TCMB’nin faiz indirimi olasılığı arttı, ekonomide resesyon somutlaştı
Parasal sıkılaştırma esaslı programın üretim, tüketim ve yatırımları baskılayıcı etkisiyle ekonomide başlayan yavaşlama üçüncü çeyrekte de devam etti. Yılın ikinci çeyreğinde hız kesen büyüme üçüncü çeyrekte yüzde 2,1’de kaldı. Büyüme oranı üçüncü çeyrek için öngörülen yüzde 2,64’lük beklentiyi karşılamadı. Böylece Türkiye ekonomisinde üst üste büyüme süreci 17 çeyreğe ulaşmakla birlikte, bu dönemin en düşük çeyreklik büyümesi kaydedildi. Yıllık bazda büyüme son iki çeyrekte art arda düşük gelirken, çeyreklik değişimlerin üst üste eksi gelmesi ise “teknik resesyon”un işaretini verdi.
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), 2024 yılının üçüncü çeyreğindeki gayri safi yurt içi hasıla (GSYH) gelişmelerini açıkladı. Buna göre GSYH, temmuz-eylül dönemini kapsayan üçüncü çeyrekte cari fiyatlarla geçen yılın aynı çeyreğine göre yüzde 53,3 artarak 11 trilyon 893,3 milyar TL oldu. GSYH’nin üçüncü çeyrek değeri ise cari fiyatlarla ABD doları bazında 357 milyar 989 milyon dolar olarak gerçekleşti. Zincirlenmiş hacim endeksi üçüncü çeyrekte 243,4 oldu. Üçüncü çeyrekte geçen yılın aynı çeyreğine göre büyüme yüzde 2,1 olurken, ikinci çeyreğe ilişkin daha önce yüzde 2,5 olarak açıklanan büyüme oranı da yüzde 2,4’e revize edildi. Buna göre ilk dokuz ayda milli gelirde geçen yılın aynı dönemine göre büyüme yüzde 3,2 düzeyinde gerçekleşti.
Teknik resesyona girildi
Takvim etkisinden arındırılmış GSYH zincirlenmiş hacim endeksine göre üçüncü çeyrekteki yıllık büyüme oranı yüzde 1,9 oldu. Mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış endeks ise bir önceki çeyreğe göre yüzde 0,2 küçüldü. Büyüme hızı yıllık bazda belirgin biçimde yavaşlarken, önceki çeyreğe göre yaşanan daralma, parasal sıkılaştırmanın ekonomideki fren etkisini ortaya koydu. Bu arada bu yılın ikinci çeyreğinde önceki çeyreğe göre büyüme verisi yüzde 0,2 daralma şeklinde revize edildi. Böylece çeyreklik bazda üst üste iki çeyrek daralma yaşanması dolayısıyla, teknik resesyona girilmiş oldu.
Enflasyon mu – büyüme mi ikilemi
Ekonomik faaliyette fren eğiliminin giderek kalıcılaşması, geçen yılın ikinci yarısında uygulamaya konulan parasal sıkılaştırma esaslı programın ekonomiyi soğutucu etkisini somutlaştırırken, resesyon olasılığı, sekiz aydır yüzde 50’de tutulan Merkez Bankası politika faizinin düşürülmesi gerektiğini savunanların argümanlarını güçlendirdi. Ekonomi çevrelerinde giderek artan beklentiye rağmen faiz indirimi süreci enflasyonla mücadelede henüz hedeflenen noktaya gelinmediği için sürekli ötelenirken; büyüme verilerinde ortaya çıkan resesyon eğiliminin giderek somutlaşması ise ekonomi yönetiminin “enflasyon mu-büyüme mi?” ikilemini artırdı. Büyüme hızının üçüncü çeyrekte düşmeye devam etmesi, Merkez Bankası’nın aralık ayında faiz indirimine gitme olasılığını artırıcı bir gelişme oldu.
Ekonomide ortaya çıkan kısmi resesyon, halen yüksek düzeyde bulunan enflasyonla birlikte değerlendirildiğinde “stagflasyon” durumuna işaret ediyor. İzleyen dönemde büyümenin bir süre daha zayıf seyretmesi, ancak dezenflasyon sürecinin güçlenmesi bekleniyor. Enflasyonda kalıcı iyileşme noktasında faiz indirimlerinin başlaması ise büyümeyi yeniden canlandıracak.
Sanayide kan kaybı
Üretim yöntemiyle GSYH’yi oluşturan faaliyetler incelendiğinde; en stratejik sektör olan sanayide ilk çeyrekteki yüzde 4,2’lik büyümenin ardından gelen ikinci çeyrekteki yüzde 1,6 küçülmeden sonra üçüncü çeyrekte de yüzde 2,2 küçülme yaşandı. Bu kapsamda özellikle imalat sanayiinde küçülmenin ikinci çeyrekte yüzde 2,7 ve üçüncü çeyrekte yüzde 2,8’le çok daha hızlı olduğu dikkati çekti. Üçüncü çeyrekte geçen yılın aynı dönemine göre zincirlenmiş hacim endeksi olarak; en hızlı büyüme yüzde 9,2 ile inşaat sektöründe gerçekleşti. Revize verilere göre sektörün ilk çeyrek büyümesi yüzde 10,9, ikinci çeyrekteki büyümesi yüzde 6,9 olmuştu. İlk çeyrekte yüzde 5,1, ikinci çeyrekte yüzde 4,3 büyüyen tarım sektörü üçüncü çeyrekte de yüzde 4,6 büyüme kaydetti. Finans ve sigorta sektörü üçüncü çeyrekte yüzde 6,2 ile hızlı büyüyen sektörler arasında yer aldı. Bu sektörü yüzde 2,5 büyüme ile gayrimenkul faaliyetleri, yüzde 2,2 büyüme ile bilgi, iletişim, yüzde 1,9’la kamu yönetimi, eğitim, sağlık, yüzde 1,4’le hizmetler izledi. Üçüncü çeyrekte sanayi dışında mesleki, idari, destek faaliyetlerinde yüzde 0,3 ve diğer hizmetlerde de yüzde 2,4’le küçülme yaşandı.
Tüketim yeniden ivmelendi
Harcama yöntemiyle GSYH hacim endeksine göre büyümeye bakıldığında, ikinci çeyrekte iyice yavaşlayan tüketimin üçüncü çeyrekte yüzde 3,1 artışla yeniden ivme kazandığı dikkati çekti. Yerleşik hane halklarının nihai tüketim harcamalarında önceki yıl aynı çeyreklere göre zincirlenmiş hacim endeksi olarak 2023 ilk çeyrekte yüzde 17,3, ikinci çeyrekte yüzde 16, üçüncüde yüzde 12,3, son çeyreğinde yüzde 10,1 ve bu yılın ilk çeyreğinde yüzde 7 olan artış, ikinci çeyrekte yüzde 1,5’e kadar düşmüştü.
Revize verilere göre bu yıl ilk çeyrekte yüzde 3,1 artan, ikinci çeyrekte yüzde 0,4 düşen devletin nihai tüketim harcamalarında üçüncü çeyrekte de yüzde 0,9 düşüş yaşandı. Yatırımları gösteren gayri safi sabit sermaye oluşumunda ilk çeyrekte yüzde 9 olan, ikinci çeyrekte yüzde 0,8’e düşen artış, üçüncü çeyrekte yerini yüzde 0,8 düşüşe bıraktı.
En büyük katkı net ihracattan
Üçüncü çeyrekte milli gelir büyümesine en fazla pozitif katkı, “net ihracat” artışından geldi. Ancak bu gelişme ihracat artışından çok, ithalattaki düşüşten kaynaklandı. Net ihracat (ihracat-ithalat) kalemindeki artış, alınan kota önlemleri ile altın ithalatının ve esas olarak frene basma eğilimindeki sanayi sektörünün girdi ithalatındaki hızlı düşüş dolayısıyla yaşandı.
Mal ve hizmet ihracatında geçen yılın aynı çeyreklerine göre zincirlenmiş hacim endeksi olarak bu yıl ilk çeyrekte yüzde 5,1 olan, ikinci çeyrekte yüzde 0,9’a düşen artış, üçüncü çeyrekte yüzde 0,8 olurken; eksi kalem olarak mal ve hizmet ithalatında ilk çeyrekte yüzde 3,3, ikincide yüzde 5,8 olan gerileme, üçüncü çeyrekte yüzde 9,6’ya ulaştı. İthalattaki düşüşün hızlanması ile net mal ve hizmet ihracatının büyümeye katkısı üçüncü çeyrekte 2,2 puan olarak gerçekleşti. İlk dokuz aydaki yüzde 3,2’lik büyümenin ise yüzde puan olarak 1,9’u net ihracattan geldi.