve biz de mutlu sona eriştiğimiz sandık.
Neden mi mutlu son demiyoruz?
Talebin bize erişmesinden, teklifin alınıp alıcımıza iletilmesine kadar geçen zaman tam tamına 10 gün oldu. Biz bu kadar süre sonra teklifi iletince, müşterimiz bize dönüp cevap bile vermedi. Biz bunu düşündüğümüzde, sarı kart gördük diye avunuyoruz.
Umarız kartın rengi kırmızı değildir.
2023 yılı 500 milyar ABD Doları ihracat hedefi hayal değil. Az bile kalacak ümidindeyiz.
Bu tarz üreticiler o zaman nerelerde olacak görmek isteriz doğrusu.