Tedirginlik yaratan bir denetim
Koç Holdingin Aygaz ve Tüpraş şirketlerine Vergi Denetim Kurulu’nun polis eşliğinde denetim başlatması piyasalarda tedirginliğe yol açtı. Maliye Bakanı Şimşek, Kurulun denetimini “gezi parkı olaylarıyla ilgisi olmayan rutin inceleme” olarak açıklarken, EPDK ve Maliye Bakanlığı yazılı açıklamalarında farklı değerlendirmelerin yer alması, piyasada incelemenin “rutin değil, siyasal baskı” olarak yorumlanmasını da beraberinde getirdi.
Koç Holding şirketleri Tüpraş, ve Aygaz”a , Vergi Denetim Kurulu tarafından polis eşliğinde denetim başlatılması Maliye Bakanı Mehmet Şimşek tarafından yapılan açıklamada “rutin inceleme” olduğu bildirilmesine, kurulun 50 bin vergi incelemesi yaptığını konunun Gezi Olaylarıyla ilgisinin olmadığını belirtmesine karşın, bu denetim piyasalarda “siyasal baskı amaçlı” olarak nitelenip tedirginlik yarattı. Koç Holding borsadaki 12 şirketinin hisselerinde yüzde 1.42 ile 3.5 arasında düşüşler yaşandı.
EPDK ise dün incelemenin “Rutin denetim dışında” olduğu açıklamasını yaptı. Maliye Bakanlığının yazılı açıklamasında ise “Vergi Denetim Kurulu tarafından, mahkeme kararına dayanarak bazı mükelleflerin kanuni merkezlerinde aramalı inceleme faaliyetleri yürütülüyor. Vergi Usul Kanunu’nun 5. Maddesi hükümlerine göre detaylı bilgi verilmesi söz konusu değildir” denildi. Piyasalardaki tedirginliğe biraz da bu farklı açıklamalar yol açtı…
Bu gelişme üzerine Reuters dünkü haberinde Eurasia Grubun geçen hafta yayınlanan notundaki, “Erdoğan daha önce Koç Grubu, Boyner ve Garanti Bankasını işaret etmişti. Bu şirketler günah keçisi haline gelebilir ve Erdoğan’ın doğrudan veya dolaylı yaptırımlarına maruz kalabilir” değerlendirmesini hatırlattı.
Dün konu ile ilgili sohbet ettiğim bir işadamı dostum ise “Önce gezi parkı olaylarına katkı veren bazı sivil toplum kuruluşları yöneticileri, ardından gezi parkı olaylarında yer alan gençler gözaltına alındı. Demek şimdi sıra Başbakan’ın kızdığını belirttiği şirketlere geldi” yorumunu yaptı…
Siyasilerin ve bürokratların şirketlerle ilgili bu tür açıklamaları olumsuzluk yaratan sonuçlara konu oluyor. Bilindiği gibi Gezi olayları sırasında polisten gazdan kaçanların Divan oteline sığınmalarının ardından polisin otel içerisine gaz sıkarak boşaltmasının ardından, Başbakan Erdoğan yaptığı açıklamada, Koç grubunu suçlayan bir demeç vermişti. O nedenle piyasada bu denetimlerin “rutin olmaktan çok siyasal ve cezalandırıcı bir tutum” olduğu konuşulmaya başlandı. Bu ise piyasalarda olumsuz bir rüzgar esmesine neden oldu.
Denetimlerinin rutin olduğu söylenen firmalardan Tüpraş, hafta başında açıklanan İSO 500 büyüğün ilk sırasında yer alıyor. 4 bin 358 çalışanı olan Tüpraş, 40 milyar 118 milyonluk satış hasılatı 500 büyüğün toplam satıştan hasılatının yüzde 11.3’ü tek başına gerçekleştiriyor. Bir başka deyişle kalan 499 firmanın 9’da biri hasılata sahip olan bir firma.
Bu firmada Maliye denetimi sürerken kayıt dışılık rakamlarına bakalım. Dünya Bankası’nın verilerine göre Türkiye 162 ülke arasında kayıt dışılıkta yüzde 31.6’lık oranı ile 95. Sırada yer alıyor. Mehmet Şimsek’in geçen yıl Mayıs ayındaki açıklamasına göre de kayıt dışılık yüzde 27.7 ile indirilmesine karşı yüksek oranda.
O nedenle, İSO 500’ün ilk sırasını yıllardır işgal eden, kurumsal yapısı bilinen ve yabancı denetimi dahil her türlü denetime tabi bir borsa şirketine polisle birlikte Vergi Denetim elemanlarının gitmesi, piyasalarda “Rutin bir inceleme” olarak görülmüyor. Bu da ardında siyasi bir baskıya dayalı cezalandırma düşüncesinin ağır bastığı yorumlarına yol açıyor.