Teflonlu yöneticiler
İşletmelerde bazen şu tür yöneticilere rastlarız. Dünya yansa, bir karış yerleri yanmaz. Her türlü badireden hep sıyrılırlar. Adeta, teflon kaplı yanmaz tava gibidirler. Hiç bir şey üstlerine yapışmaz. Kendi sorumluluk alanlarındaki başarısızlıkları üstlerine kondurmazlar. Her olayda üste çıkmasını bilirler. Arabayı devirirler, ama sonra sanki başkası devirmiş gibi yol gösterirler. Bu tür yöneticilere, bir isim vermek gerekirse, “Teflonlu Yöneticiler” diyeceğim.
Acaba bu tür yöneticilerin ortak nitelikleri neler diye düşündüm. Meslek hayatımda rastladığım teflonlu yöneticilerde aşağıdaki beş niteliği hep gördüm.
1. Sorumluluk üstlenmekte sıkı diyette, yetki kullanmada oburdurlar
Yönetim oyununun vazgeçilmez üçlüsü, yetki, sorumluluk ve hesap verebilirliktir. Bir yöneticiye yapması için verilen görevler, onun sorumluluğunun sınırlarını çizer. Bu görevleri yerine getirmesi için yöneticiye gereken güç, yani yetki verilir. Sorumluluk ve yetki birbirine denk olmalıdır. Öte yandan yönetici, bir üst makama hesap vermekle yükümlüdür. Şu ana kadar söylediklerim, normal işleyişte olması gerekendir. Ancak teflonlu yöneticiler için bu üçlü değişik bir dinamikle işler.
İşler iyi gittiğinde teflonlu yöneticiler tüm sorumluluğu yüklenir, tüm başarıyı sahiplenir; tüm parsayı toplamayı severler. Ancak sorumluluğundaki bir görevde yanlış bir sonuç çıkarsa, bunu üstlenmezler. Sorumluluğu atacak bir “Onlar yaptı” bölümü hep bulurlar.
Teflonlu yöneticiler, sorumluluk üstlenmekte diyetine ne kadar dikkat ederse, yetki konusunda o kadar oburdur, açgözlüdürler. Yetkiye doymazlar. Yetki sınırlarını zorlar, aşar ve bunu hakları olarak görürler. Hep daha fazlasını ister.
Teflonlu yönetici, hesap verme konusunda kaçak güreşen bir pehlivandır. Hesap vermekten bilinçli biçimde kaçar. Çünkü yetki konusunda haddini aştığını bilir.
2. Utanma duvarını aşmıştırlar
Teflonlu yönetici olmak kolay değildir; herkes olamaz. Bunu kaldırabilmesi için, önce kişinin güçlü bir midesinin olması gerekir. Teflonlu yöneticinin yüreği gibi, yüzü de teflonla kaplıdır. Pişkinlikten pişmiş ve utanma duvarını aşmıştır. Bu nedenle, yüzü kızarmadan, çok kolay yalan söyleyebilir. Daha önce söylediği bir şeyin, tamamen tersini savunabilir. İlkesizliğinden hiç rahatsız olmaz. Her söylediği şeye de kendi kafasından bir gerekçe uydurabilir.
3. Kendilerini çok akıllı zannederler
Teflonlu yöneticiler, Abraham Lincoln’nün şu sözünü bilmezler: “Herkesi bazen kandırabilirsiniz. Bazılarını her zaman kandırabilirsiniz. Ama herkesi her zaman kandıramazsınız” . Her zaman kandırabildikleri kişilere bakarak, kendilerini akıllı zannederler; herkesi kandıracaklarını ve kandırdıklarını sanırlar.
4. Kendi çıkarları önde gelir
Teflonlu yöneticinin tüm dünyası, kendi çıkarları çevresinde döner. Çıkarını korumak, amacına ulaşmak için her şeyi yapabilir. “Yakarım ben, Roma’yı da yakarım” şarkısı eşliğinde, yalan söyleye söyleye amacına ilerler. Gerçekten de çıkarları uğruna Roma’yı da yakabilirler.
5. Dostlukları yoktur, çıkar ortaklıkları vardır
“Öküz öldü, ortaklık bozuldu” diye bir deyiş vardır. Teflonlu yönetici, çıkarı gerektiriyorsa önce ortaklığı bozar, sonra öküzü de öldürür. Çıkarı uğruna harcamayacağı kişi yoktur. Dostluklarına güven olmaz; dostlukları yoktur, çıkar ortaklıkları vardır.
Sonuç
Teflonlu yöneticiler, kuruluşlar için çok zararlıdır. Makamları ne kadar yüksek olursa, zararları da o derece büyük olur.
Kuruluşlarınızda, çevrenizde teflonlu yöneticilere siz de rastlıyor musunuz?