Tekeller büyümeye katkı sağlar
Fransız İktisadi Araştırmalar Enstitüsü Araştırma Departmanı Direktörü Jacques Le Cacheux, "Tekeller, konumlarını istismar etmedikleri takdirde ekonomik büyümeye katkı sağlayabilirler. Tekel konumundaki şirket elde ettiği yüksek kâr ile inovasyona yatırım yapabilir; daha etik ve daha sürdürülebilir bir büyüme modeline sahip olabilir" diyor.
ABD'li dev gıda şirketi Kraft ile Cadbury, 18.9 milyar dolara anlaştı. Kraft'ın Cadbury'e bir önceki teklifi 17.1 milyar dolar bir başka ifadeyle hisse başına 770 peniydi. Kraft, iki şirketin güçlerini birleştirmesiyle çikolata ve şekerleme sektöründe dünya lideri, hızlı büyüme potansiyeline sahip çiklet sektöründe ise dünya ikincisi olacak.
Kraft ile Cadbury arasında gerçekleşen anlaşma türünün tek örneği değil. Finans krizi şokunun ardından, şirket satın almaları ve evlilikleri tüm dünyada, tüm sektörlerde hızla artıyor.
Son dönemde gündemde olan bir diğer birleşme de dünyanın en büyük madencilik şirketi olan Avustralya merkezli BHP Billiton ile Rio Tinto'nun birleşmesi. Birleşme sonucunda yeni bir tekel daha doğacak ve ortaya çıkacak olan şirket dünya demir madeni ihracatının üçte birinden fazlasını yönetecek. Özellikle demir cevheri, alüminyum, kömür gibi alanlarda dünyanın en büyük rezervlerini elinde bulunduracak olan yeni şirketin demir-çelik fiyatlarını istediği gibi belirlemesinden endişe ediliyor
Otomotiv sektöründe de 2009 yılında ciddi boyutta birleşmeler yaşandı. Fiat Chyrsler'i aldı; Çin Geely Volvo'yu satın aldı. Fransız PSA ve Mitsubishi; Volkswagen ve Suzuki arasındaki ortaklıklar da sektördeki dengeleri önemli ölçüde etkiledi. Evlilik dalgası havayolu taşımacılığına, bilgi teknolojileri sektörünü de önemli ölçüde yansıdı. Fakat tüm dünyada en fazla evlilik bankacılık sektöründe yaşandı. "Batmak için çok büyük" olanlar, yani battıklarında tüm finans sektörünü de yanlarında götürebilecek olan bankalar ise devlet tarafından kurtarıldı. Toplamda baktığımızda ise 2009 yılında 2.1 trilyona ulaşan tam 38 bin şirket satın alması ve evliliği gerçekleşti. Hatta sadece 2009 yılının son üç ayında gerçekleşen satın alma ve evliliklerin değeri 625.4 milyar dolar oldu.
Uzmanlara göre bu rakamlara ulaşılmasındaki en büyük etken ekonomik kriz oldu. ABD'de 2009 yılında el değiştiren her on şirketten dokuzu zaten iflas etmişti. Sonuçta Wall Street'te sadece Morgan Stanley ve Goldman Sachs uluslararası ve bağımsız kalmayı başarabilen iki banka oldu.
Bugün ise uzmanlar şu soruyu gündeme getiriyorlar: Dev şirketlerin gücü sınırlandırılmalı mı? Ya da devletler bu devler karşısında yeni nesil "anti-tekel" uygulamaları gündeme getirecekler mi? Aynı Fransa'nın Google başta olmak üzere, sektör devlerinin online reklam gelirlerinden vergi almayı istemesi gibi. Fransa, bu yolla sektörden yıllık 50 milyon Euro'dan daha fazla vergi geliri sağlamayı planlıyor.
Şirketlerin haklı nedenleri var
Şirketler ise, gitgide küreselleşen piyasalarda bu gruplaşmaların normal olduğunu savunuyorlar. Örneğin otomotiv sektöründe Ar-Ge yatırımları için büyük sermayeler gerektiği, buna ulaşmak için ortaklıkların veya evliliklerin vazgeçilmez olduğu ileri sürülüyor. Aynı durum havacılık, enerji, ilaç, finans ve Bilgi teknolojileri sektörleri için de geçerli.
