Tek ortak paydası çatısı olan iki okul…

Suat TAŞPINAR
Suat TAŞPINAR AVRUPA'NIN DOĞUSU [email protected]

Bir okul düşünün. Aynı çatının altında tam ortadan ikiye bölünmüş. Yarısı Hırvatların katolik mektebi. Öbür yarısı Boşnak Müslümanların lisesi. Hırvat tarafı pırılı pırıl boyalı, aynı binanın Boşnak parçasının badanası-boyası dökülüyor… Aynı tarihi binadaki giriş kapıları yan yana ama aralarında demir parmaklıklar var. Son tahlilde Bir okuldan çok hapishane manzarası… Aynı şehrin çocukları ama, inançlar, milliyetler ve tarihin acı tortusu ortak paydaları yok edince, birbirine bu kadar yakın ama bir o kadar da yabancılar...

Böyle bir okulun varlığından, şu günlerde Zagreb’e renk ve coşku katan ZAGREBDOX Zagreb Uluslararası Belgesel Film Festivali’nde izlediğim bir filmle haberdar oldu.

“İki Okul” adlı film, Srcan Şarenats adlı Saraybosnalı genç yönetmenin elinden çıkma. Müslüman Boşnaklar, Katolik Hırvatlar ve Ortodoks Sırpların “zoraki” de olsa bir arada yaşadıkları Bosna-Hersek Federasyonu’nda, Travnik şehirnde geçiyor belgeselin öyküsü.

Merkez Bosna Kantonu'nun başkenti Travnik, Osmanlıya çok sayıda devlet adamı yetiştirdiği için “vezirler şehri” olarak anılan 55 bin nüfuslu bir şehir. Travnik Nobel ödüllü “Yugoslav” yazar Ivo Andrić'in doğum yeri.

İşte bu şehrin ünlü “Travnik Lisesi” 1994’te savaş bittikten sonra ikiye bölünmüş. Aynı binada ayrı hayatlar yaşanıyor. Boşnak ve Hırvat öğrenciler arasında ilişki neredeyse “sıfır”. Sadece yılda bir kez Noel zamanı okullar arasında düzenlenen futbol turnuvası sayesinde buluşuyorlar, önce usulen el sıkışıp sonra “zengin” Hırvat okulunun salomundan kıran kırana maç yapıyorlar.

Belgesel, okul takımlarının kaptanı, biri Boşnak, öbürü Hırvat iki çocuğun birbiriyle teğet giden ama maç haricinde hiç kesişmeyen paralel hayatlarından insanlık namına hepimizi derin düşünceler salan bir film çıkarmış. Denk gelirseniz muhakkak izleyin…

Filmden, Balkanların asla yok olmayan, bazen derin uykuya yatsa da içten içe kaynayan meselelerini düşünerek tedirgin çıkıyor insan. Halkları, toplumları, komşu milletleri bölüp parçalama ve birbirine düşürme manasında dünyada neden “Balkanizasyon” diye kavram üretildiğini de anlıyor…

Yaşanan bu kadar acı, bu kadar kan ve gözyaşı… Ama sonuçta yaralar ince kabuk bağlamış gibi görünse de, kaşıyanın kanatacağı korkusu her dem taze…

Aynı küçük şehirde yaşayan, aynı kaldırımları arşınlayan, aynı otobüse binen çocukların, aynı çatı altındaki okula geldiklerinde, birbirinden demir parmaklıklarla ayrılmış ayrı kapılardan girip birbirlerine “yabancı” durması bunu en hazin kanıtı…

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar