Tehlikenin adı: Nüfus artışı
Bu hafta Türkiye'de eli biraz kalem tutan, birkaç cümle kuranların ekonomi ile ilgili tartışma konusu işsizlik oldu (Borsa ile uğraşanları saymıyorum. Onlar başka alemde, güzellik yarışması için gelinlik bakmakla meşguller). Tartışmanın nedeni, onca teşvike ve TUİK'in maharetlerine rağmen 2017 yılı Mayıs döneminde işsizlik oranının 2016 yılının aynı dönemine göre 0,8 puan artarak yüzde 10,2 düzeyine ulaşması. Bu oran az değil, işsiz kitleye 330 bin kişinin daha eklenmesi ve sayılarının da 3 milyon 225 bin kişiye çıkması demek.
Elbette bu tartışma hafta sonuna kadar sürer. Sonra unutulur. Ancak uzun vadede Türkiye büyük bir tehdit ile karşı karşıya. Üstelik son yıllarda izlediği göçmen politikası ile adeta bu tehlikenin içine kendisi daldı. Tehlikenin adı: Nüfus artışı, daha açık ifade ile Afrika kaynaklı nüfus artışı.
Birleşmiş Milletlerin hazırladığı 2017 yılı Nüfus Raporuna göre (World Population Prospects The 2017 Revision) dünya da nüfus artış hızının yavaşlamasına rağmen dünya için tehlike devam ediyor, özellikle fakir Afrika ülkelerinde nüfus artışı önümüzdeki yıllarda çözülemeyecek sorunlara kaynaklık edecek düzeyde.
Nüfus 20 yılda 1 milyar kişi arttı
Rapordan bazı bilgileri özetleyelim.
-Son yirmi yılda dünya nüfusuna 1 milyar kişi daha katıldı. Nüfusun yüzde 60'ı (4.5 milyar) Asya'da, yüzde 17'si (1.2 milyar) Afrika'da, yüzde 10'u (742 milyon) Avrupa'da, yüzde 9'u (646 milyon) Latin Amerika ve Karayiplerde yüzde 6'sı (361 milyon Kuzey Amerika'da ve 41 milyonu da Okyanusya'da yaşıyor. Dünya nüfusunun yüzde 26'sı 15 ve altı yaşta çocuklardan oluşmakta.
-2010-2015 yılları asında Afrika'da nüfus artış hızı yıllık yüzde 2,6 oldu. Afrika'da nüfusun yüzde 41'i 15 yaş altı, 15-24 yaş gurubunda olanların oranı yüzde 19.
Nüfus artış hızı yıllar itibari ile düşse de, 2050'ye gelindiğinde kıtayı da, dünyayı da tehdit eder hale geliyor. Afrika kıtasına 2030 yılına kadar 500 milyon, 2050 yılına kadar 1.3 milyar insan daha eklenecek. 2100 yılına gelindiğinde yaşlı kıtanın nüfusu 4.4 milyara ulaşacak. 2100 yılında dünya nüfusunun yüzde 40'ı Afrika'da yaşayacak. Kıtada bazı ülkelerde 2100 yılına gelindiğinde nüfus beşe katlanacak.
-Afrika'da nüfus bu kadar hızlı artarken, ekonomileri petrol üretemeyen ülkelerin dışında olanlarda yerlerde sürünüyor. Kıta, bırakalım yoksulluğu açlıkla boğuşuyor. Bundan dolayı TV'ler izlediğimiz insanlık dışı koşullarla Avrupa'ya göç etmek isteyen insan manzaraları ile karşılaşıyoruz.
Şimdi gelelim nüfus ile ilgili bizim yaptığımız saptamalara:
Türkiye Afrika ülkelerine yardım etmek istiyor, özellikle dini İslam olanlara meyil etmiş durumda. Ancak yöntemi doğru değil. Çünkü ne Türkiye, ne de diğer ülkeler, Afrikalıların sorununu yardımlarla çözemezler. BM yine doğum kontrolünü Kıta'da etkinleştirmeye çalışıyor. Türkiye bunun da tam aksini yapıyor.
Aç müslüman nüfus hızlı artış gösterecek
Bir örnek verelim. Irak'ın nüfusu 38 milyon dolayında. Nüfus 2030'da 53 milyon, 2100'de 155 milyon olacak. Türkiye'nin para geliyor diye destek verdiği petrol zengini ülkelerin (Katar, Kuveyt, BAE) mevcut hanedanları bolluk içinde yaşarken, Iraklılar bunu seyredecek mi? Ya da Türkiye'yi rahat bırakacaklar mı?
Açlıkla mücadele eden Yemen bugün 23 milyon kişiyi besleyemez iken, 2010'da 36 milyon kişiyi nasıl besleyecek? Aç Yemenlilerin S. Arabistan nasıl durduracak ?
İslam ülkelerinin zengin otoriter yönetimleri aç Müslümanları daha ne kadar dinsel fenomenlerle oyalayacak?
Aç Müslümanları Avrupa ve Amerikalılar göç yollarını engelleyerek kendi ülkelerinden uzak tutmaları mümkün gözükmemekte. Yeni İŞİD ya da El-Kaide tipi örgütler kurulacak, üstelik bu defa ABD'nin kontrolünde olmayabilir.
İslam ülkelerinin fakir insanları, otoriter liderlerin/hanedanların ve politikacıların elinde ezilmektedir. Onların aklına uyarak adeta tek dünya nimetinin çocuk yapmak olduğunu düşünmekteler.
Afrika ülkelerinin özellikle de İslam ülkelerinin halkalarının bu durumdan kurtulmalarına Batılı Ülkeler ve BM yardım etmeli. Yardım yiyecek içecek vererek değil, öncelikle
Bu ülkelerde laik eğitim sistemi kurmalılar,
Radikal İslam'ın önünü kesmeliler,
Doğum kontrolü hızla uygulanmalı.
Çocukların geleceği için bunlar yapılmaz ise, o çocuklar terörist olarak karşılarına çıkacak. Bu da her iki taraf içinde felaket olur. Küçük bir notta ulusal ve uluslararası sermaye sınıfına: Eğer siz bu nüfus artışını ürettiğiniz otomobiller, buzdolapları için talep olarak görüyorsunuz, yanılıyorsunuz.Bir bakarsınız ki, ürettiğiniz araba Paris'de sevgilinizle yürürken, ya da konserde bomba olup, sizi diğer tarafa yolcu etmiş.