Tekeller uzun vadede avantaj sağlayabilir
Fransız İktisadi Araştırmalar Enstitüsü Araştırma Departmanı Direktörü Jacques Le Cacheux, 19. yüzyıldan bu yana devletlerin tekelleri engellemenin yollarını aradığını söylüyor. Peki bugün geldiğimiz noktada, 1900'lü yıllarda dünyaca ekonomist Joseph Schumpeter'in de savunduğu gibi, tekeller ekonomik büyümeye katkı sağlayabilirler mi?
Le Cacheux'nün bu yöndeki görüşleri şöyle: "Tekeller, konumlarını istismar etmedikleri takdirde ekonomik büyümeye katkı sağlayabilirler. Her ne kadar tekel konumundaki bir şirket, fiyatların yükselmesine yol açtığından dolayı, kısa vadede tüketiciler için olumsuzluk yaratsa da, uzun vadede avantajlar sağlayabilir. Tekel konumundaki şirket elde ettiği kar ile inovasyona yatırım yapabilir. Devletler her zaman tüketicilerin çıkarlarını korumak amacıyla tekellere karşı hakem konumunda. Bununla birlikte, Ar-Ge yatırımlarının veya stratejik çıkarların desteklenmesi amacıyla da büyük şirketler arasındaki anlaşmalara izin veriliyor. Siemens ve Areva arasındaki anlaşma veya geçmişte Philips ile Thomson arasındaki anlaşma buna örnek gösterilebilir. Microsoft örneği de oldukça önemli. Şirket her zaman kontrol ediliyor, bazen cezaya çarptırılıyor, fakat kimse Microsoft'u devletleştirmeye veya parçalara ayırmaya çalışmıyor."
Daha etik, daha sürdürülebilir büyüme olabilirdi
1870, 1929, 1971 ve 2007 yıllarında yaşanan krizlerde de şirketler arasında birleşmeler yaşandığına dikkat çeken Le Cacheux, bu birleşmelerin elverişli ortamlar yarattığına dikkat çekiyor. Le Cacheux şöyle devam ediyor: "Daha büyük pazar payları ve daha az rekabet şirketlerin kar oranlarının çok fazla artmasına neden oldu. Bugün bu şirketler daha etik ve daha sürdürülebilir bir büyüme modeline sahip olabilirlerdi. Oysa hepsi için bu durum söz konusu olmadı."
Yani 1929'dan gerekli dersleri almadık ve 2009 krizini yaşadık. Şirketlerin büyük bir bölümü büyüklüklerini ve konumlarını istismar ettiler. Umarız bundan sonra gerçekleşen evlilikler küresel ekonomi için de mutlu sonu beraberinde getirir.
Cadbury'de iş kaybı yaşanması kaçınılmaz
Cadbury Başkanı Roger Carr, ABD'nin en büyük gıda şirketi Kraft'ın İngiliz Cadbury'i satın almasının ardından iş kayıplarının 'kaçınılmaz' olacağını söyledi.
Roger Carr, iş kayıplarının Cadbury'nin Londra Uxbridge'deki merkezinde olabileceğini belirtirken, sayısı hakkında bilgi vermedi. Ancak Carr, Kraft'ın, Cadbury'nin İngiltere'deki üretim birimlerini destekleyeceğini ve geliştireceğini gördüğünü kaydetti. Anlaşmanın, Cadbury hissedarları için iyi bir değeri temsil ettiğine inandığını ifade eden Carr, buna karşılık 'bazı tasarruf tedbirlerinin yapılmak zorunda olduğunun açık olduğunu' belirtti.
İngiltere Başbakanı Gordon Brown ise İngiltere'de Cadbury'de yapılacak yatırımın seviyesinin sürdürülmesi; insanların işlerini kaybetmekten korktuğu bir zamanda, Cadbury'deki istihdamın güvenceye alınabileceği konusunda kararlı olduklarını söyledi. Kraft önceki gün yaptığı açıklamada, Cadbury yönetim kurulunun Kraft'ın teklifini oybirliğiyle uygun bulduğunu ve hissedarlara teklifi önerdiğini ifade etmişti. Kraft, birleşmenin sonunda, anlamlı bir tasarrufun sağlanmasını beklediğini bildirdi. İngiltere'de Cadbury'de çalışan 4 bin 500 kişinin geleceği konusunda özel bir teminat vermeyen Kraft, Cadbury'nin Birmingham'daki Bournville tesisine yatırım yapmak ve Bristol yakınlarında Keynsham olarak bilinen Somerdale'de de üretimi sürdürmek istediğini ifade etti.